Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün İstanbul’da katıldığı bir dizi programın ardından akşam saatlerinde ise Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezi’ne geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada İstanbul Gençlik Festivalini ziyaret ederek gençlerin sorularını yanıtladı.
“BİZ KENDİ DÖNEMİMİZDE SİYASİ MÜCADELEYİ ADETA PROFESYONEL OLARAK VERDİK”
Gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim zamanımızda 30 yaş sınır vardı. Bizde bunu indirmek için uğraştık. o zaman netice alamadık. Ne zaman iktidar olduk biz bu yaşı indirelim dedik. Hedefe kilitlenerek önce 25 e indirdik. Seçme yaşı 18 seçilme yaşı 25 niye seçme 18 de seçilme 25 diye düşündük. Zor olan seçilmek değil, seçmektir. Zamanında şimdi merhum oldu, bir siyasetçinin birisi Ben taksim meydanına 4 ayaklı koysam seçtiririm demişti. Bugünde benzer şeyler oluyor. Ben 15 milletvekilini bir partiye gönderirim. O seçti ya, ondan sonra onlar orada isterse seçilsinler ister seçilmesinler. Milletvekillerinin gözleri yaşlıydı, ağlaya ağlaya gönderdi. Demokrasi nerede, şimdi bunu görüyoruz. Bunu görmenin çok büyük faydaları var. Önümüzdeki günler birçok şeye gebe. İlginç gelişmeler var. Biz kendi dönemimizde siyasi mücadeleyi adeta profesyonel olarak verdik” dedi.
“24 HAZİRAN SİPARİŞ MİLLETVEKİLLERİNİ ORTAYA ÇIKARDIĞI CUMHURBAŞKANI ADAYLARIYLA YÜRÜMEYECEK SİZİN İSTEDİKLERİNİZLE YÜRÜYECEK”
Geçmiş dönemde yaptıkları siyasi propagandayı anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kendimizi 30’a kilitlemiştik. Biz siyaseti daha üniversite sıralarında özellikle gerçekleştirdik ve yaptık. Bizim zamanımızda propaganda öyle kalkıp da televizyonlarda filan yürütülmüyordu. Propaganda geceleri sabahlara kadar duvarlara afiş asardık. Anacağım evin balkonunda beklerdi ben afiş asmaktan gelirdim. Ömrümüz böyle geçti. Duvarlara yazılar yazardık. Yazıları da güzel yazardım. Bilirlerdi ki bu yazı reisin derlerdi. Muhalifler silerdi biz tekrar yazardık. Şimdi çok daha rahat olduğu için, megabordlarla, bilbortlarda rahatlıkla sipariş veriyorsun onlar oralar asıyorlar. Böyle olunca da tadı olmuyor. Televizyonlarda bu tür programlar yapıyoruz. Tek derdimiz sizlerle olan elektrik. Sizlerle olan elektriğimizi iyi alıp verirsek inanıyorum ki 24 Haziran sipariş milletvekillerini ortaya çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarıyla yürümeyecek sizin istediklerinizle yürüyecek” diye konuştu.
“ÇATI GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ÇATARKEN GİTTİ”
24 Haziran seçimleri için hazırlıklarını tamamladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çatı gördüğünüz gibi çatarken gitti, evvel Allah bizim çatı proje bazında hazırlıklarımı yapmış vaziyetteyim. Manifestoyla ilgili arkadaşlarımla çalışma yapacağım. Yine Pazar günü bu manifestomuzu bunun yanında özellikle yapacağımız açıklamayı burada gayet güzel toparlarken, Kore’den gelirken gerekli çalışmaları arkadaşlarla yaptık. Bu akşam nihai şeklini verip Pazar günü İstanbul İl Kongresinde manifestomu açıklayacağız. Aday tanıtım toplantısında da yapacağımız yatırımların animasyonlarla görüntülü olarak kendilerini yayınlayacağız. Hazırlıklı olmadıktan sonra bu yola çıkılmaz onların hazırlığı yok. Bunlarda Yavuz Sultan Selim Köprüsü hazırlığı var mı? Marmaray var mı? Bizim bitirmek üzere olduğumuz 29 Ekimde açılışını yapacağız havalimanı var mı? Onlar daha bu işin projesinde değiller. Bunlar daha yolun başında bile değiller. Bunların hayalleri yok ki ürünleri olsun. Söyleyeceklerim manifestonun içerisinde yer alıyor. Hazırlıklarımız tamam açıklamayı İstanbul İl Kongresinde açıklayacağım. Seçim beyannamesini de aday tanıtma toplantısında açıklayacağım” şeklinde konuştu.
