Ukrayna-Rusya savaşının başladığı 24 Şubat 2022'den bu yana 9,5 milyondan fazla Ukraynalı, Polonya'ya sığındı. Ukraynalı mültecilerden uyum sorunu yaşamayanlar ve Polonya'nın dilini öğrenenler olduğu kadar dışlanmış hisseden ve baskı görenler de bulunuyor.
Rusya'nın artan saldırılarından kaçarken Polonya'yı seçen 9,5 milyondan fazla Ukraynalı, yaşam standartlarından büyük ölçüde memnun görünüyor.
Savaş bitene kadar ülkelerine dönmeyi düşünmediklerini söyleyen Ukraynalılar, ülkede uzun yıllar kalmayı planlıyormuş gibi Polonyalı makamların açtığı ücretsiz dil kurslarına giderek veya uygulamalar üzerinden Lehçe öğreniyor.
Polonya'da iş gücüne katılan Ukraynalı mültecilerin sadece yarısı savaştan sonra ülkelerine dönmeyi istiyor.
Otto Work Force'un ocak ayında yayınladığı rapora göre, geçici çalışan Ukraynalı mültecilerin yüzde 26'sı evlerine dönüp dönmeme konusunda kararsız, yüzde 25'i ise geri dönüşü planlamıyor.
Yüzde 22'lik bir kesim de Polonya'dan Ukrayna'ya geri dönmek için değil, Almanya gibi başka bir ülkede yaşamak için ayrılmayı planladığını söylüyor.
Savaştan sonra ülkesine dönmeyen, Kiev-Moskova hattında gerilim başlayınca Polonya'ya sığınan ve yaşamını burada sürdüren 3 Ukraynalı, hikayelerini AA muhabirine anlattı.
Polonya'ya Rusya savaşından önce gelen ve ülkesine dönmeyi planlayan Danil Kosichenko, sekiz yıldır ülkede bulunduğunu söyledi.
Kosichenko, Ukrayna-Rusya savaşının başlamasıyla Polonya'ya çok sayıda Ukraynalının geldiğini ve savaş nedeniyle ekonominin kötü anlamda etkilendiğini anlatarak, kendisine yönelen davranışlar konusunda olumsuzluk yaşamadığını ifade etti.
Şu anda işsiz olduğunu ve birikimleriyle yaşamına devam ettiğini belirten Kosichenko, ailesinin hala Kiev'de yaşadığını kaydetti.
Kosichenko, ailesinin bahar ve yaz aylarını burada kendisiyle geçirdiğini ve Ukrayna'ya döndüğünü anlattı.
Ukrayna'daki ailesiyle sürekli irtibatta olduğunu dile getiren Kosichenko, "Ailemin Kiev'de güvende olduğunu söyleyemem çünkü Ukrayna'da kimse güvende değil. Sürekli iyi olmalarını umut ediyorum. Onlar nasıl hissediyor? Ukraynalıların çoğu gibi şoktan başlayarak öfkeye kadar tüm duygusal aşamaları yaşadılar. Tüm bunların üstesinden geleceğimize dair umut ve beklentiyle yaşıyoruz." diye konuştu.
Kosichenko, doğrudan bir ayrımcılıkla karşılaşmasa da genellikle internet üzerinden maruz kaldığı tepkiler olduğunun altını çizerek, "Buna hiç dikkat etmem bile. Yani bunun bir trend olduğunu düşünmüyorum. Yaygın bir davranış değil ve genellikle online platformlarda yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
Polonyalı olmadığını ve öyleymiş gibi de davranmadığını vurgulayan Kosichenko, "En azından şimdilik bu topluma aitim. Lehçe öğrendim. Aksanım da yok. Yabancı olduğumu belli etmek istemiyorum ve bunda da çoğunlukla başarılıyım. Ukraynalılara destek için yapılanlar beni çok mutlu ediyor. Ben ülke ya da hükümetten bahsetmiyorum ancak insanların bu konuyla ilgilendiklerini görmekten kesinlikle mutluyum." değerlendirmesinde bulundu.
Kosichenko, savaş başlamadan önce 2021'de Ukrayna'ya dönmeyi planladığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Savaş nedeniyle Ukrayna'ya dönemedim. Tüm bunlar bitince kesinlikle ülkeme döneceğim. Son olarak mesajım şu olacak, destekten ve tanklardan bahsettiğimizde, aslında insanları buna dahil eden şeyin toplumsal baskı olduğunu, olayların kendisi olmadığını gördüm. Gördüğümüz görüntüler, kaybolan hayatlar değil. Neler olup bittiğine bir bakın. Mantıklı ya da değil, siyaset olsun ya da olmasın, sadece insanların başına gelenlere bakarsanız, zaten bu olaylara dahil olmak için sebep görürsünüz."
"Tam bir belirsizlik durumunda yaşıyoruz"
Polonya'da yaşayan Kateryna Dyakova, Ukrayna'dan 14 Şubat 2022'de ayrıldığını belirterek, "Ocakta büyükelçilikler kapanmaya başlamıştı. Şubatın başında da uluslararası uçuşlar iptal olmaya başladı. Olayları yakından takip ediyordum. Zamanı geldi diye düşündüm." dedi.
Dyakova, herhangi bir stratejik plan yapmadan ucuza bulduğu biletle Polonya'nın başkenti Varşova'ya geldiğini ve konaklama için 2 haftalığına bir yer ayarladığını anlattı.
Konakladığı iki hafta boyunca Ukrayna'daki durumu izlemeyi planladığını ifade eden Dyakova, sonrasında Hollanda, İspanya ve Portekiz gibi ülkelere geçiş yaptığını söyledi.
