Türkiye'de pazar günü yapılacak referandum sürecini basından ve Türkiye'deki dostları aracılığıyla takip ettiğini söyleyen Hadzibajric, "Şahsen Türkiye'deki referandumdan olumlu sonuç çıkmasını bekliyorum. Benim kanaatim bu referandumun %55 ile %62 oranda destekle geçeceği yönünde. Tabii son sözü halk söyleyecektir. Türkiye'de bir meslektaşımla bu referanduma ilişkin süreci konuşma imkanım oldu. Bu referandumla gelecek değişikliklerin Türkiye'de idari sistemin işleyişini kolaylaştıracağını düşünüyorum. Referandum değişikliğine karşı çıkan siyasi partilerin de mevcut olduğunu görüyoruz lakin idari sistemin işleyişinin kolaylaşmasına ne sebeple karşı çıkıldığını anlamak mümkün değil. Türkiye'de 2 yıl önce gerçekleşen genel seçimlerden sonra yaşananlara hepimiz şahit olduk ve hükümetin kurulamadığını gördük. Bu nedenle de 90 gün içinde yeniden seçime gidilmek zorunda kalındı. Bu sebeple hükümetin kurulmasını zorlaştıran sistemsel engellerin kaldırılması ve birçok idari düzenlemenin daha iyileri ile değiştirilmesinde kesinlikle bir beis görmüyorum. Çünkü bu değişikler herkesin yararına olacak. Bazılarının lanse ettiği üzere bu değişiklikler belirli bir kesimin ya da sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın istifadesi için yapılmıyor. Çünkü Türkiye bir demokrasi ve herkesin rey hakkı var. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de her 5 yılda bir seçim yapılıyor ve seçimleri kimin kazanacağını hiç kimsenin evvelden bilme imkanı yok" dedi.
Öngörülen değişikliklerin Türkiye'nin menfaatleri ve herkesin yararına olduğunu düşündüğünü vurgulayan Hadzibajriç, "Başkanlık sistemi devlet idaresinde birçok kolaylık getiriyor ve Türkiye bu sistemi tatbik edecek yegane ülke olmayacak. Batı'da bu sistemi uygulayan birçok güçlü ülke bulunuyor. Örneğin hiç kimse bu sistemi uygulayan ABD'nin demokratikliğini sorgulamıyor" ifadelerini kullandı.
Puşina: "Halihazırdaki sistem cumhurbaşkanının vazife ve sorumluluklarını açık şekilde belirlemiyor"
Daha önce Bosna Hersek'in İstanbul Başkonsolosu ve İçişleri Bakanı olarak hizmet veren ve şu anda Stari Grad Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Yusuf Puşina ise başkanlık sisteminin getirilmesiyle Türkiye'de cumhurbaşkanının yetki, vazife ve mesuliyetlerine ilişkin birçok sorunlu konunun çözüme kavuşturulacağını söyledi.
Referandum yoluyla karar alınmasının en demokratik yöntemlerden biri olduğunu ve halkın iradesini doğrudan ortaya koyması manasına geldiğini ifade eden Puşina, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve çalışma arkadaşlarının yapmak istedikleri değişikliklerle Türkiye'de cumhurbaşkanı ve başbakanın oluşturduğu iki başlılığın ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Başkanlık sistemi dünya genelinde tanınan ve onaylanan bir uygulama. Bu referandumla aynı zamanda Türkiye'nin cumhurbaşkanının hak, vazife ve mesuliyetleri de açık bir şekilde tanımlanıyor ki bu halihazırdaki sistem için geçerli değil. Türkiye'de başkonsolos olarak görev yaptım ve cumhurbaşkanlığına ilişkin bazı konuların legal açıdan çözüme kavuşturulamadığına şahit oldum. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kanundaki boşluklar veya belirsizlikler nedeniyle eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den görevi devralana kadar 6 ay beklemek zorunda kalmıştı. Vazifenin devri konusundaki zorunluluklar belirsizdi. Bu referandumla yapılacak tüm düzenlemeler uluslararası hukuka uygun olarak gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanı ve tüm kabinenin hak, vazife ve mesuliyetlerinin belirli olduğu bu yeni sistemde meclis, hükümetin aktivitelerini daha kolay takip edebilecek. Bu sayede meclis, ülkenin ihtiyacı olan yasaların geçirilmesinde daha işlevsel olacak. Böylelikle yeni sistemle birlikte vatandaşlar ülkenin karar mekanizmasında doğrudan ve tam kapasiteyle müdahil olacaklar ve iktidarın pozisyonunu istismar etmesi halinde buna doğrudan müdahale etme olanağına sahip olacaklar. Bana göre, tüm zaruri hukuki normları ihtiva eden ve yetkililerin hesap verme sorumluluğunun tanımlı olduğu bir başkanlık sistemi, Türkiye'de idari sistemi daha etkili ve daha anlaşılır bir hale getirecektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını 16 Nisan'da sandığa gitmeye davet ediyorum. Elbette kimseye ne oy atmaları gerektiğini söylemem lakin referandum, iktidara güvenip güvenmediğinizi izhar etmek için en iyi yoldur. İdari sistemdeki karışıklığı giderecek ve seçilmiş yetkililerin hesap verme sorumluluğunu artıracak bu sistem, herhangi bir şahsa ilişkin bir konu değil kurumsal bir değişiklik meselesidir" diye konuştu.
İHA