Zehir tacirlerinin hedefindeki Türkiye, Avrupa genelinde metamfetamine bağlı ölümlerde ikinci sırada geliyor. Avrupa Uyuşturucu Raporu ile ortaya çıkan son tablo, uyuşturucuya karşı mesai harcayan uzmanların başında gelen Prof. Dr. Kültegin Ögel ile masaya yatırıldı.
Önce AMATEM, ardından ÇEMATEM'de uzun yıllar bağımlıların tedavisine yönelik çalışmalar yürüten, şimdilerde Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Bağımlılık Merkezi Direktörlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Ögel, Avrupa Uyuşturu Raporu sonuçları üzerinden Türkiye'deki madde bağımlılığı eğrisindeki son durumu Milliyet ile paylaştı. Prof. Dr. Ögel, sahadaki araştırma verilerinin A B Uyuşturucu Ofisi verileriyle örtüştüğünü dile getirdi. Kovid-19 salgının ilk dönemi sayılan 2020'de uyuşturucu madde kullanımında bir düşüş yaşandığını ancak 2021'de artış eğrisinin sürdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Ögel, "Türkiye maalesef artık geçiş veya köprü değil kullanıcı ülke konumunda. Birçok kentimizde metamfetamin zehrinin tuzağına düşen gençleri görüyoruz. Türkiye"de eroin kullanımında da bir artış olduğu atık su analiz sonuçlarında da ortaya konuldu. Dünyada önümüzdeki dönemde sentetik opiyat dediğimiz ilaç şeklindeki zehir türevlerinin tüketiminde ciddi artışlar göreceğiz. ABD'de sentetik opiyat bağımlılığı ve ölüm oranları ciddi artıyor. Bu ülkeden dalga dalga yayılım olacaktır" dedi.
Bonzai tüketiminin yapılan başarılı operasyon, medya desteği ve uyarılar sonucu azaldığını ancak metamfetamin zehrinin kullanımındaki artışın devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ögel, "Avrupa uyuşturucu raporuna göre Türkiye'de ölüm oranları azalıyor gözükse de maalesef uyuşturucuya bağlı genç ölümlerinde ilk üçteyiz. Avrupa genelinde metamfetamine bağlı ölümlerde ülke olarak ikinci sıradayız. Türkiye'deki uyuşturucu madde kullanımında büyük bir değişim yaşanıyor. Bonzai belasının yerini bağımlıların 'met' diye tanımladığı metamfetamin almış durumda. Bursa, İstanbul başta Marmara genelinde maalesef ki metamfetamin patlaması yaşanıyor" diye konuştu. İstanbul, Adana ve Ankara'nın madde bağımlı sayısının yüksek olduğu kentler olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ögel, şu tespit ve uyarıları sıraladı:
Esenyurt sorunlu
"İstanbul'da en kötü durumdaki ilçe ve semtler Esenyurt, Küçükçekmece, Sefaköy, Yenibosna, Pendik ve Tuzla olarak öne çıkıyor. Ne yazık ki metamfetamin ve esrar zehri her ilçeye girmiş durumda. Kokain genellikle daha yüksek gelirli bağımlıların tercihi. Kuştepe, zehrin en çok satıldığı yer. Beşiktaş ve Bağcılar sorunlu bölgelerden. Ancak İstanbul'da en sorunlu yerleşim bölgesi Esenyurt. Şu an en büyük bela metamfetamin kullanımındaki patlama. Geçmiş yıllarda İran sınırından sokulan bu zehir özellikle Bursa ve Kars'ta oldukça yaygınlaştı. Son üç yılda İstanbul'da 'met' bağımlı sayısında ciddi artış yaşanıyor. Kristal toz şeklindeki bu zehir, nörotoksik olduğundan beyindeki dopamin ve seratonin nöronlarına zarar veriyor. Bağımlıların tamamında akıl hastalığı, beyin fonksiyonlarının çöküşünü görüyoruz. Metamfetamin demek beyin ölümü demek."
'Anne çok desteklerse çocuk iyileşmiyor'
Prof. Dr. Ögel, bağımlılara yönelik tedavi seçeneklerini de şöyle anlattı: "Anne çocuğunu çok desteklerse bağımlılık iyileşmiyor. Bağımlı bireyin, alışkanlıklarını değiştirmesi ve sorumluluk almasını sağlıyoruz. Bu yöntem için özel psikiyatrik programlar geliştiriliyor. Kişinin bağımlı olduğunun farkındalığını sağlıyoruz. Kuralları en çok ebeveynler bozuyor. Yeni dönemde ebeveynlere yönelik tedavilere daha çok yöneleceğiz. En etkili tedavilerden biri de son birkaç yıldır uyguladığımız enjeksiyon yöntemi. Bir takım etken ilaçlar ile kişinin, beyindeki reseptörleri devre dışı bırakıp bağımlının madde isteğini ortadan kaldırıyoruz."