Gölcük ilçesinde yaşayan 41 yaşındaki Çiğdem Şeb, kendisini rahatsız eden boneden kurtulmak için bonesiz kullanılan türban tasarladı. Tasarladığı bonesiz türbanın bonenin verdiği rahatsızlığı ortadan kaldıran ve kadınların kısa sürede başlarına bağlayabildikleri bonesiz türban için Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan Tasarım Tescil Belgesi aldı. Tasarladığı ürünü maddi imkansızlıklar yüzünden üretime geçiremediği için üzülen Çiğdem Şeb, türbanın üretimi için kendisine destek verecek firma arıyor. Tasarladığı ürünün üretimi için çalmadık kapı bırakmadığını ancak firmaların kendisini belli bir süre oyaladıklarını kaydeden Çiğdem Şeb, ürünü maddi imkansızlıktan dolayı üretemediğini belirterek, “Bone, yazın çok terletiyor ve çok kaşıntı yapıyor. Kadınların hep bunlardan şikayetleri var” dedi.
“Bu ürün çaresizlikten ortaya çıktı”
Eşarp takarken boneden yaşadığı sorunlardan sonra ürünü tasarlamaya karar verdiğini söyleyen Çiğdem Şeb, “Başörtüsü takmaya başladığım zaman bone takmak zorundaydım. Ondan başka bir alternatif yok çünkü. Ben boneyi alıp taktım. Hem de kötü bir marka değil, iyi bir markanın bonesini alıp taktım. Takmaya başladım fakat taktık tan 1-2 saat sonra kafam inanılmaz derecede ağrımaya başlıyordu. Benim kafam asla ağrımaz. Boneyi çıkartıyorum kafamın ağrısı geçiyor, takıyorum ağrımaya başlıyor tekrardan. Ama dedim ki ben bu eşarbı takmak zorundayım. Hani derler ya her şey çaresizlikten doğar. Bu ürün de çaresizlikten ortaya çıktı. Çaresiz kaldığım zaman bir lastik aldım ve onu şala diktim. Daha sonra onu kafama taktım. Eğreti oldu fakat sonra baktım ki çevremdeki birçok insan şikayetçiymiş zaten boneden, bir tek ben değilmişim. Sonra onu duyunca dedim ki ben bunun patentini alarak önlemini alayım. Daha sonra da gidip daha çok geliştireyim, en azından bir terziye gidip fikirlerimi söyleyeyim o bunu düzenlersin. Saha sonra da ben bunu satayım” diye konuştu.
“Çok zorluklarla karşılaştım bu süreçte”
Ürünün patentini aldıktan sonra birçok firmanın ürünü üreteceğini söylediğini ama sonra vaz geçtiklerini ifade eden Şeb, “Bir teyzemize 'Takabiliyor musunuz boneyi' diye sordum. Bana bakıp ‘Kızım başka bir alternatifim mi var’ dedi. İşte orada ben de ampul yandı ve o nedenle böyle bir ürün ortaya çıktı. Sonradan geliştirdim. İlk patentimi kopçalı olarak aldım, cırt cırtlı sevmeyenler olabildiği için. Daha sonrakini de cır cırtlı olarak aldım. Daha sonra kendimi geliştirerek bu seviyeye geldim. Çok zorluklarla karşılaştım. Ben ürünümü çıkartalı ve patentini alalı bir buçuk yıl oldu. Önce ürünümü eşarp firmalarına götürdüm. Her yeri tek tek gezdim. Eminönü’nde herkes beni tanır herhalde. ‘Bu ürün olmaz’ dediler. Daha sonra bir firmaya daha götürdüm. Firma bana ‘Tamam, çok beğendim, 5 bin 200 tane hemen üretelim’ dedi. Ben de Bursa’ya gittim. Bursa’da havalara uçuyorum. Ayaklarım yere basmıyor. Çünkü ürünüm çıkacak, böyle bir güzellik var mı? Daha sonra haber falan veren yok. Daha sonra bir firmaya daha götürdüm. Orası da bana ‘Kimse yapmazsa ben yaparım bu ürünü’ dedi. Ama sonra yapmadı. O da fos çıktı artık” şeklinde konuştu.
“Şu an param olsa, hiç gözümü kırpmadan yaparım üretimini”
Tasarım tescil belgesinin olmasına rağmen ürünü üretemediğinden dolayı mağduriyet yaşadığını belirten Çiğdem Şeb, “Bu ürün Tasarım Tescil belgeli ürünüm benim. Tasarım tescil belgem var benim. Üretilmeyecekse niye verdiler o zaman bu belgeyi bana. Bunu ben atayım diye mi verdiler. Neden denemiyorsunuz, neden üretmiyorsunuz? Çevremde ürünü gören insanlar bayılıyorlar. ‘Bu ürünü nasıl üretmezler. Üretmeyecekler ise sen yap’ diyorlar. Ben yapamıyorum, diyorum. Şu an param olsa, hiç gözümü kırpmadan yaparım üretimini, neden insanlara yalvaracağım. Ama ben yine kimseye karşı kırgın, kızgın değilim” ifadelerini kullandı.
İHA