Kilo alındığında midenin büyüdüğü ya da kilo verildiğinde küçüldüğü gibi toplumda var olan algının doğruyu yansıtmadığını ifade eden Uzm. Dr. Fevzi Akdemir, midenin ameliyat dışında küçülen ya da yemek yedikçe büyüyen bir organ olmadığını belirterek, “Kilo almanın sebebi midenin büyümesi değildir” dedi.
Genelde kilo verirken hemen hemen çoğu kişide “midem küçüldü", kilo alındığında da "midem genişledi, büyüdü" algısı var. Oysa midenin küçülmesi ya da büyümesi diye bir durumun söz konusu olmadığını söyleyen Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Fevzi Akdemir, “İster obez olsun ister normal kilolu olsun insan midesi anatomik olarak 1 ila 1.5 litrelik kapasiteye sahiptir. Yani zayıflarken insanların midesinin küçüldüğünü söylemesi ya da kilo aldığında midesinin büyüdüğünü söylemesi yanlıştır. Hatta obezitesi bulunan bir kişinin midesi, daha hafif kiloda olan birinin midesinden daha küçük olabilmektedir. Yani mide kapasitesi kişilerin daha kilolu ya da daha zayıf olmasının bir nedeni değildir” dedi.
Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Fevzi Akdemir, mide ve kilo ilişkisi hakkında şu bilgileri verdi: “Midenin çalışma sistemi
Mideyi bir balona benzetmek mümkündür. Bir besin ya da sıvı alındığında gerilir, boşaldığında normal boyutuna geri döner. Yani yemekler sindirildikten sonra yine eski boyutuna geri döner. Tüm mesele alınan kalori miktarıdır. Kilo almak alınan ve harcanan kalori arasındaki denge sorunlarından kaynaklanmaktadır. Besinler, yemek borusundan sonra mideye geçer. Mide asidi besinleri parçalar. Mide, besini aldıkça gerilir. Yeterince gerildiğinde de beyne doyma sinyalleri gider. Sonrasında mide besinleri parçalamaya devam eder ve bu besinler sindirilmek üzere ince bağırsağa geçer. Fazla kilolu ya da obez olmak mideyi büyütmemekle birlikte aşırı gıda alımı beyne giden açlık-tokluk sinyallerini bozar. Bir süre sonra mide, besin aldıkça gerilse de bu sinyalleri beyne gönderemez olur. Böylece aşırı yeme davranışı başlar ve obezite meydana gelir. Eğer kişi sürekli olarak yüksek kalorili besleniyorsa yani hazır, şekerli, sağlıksız gıdalar tüketiyor, fast food yiyorsa kilo alır. Bu tür gıdalar tokluk süresini kısaltan gıdalardır.
Mide sadece ameliyatla küçülür
Ameliyat dışında farklı bir yöntemle mide küçülmez. Obezite cerrahisi türünden tüp mide ameliyatı ile midenin yüzde 80 ila 85’i çıkarılır ve midenin hacmi 100-200 ml arasına gelir. Mide kapasitesinin bu yolla küçülmesiyle gıda alımı azalır, iştahı düzenleyen hormonlar değişir böylece kilo kaybı başlar. Ameliyat olmadıkça daha az yemek mideyi küçültmez. Bu durum sadece iştah hormonlarını düzenler; bu da kişinin sürekli acıkmamasını ve diyetine bağlı kalmasını sağlar.
İştah dengesini sağlamanın yolları
Her ne yöntem denenirse denensin kilo kaybı için kişilerin egzersiz yapması gerekir. Egzersizler kademeli olarak artırılmalıdır. Bunun yanında sağlıklı beslenmek vücut yağ oranını düşürmek için atılacak önemli bir adımdır. Ayrıca obezite için diyet ya da egzersizle hedefe ulaşılamadıysa çeşitli ilaç tedavileri önerilebilmektedir. Ancak ilaca başlama kararı tüm tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesiyle birlikte hasta için fayda- zarar ilişkisine göre verilmektedir. Bu nedenle deneyimli hekimlerden destek alınmalıdır. İlaç tedavilerinin de yan etkileri olabilir. Bu nedenle doktor onayı olmadan hastanın kendi kendine ilaç alması olumsuz sonuçlar doğurabilir. Eğer ilaç tedavisinden de fayda sağlanamıyorsa ameliyat yöntemine bakılabilir. Kilo vermek için mutlaka bir iç hastalıkları uzmanı, akabinde bir beslenme ve diyet uzmanından destek alınmalıdır. Kilo vermeye engel bir durum söz konusuysa öncelikle bunlar tedavi edilmelidir.
İştah dengesini sağlamanın yolları
Aşırı vücut yağı çeşitli kanser türlerinden, diyabete, kalp ve damar hastalıklarına sebep olabilir. İştah dengesini sağlamanın yolları şöyle sıralanabilir:
1. Yüksek lifli besinlerden faydalanmak
2. Her öğünde yeterli proteine yer vermek
3. İşlenmiş gıdalardan, şekerli besinlerden kaçınmak
4. Bol su tüketmek
5. Yemekleri daha yavaş tüketmek
6. D vitamini ve Omega-3 yağ asitlerinden faydalanmak
7. Düzenli uyumak
8. Düzenli egzersiz yapmak
9. Stres yönetimini öğrenmek.”
