Bursaspor Yönetim Kurulu Sözcüsü Ramazan Çetin Kaya, istifa etmelerinin ve kongreye gitmelerinin nedenlerini açıkladı. Kaya, “200 milyon TL’ye yakın gelir oluşturduk. Ama borç yine 1 milyar 200 milyon TL. Bu durum okyanusa dökülen bir bardak su gibi etki oluşturuyor” dedi.
Bursaspor yönetiminin istifa ve tekrar kongre kararı alması sonrası Yönetim Kurulu Sözcüsü Ramazan Çetin Kaya, basın toplantısı düzenledi. Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri’ndeki toplantıda Ramazan Çetin Kaya, şunları söyledi:
“İlk günden bugüne nasıl gelindi onları açıklayacağım. Bursaspor finansal açıdan belirsizlik içindeydi. Camia da bunu endişe ile karşılıyordu. Mevcutta da başkan adayı olmadığı için çeşitli toplantılar yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da bu birlikteliği sağladı. Gerekli ödemeler yapıldı ve oyuncular transfer edildi. O dönem çok riskli bir dönemdi. Takımın düşme riski ciddi derecede vardı. Şehrin ileri gelenleri de insiyatif almadı. Biz de bu riske girdik. Süreç içerisinde de oyuncuların tek taraflı fesih hakkı vardı ve bunları da kullanmak istiyordu. Biz geldik, ödemelerini yaptık. Oyuncuları ikna ettik. O yolda da mücadele ettik. Takım TFF 1. Lig’de tutmak adına da mücadele ettik. Transferin son gününde alınabilecek oyuncuları da aldık ve yola çıktı. Kongre oldu ve seçildik. Zaten aday da yoktu. Süreç bu şekilde ilerledi. Sportif olarak da üzüldüğümüz anlar oldu. Burada herkes Bursasporlu. Gerekli çabayı gösterdik. Tüm futbolcular gitmek istiyordu. Biz ikna etmeye çalıştık. Ama istediğimize ulaşamadık. Şu anda mevcut olan yerdeyiz. Transfer yapamadığımız için elimiz kolumuz bağlı kaldı. Keşke transfer yapabilseydik. Ama mevcut futbolcularımız da ellerinden geleni yaptı. İyi bir ortam oluştu içeride. Sportif olarak, yaşadığımız sakatlıklar bile bizi zor durumda bıraktı. Biz bu riski bilerek tekrar devam etme kararı aldık. Sonuçta buradaki amaç Bursaspor’un yaşaması ve yaşatılmasıydı. Biz buna çok dikkat ettik. Bursaspor adıyla, rengiyle, stadyumu ile yaşatmaya çalıştık. Bizim gündemimizde Bursaspor FK, Belediyespor gibi bir gündemimiz olmadı. Aslı astarı olmayan iftarlarla köşeye sıkıştırıldık. Yapılması gereken ödemeler var. Buradaki tek amaç Bursaspor’un menfaatlerini korumaktı. Çok sert eleştirilerle de karşılaştık. Ama biz bu menfaatleri korumak adına sustuk. Burada 2 saat önce tesislerde icra arabaları vardı. Biraz para olduğunu sezince icraya memurları tesislere geliyor. Biz de bu suskunluğumuzu planlı yaptık. Geldiğimiz tablo ortada. Söylenecek çok şey var. Hiçbir zaman enkaz edebiyatı yapmadık. Bu borç yıllardan beri oluşan bir borç. 1 milyar 200 milyon TL borçtan bahsediyoruz. Bu borç 10 yılda oldu, 1 senede de toparlanmaz. 200 milyon TL’ye yakın gelir oluşturmuşuz. Ama aynı borç devam ediyor. Bu kadar kısıtlı imkanlarla sağladığınız her katkı okyanusta bir bardak su etkisi oluşturuyor. Camia içinde de ciddi bir ayrışma var. Bu ayrışmanın giderilmesi gerekiyor. Bizim Alinur Aktaş’la tek ilişkim su faturam. Ama bu katkıya rağmen yıpratılma politikası hiçbir şekilde Bursaspor menfaatleri ile uyuşmuyor. Alinur Aktaş’a teşekkür ediyoruz. 205 milyon TL’lik bir gelirden bahsediyoruz. Bursaspor’un 2.5 milyon TL’lik bir geliri var, yok. Alinur Aktaş da burada bir teşekkürü hak ediyor diye düşünüyorum. Bir organizmayı yok etmenin yolu o yapıyı bölmektir. Bizim camia olarak buna izin vermememiz gerekiyordu. Biz üzüm yiyeceğimize bağcıyı dövüyoruz. Makama saygı da kalmıyor.”