“ASRIN EN BÜYÜK TEHDİDİ TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞIDIR”
Teknoloji bağımlılığının büyük bir tehdit olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten madde bağımlığı konusunda şu anda yeni bir felaket geliyor. Teknoloji bağımlığıdır. Bağımlılık dediğimiz zaman sadece uyuşturucu olarak anlıyoruz, tinerdi bunları anlıyoruz. Asrın en büyük tehdidi teknoloji bağımlılığıdır. Benim torunum 2,5 yaşında eline telefonu alıyor o oyunları oynuyor. Ben oynayamıyorum o oynuyor. Aldığı zaman babası bir taraftan annesi bir taraftan sıkıştırmasına rağmen onun için umurunda değil. Bu denli kopamıyorlar. Bu da büyük bir tehlike bizim bunlara karış tedbirler geliştirmeliyiz. Üniversite ortak çalışma içindeyiz. Yeşilay’ın bu konuda güzel çalışmaları var. Bunların karşısına nasıl dikilebiliriz onun üzerinde çalışıyor. Evladın yel gidiyor, bunun çözmemiz lazım. Bunun bedeli sıradan rakamlar değil, bir neslin gitmesi bunu neyle ifade edebiliriz. Çok ciddi tedbirler almak için mücadele ediyoruz. Bununda başlı başlına en önemli adımı eğitim öğretim ve Yeşilay olmak üzere STK’lardan destek bekliyoruz. Bu iş manevi eğitim olmaksızın bunun önünü almak mümkün değil. Usul ve esaslarına göre manevi eğitim vermeliyiz” dedi.
“HER İKİSİNDE DE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ LOGOSUNU KULLANMA SÖZ KONUSU”
İstanbul’da bölünecek olan üniversitelerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konu beni ciddi manada rahatsız eden konulardan oldu. Aslında mevcut isimlerden ismi kaldırılan yok. Malum İstanbul üniversite şu andaki öğrenci kapasitesi 105 bin filan. Açık öğretim söylemiyorum. Bu 105 bine varan kapasite kaliteyi düşürüyor. Kaliteyi düşürdüğü için YÖK’le görüşme yaptık ve çalışma yapın dedik. YÖK bana bağlı bu çalışma sonrasında dediler ki biz burayı ikiye bölelim. Ve fakültelerdeki sayıları da öğrenci kapasitesi esas alınmak üzere ona göre bölünmeye gidelim. Önce ÇAPA Tıp esas alınsın, Cerrahpaşa Tıp esas alınsın. Orada farklı isimler çıktı. Dekanlarla sayın YÖK başkanımız toplantı yaptı. Bunu yaptıktan sonra da şu oluştu. İstanbul Tıp bir olsun, öbür tarafta da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa bir olsun. o ikisinde de 52 bin-50 bin civarında olsun altına düşürmeyeceğiz. İktisat işletme çapa tarafındaydı sonra oda cerrah paşa tarafına alındı. Arada öğrenci kapasitesi itibariyle pek fark kalmadı. Böyle bir noktaya geldiler YÖK bu noktada adım attı. Her ikisinde de İstanbul Üniversite adı var. Her ikisinde de İstanbul Üniversitesi logosunu kullanma söz konusu, belki Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacak” diye konuştu.
(İHA)