Medicana Bursa Hastanesi ve BAOB Akademik Odalar Birlikteliği Komisyonu'nun ortaklaşa düzenlediği 'Stres İnsanı Nasıl Hasta Eder' seminerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Bursa Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi üyeleri katıldı. Oda üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği seminerde, Medicana Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdal Baysal, Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Keskin, Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Aysel Aydın Kaderli ve Klinik Psikoloji Uzmanı Ece Özçırak bilgi birikimlerini aktardı. Özçırak, “Artık stressiz bir yaşam mümkün değil. Her birey birbirinden tamamen bağımsız olduğu için, stres herkeste aynı etkiyi yapmaz. Kimi insan stresten çok fazla etkilenirken, kimi ise bunu avantaja çevirebilir. Biz de stresi nasıl bir avantaja çevirebileceğimizi aktarıyoruz. Stresi nasıl bir motivasyon kaynağı yapabileceğimizi anlatıyoruz. Her ne kadar her bireyi bağımsız ele alsak da, bir takım farklı kişilik tiplemeleri var. A ve B kişilik tiplerinin stresle nasıl başa ettiği bellidir. A tipi kişilik stresli durumlarda, daha zor mücadele ederken B tipi kişilik ise daha kolay mücadele ettiğini görüyoruz. Stresin esasında sandığımız gibi bir düşman olmadığı, olumlu yönleri de vardır” dedi.
Kimi insan stres anında bir şey yapamazken, kiminin ise başarıyı motive eden bir faktör olarak ele aldığını belirten Özçırak, “Öncelikle stresin nasıl algılandığı önemlidir. Bu stresle baş etme kaynaklarının nasıl olduğu ve geçmişte neler yaptığını ele alıyoruz. Bunun çerçevesinde bu kişinin stresle daha olumlu düşünceler geliştirmesini sağlıyoruz. Stresten ziyade, bizi o stresle o kişinin baş edemeyecek olmasıdır” diye konuştu.
Stresin sözcük olarak yanlış kullanılan bir kelime olduğunu ifade eden Baysal ise, “Stres dışarıdaki herhangi bir uyarının vücudumuzdaki meydana getirmiş olduğu değişiklere vücudumuzun tepkisidir. Vücut yeni duruma adapte olabilmek için bir takım kimyasal, bedensel, ruhsal ve fiziksel tepkiler gösterir. Esas olarak dışarıdan gelen herhangi bir uyarı bizim için bir strestir. İş yerimizin değişmesi, geç saatlere kadar çalışmak ve buna benzer şeyler vücut için stres olarak algılanır. Vücut bunu uyarı olarak algılar ve beynimizde bir takım hormonlar salgılanır. Stres karşısında ilk tepkiyi kan basıncının yükselmesi olarak görebiliriz. Tansiyon yükselmesi, kalp çarpması, mide ve bağırsak hareketlerinin artmasıdır. Cilt renginin solmasına kadar semptomlara sebep olur. Hemen hemen etkilemediği hiçbir sistemimiz yok” ifadelerini kullandı.
Beynin düşündüğünü kalbin ise hissettiğini belirten Kaderli ise, “Dolayısıyla aşkı, sevgiyi ve üzüntüyü kalbimizde hissederiz. Stresle birlikte kalp hızının artması ve tansiyonun yükselmesiyle, kalpte çeşitli etkiler ortaya çıkar. Çok ağır bir stresle kalp krizlerinin yaklaşık 20 kat artış gösterdiği düşünülüyor. Diğer yandan kronik stresin de yine kalp damar hastalıklarında ve diğer hastalıklara kadar etkisi olduğunu görebiliyoruz. Kalp sağlığını korumak için bir dizi önlemimiz var. Ama stresten kaçınabilmemiz mümkün değil. Bizim yapacağımız bu stresi yönetmek olacaktır” dedi.
Yapılan sunumların ardından konularında uzman olan hekimler yöneltilen soruları cevaplandırdı.