Acem Kızı türküsünün elimizde 10 kıtası var. Neşet Ertaş bunun 3 kıtasını biliyor” dedi.
Sık sık Acem kızının olduğu pavyona giden Aşık Hüseyin’in evli olmasına rağmen Acem kızına olan aşkından dolayı kendisine evlilik sözü verdiğini anlatan Aşık Feymani, "Ancak Aşık Hüseyin bir türlü sözünde durmadı. Acem kızı da, kendisine evlilik teklif eden dönemin Adana beylerinden Hulusi Beyin oğlu Deli Mehmet lakaplı biriyle evlenir" diye konuştu.
"Gayrı Dayanamam Ben Bu Hasrete", türküsünün de nasıl ortaya çıktığını da anlatan halk ozanı Aşık Feymani, Deli Mehmet’in, Acem kızını pavyondan arabasına bindirip götürürken o esnada olaya tanıklık eden Aşık Hüseyin’in ’Gayrı dayanamam ben bu hasrete ya beni de götür ya sende gitme" dizeleri ile başlayan ünlü türküyü de Acem kızı için söylediğini belirtti.
Ancak bir süre Adana yaşayan Acem kızının Deli Mehmet’den ayrılarak Adana’da bir eğlence mekanında şarkı söylemeye başladığını, Aşık Hüseyin’in de aşkından bir şey kaybetmediği Acem kızını Adana’da bulup tekrar gönül ilişkisi yaşamaya başladığını dile getiren Aşık Feymani, uzun zaman kendisine evlilik sözü veren Aşık Hüseyin’in evli olduğu için ve maddi durumu da olmadığı için Acem kızı ile bir türlü evlenemediğini bundan dolayı da Acem kızının Kahramanmaraşlı bir iş adamı ile evlenerek Kahramanmaraş’a yerleştiğini söyledi.
"Hata benim günah benim suç benim" türküsünün de bu şekilde ortaya çıktığını söyleyen Aşık Feymani, “Acem kızı Kahramanmaraş’a gelin gittikten sonra ömrünün sonuna kadar Maraş’ta yaşamıştır. Oğulları torunları vardır ve hepsi kayıtlıdır. Acem kızı Maraş’ta iken Aşık Hüseyin, ’Bilemedim kıymetini kadrini hata benim günah benim suç benim" sözleriyle başlayan türküyü söyler. Bu türkülerin tamamı Aşık Hüseyin’e aittir. Muhtemelen Neşet Ertaş’ın babası Muammer Ertaş çalışmak için Çukurova’ya gelmiştir ve bu türküleri Aşık Hüseyin’den dinlemiştir ve bu şekilde Neşet Ertaş’a bir aktarım olmuştur diye düşünüyoruz” dedi.
Çukurovalı Edebiyatçı yazar İrfan Can ise başta Acem Kızı türküsü olmak üzere Neşet Ertaş’ın seslendirdiği bazı türkülerin Aşık Hüseyin Tenecioğlu’na ait olduğunu belirterek, “Ancak bu durum Neşet Ertaş’tan bir şey kaybettirmez. Fakat hakkı da haklı olana vermek lazım. Aşık Hüseyin’in ismi ilk olarak 1928 yılında Adana’da yayınlanan bir kültür edebiyat dergisinde geçiyor. Bazı kaynaklarda da Aşık Hüseyin’in ismine rastlıyoruz. Ben MESAM’a Acem Kızı türküsünün Aşık Hüseyin’e ait olduğunu bildiren yazılar da yazdım” şeklinde konuştu.
(İHA)