Dyakova, bu süre boyunca "Bu savaş ne zaman bitecek? Eve ne zaman dönebileceğim?" düşüncelerinin hakim olduğuna dikkati çekerek, "Tam bir belirsizlik durumunda yaşıyoruz. Aslında sonbaharda geri dönmeyi planlıyordum ve o dönem altyapıya yönelik saldırılar başladı. Yani artık Kiev'de günün büyük bölümünde elektrik yok." ifadelerini kullandı.
Geçen yıl ekimde tekrar Varşova'ya geldiğini belirten Dyakova, şöyle devam etti:
"Size söyleyebileceğim şey, kesinlikle bir ruh hali değişikliği olduğu. Başlangıçta Ukraynalılara yönelik çok fazla yardım ve olumlu yaklaşım vardı, ama bence şu anki ruh hali, insanların bundan bıktığı, bunun bir rahatsızlığa dönüştüğü şeklinde. Sosyal medyada birçok kaba yorum görüyorum. Bir keresinde telefonda Ukraynaca konuşuyordum ve bir yaşlı adam bana Lehçe bağırmaya başladı. Ne söylediği hakkında hiçbir fikrim yoktu ama her halükarda tanımadığın bir kadına böyle gelmek... Evet... Kimse beni savunmaya çalışmadı."
Dyakova, birçok kiralık ev ilanında "Ukraynalılar için değil" ifadesinin yer aldığına dikkati çekerek, "Bu yüzden şimdi Polonya'da bir kadın olarak tamamen rahat olmadığımı söylemeliyim. Elbette bu bir utanç ama Polonyalıların bakış açısını da anlıyorum. Her iki şekilde de yardımları muazzamdı ve bu asla unutmayacağımız bir şey. İleride kendimi Polonya'da yaşarken görüyor muyum? Kesinlikle hayır." diye konuştu.
Barış değil zafer
Başkent Varşova'da yaşayan Ukraynalı gazeteci ve editör Maryna Gudzevata da Polonya'ya geçen yıl martın sonunda annesiyle geldiğini belirterek, "Neredeyse bir yıl olmuş. Polonyalı bir arkadaşım vardı ve bana sürekli buraya gelmem gerektiğini yazıyordu. 'Anneni de al gel.' dedi. Annem yaşlı bir kadın. Etraftaki patlamalara ve sirenlere çok kötü tepki verdi." dedi.
Gudzevata, durumun psikolojileri için hiç iyi gitmediğinin altını çizerek, "Kiev'den bir otobüsle Lviv'e Polonya sınırına ulaştık. Oradan da Polonyalı gönüllülerin yardımıyla ülkeye giriş yaptık." ifadelerini kullandı.
İlk başlarda bunun geçici bir çözüm olduğunu ve 3-4 ay sonra ülkesine dönebileceğini düşündüğünü belirten Gudzevata, "Hala buradayım. Kocaman bir yıl geçti ve durum bu. Herhangi bir plan yapamıyorum. Öngörülemeyen bir durum söz konusu. Seni ne bekliyor bilmiyorsun. Ukrayna dışında bir yerde yaşamak istemezdim. Gezmek tamam güzel ama yaşamak başka." diye konuştu.
Gudzevata, 77 yaşındaki annesinin daha sonra Ukrayna'ya döndüğünü ve kendisinin Polonya'da kaldığını, başka bir ülkeye gitmeyeceğini, Ukrayna'ya yakın bir konumda bulunmak istediğini söyledi.
Ukrayna'ya annesini ziyarete gittiğinde kendilerine yalnızca bir kilometre mesafedeki uzaklığa dron saldırısı olduğunu anlatan Gudzevata, "Annem yanımda olsaydı daha iyi olurdu. Oraya sürekli roketler atılıyor, füzeler düşüyor. Saatler boyunca sığınaklarda kalması gerekiyor. Bunların hepsi inişli çıkışlı bir yaşama sebep oluyor." şeklinde konuştu.
Gudzevata, Ukrayna'da herhangi bir ırkçılıkla ya da dışlayıcı davranışla karşılaşmadığını vurgulayarak, şunları aktardı:
"Bana karşı çok nazikler. Ben hep bu şekilde insanlarla karşılaştım. Belki ben Lehçe anladığım ve bildiğim için de avantajlı olabilirim. Kendi problemlerimi çözüp, doktora gidip kendimi anlatacak kadar Lehçe biliyorum."
Ukrayna'ya destek verenlere teşekkür eden Gudzevata, şöyle devam etti:
"Savaşın ilk aylarından beri destek olan Polonya'ya büyük bir teşekkür borçluyum. Polonyalı aileler kapılarını Ukraynalılara açtılar. Minnettarım. Belki bazıları bu durumu sadece göçmen statüsü için kullanıyor olabilir. İnsanların farklı farklı olabileceğinin farkındayım. Ukraynalıların işlerini 'çalacağını' düşünenler bile var. Ülkesine geri dönen arkadaşlarım da var. Onları da anlıyorum. Kariyer sahibi insanlardı ve burada bulaşık yıkayarak devam etmek istemediler. Bu da psikolojik bir meydan okuma. Diğer birçok insan, 'Minnettar olmalısın.' diyebilir ama bu çok karmaşık. Ukrayna'nın kesinlikle daha fazla silaha ihtiyacı var. Herkes barış istiyor ve barıştan bahsediyor ama biz zafer istiyoruz. Rusya'yı durdurmak için zafer kazanılmalı."