Kağıthane’de bulunan Sultan Abdülhamid’in yadigarı ‘Hamidiye Su Terazisi’, binaların arasında metruk bir halde kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 yılında yaptığı açıklamada 2022 yılında yatırım sıralamasında olduğunu belirttiği tarihi su terazisi kaderine terk edildi.
Kağıthane’de bulunan Hamidiye Su Terazisi, İstanbul’un Galata-Beyoğlu bölgesine düzenli içme suyu getiren Hamidiye Su Yolu’nda vakıf su hatlarının son halkası olarak 1899-1902 yılları arasında Sultan Abdülhamid tarafından inşa edildi. Sultan Abdülhamid’in yadigarı olan, Kemerburgaz’dan gelen suyu şehre taşıması amaçlanan gotik üsluplu külahı bugün yerinde olmayan su terazisi, mega kentteki birçok tarihi bina gibi zamanla etrafında oluşan yapılaşmanın arasında kaldı. İSKİ mülkiyetinde bulunan su terazisi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) geçen yıl restorasyon çalışmalarına başlanacağını açıklamıştı. Geçen süre içerisinde herhangi bir çalışma yapılmayan tarihi su terazisi kaderine terk edildi. Tarihçilere göre bir asrı aşkındır ayakta olan yapının bir an önce koruma altına alınması gerekiyor. “Osmanlı dönemindeki su kültürünün bir parçası olan su terazileri”
Su terazileri hakkında bilgi veren Tarihçi Zafer Bilgi, “Osmanlı döneminde büyük kemerlerle şehre dışarıdan, yani şehrin dış kısımlarından sular getiriliyormuş. Bu suların getirildiği noktalar mesela Bozdoğan Su Kemeri diye bilinen bir su kemerinin mütemmimi olan onu tamamlayan parçaları var. Bunlara biz bitişik nizam su kemerleri diyoruz. Bu su terazilerinin görevi şu, kemerden gelen suları künklerle tepe noktaya taşıyıp, suyun tazyiki ayarlayıp, aşağıya doğru belli bir hızda inmesini ve oradan şehre hakim noktadan suyun taksim edilmesini sağlamak. Taksim de ismini buradan almıştır. Semt olarak suyun toplandığı noktalardan biridir. Bu su terazileri suyun toplandığı noktalarda tazyiki ayarlıyor bir nevi. Bunların bazıları bitişik nizam yapıldığı gibi bazıları da müstakil su kemeri şeklinde yapılıyor veya müstakil su terazisi şeklinde yapılıyor” dedi. “Hamidiye Su Terazisi de hakikaten tarihi önem arz eden eserlerimizden bir tanesi”
Sultan Abdülhamid’in yadigarı olan Hamidiye Su Terazisi’nin önemini anlatan Bilgi, “Sultan Abdülhamid’in bize yadigarı olan Hamidiye Su Terazisi, Kağıthane Deresi’ndeki suyu Maslak bölgesine taşıyıp oradan da taksim ediyordu. Maslak büyük musluk anlamına geliyor. Kemerburgaz’dan gelen su Hamidiye Su Terazisinde tazyiki ayarlanır. Belli bir su akışıyla Maslak’a gider oradan da şehre taksim edilir. İsmini oradan alan Taksim gibi maksemlerden şu şehre dağıtılıyor. Hamidiye Su Terazisi Osmanlı su kültürünün bir nevi önemli, kilit noktalarında suyun dağıtıldığı yerlerdeki önemli bir görevi ifa ediyor. Bu su terazileri maalesef bugüne biraz metruk halde geldi. Her 50 - 60 yılda bazen 100 yılda bir restore edilmesi gerekiyor. Hamidiye Su Terazisi de hakikaten tarihi önem arz eden eserlerimizden bir tanesi. Bir kere oranın tanıtılıp, gelen gençlere bir açık hava müzesinin parçası İstanbul’da yanına bilgilendirici panolarla, bu ne iş gördü? Ne amaçla yapıldı? Niye Hamidiye adını aldı? Çünkü Sultan Abdülhamid’in bir yadigarı, bize hediyesi ve ikramı. Bugün Hamidiye diye içtiğimiz suların şehre taşındığını ve Sultan Abdülhamid döneminde olduğunu biliyoruz. O su kemerinin bugüne taşınması önemli. Bundan önce bir restore edilerek, dış kısmının bilhassa yenilenerek bugüne bir açık hava müzesi şeklinde kazandırılması çok önem arz ediyor. Hamidiye Su Terazisi müstakil su terazileri içinde hakikaten diğer terazilere göre biraz daha büyük ve etrafı çevrili bir alanda ve önemli bir noktada kurulmuş. Kağıthane, Sadabad Deresi’nin hemen yanında kurulmuş. Kemerburgaz’dan gelen suyu Levent tarafına oradan Maslak sırayla Beşiktaş, Taksim, Beyoğlu tarafına taşıyan bir noktada kilit görevi gören önemli bir su kültürünün parçası aslında” şeklinde konuştu. “Geçmiş yıllarda restorasyonu başlayacak diye duymuştuk fakat başlamamış”
Tarihi terazinin restore edileceğini duyduğunu ancak çalışmalara başlanmadığını belirten Bilgi, “Bu tarz su terazilerinin restorasyonunun hızlı bir şekilde yapılıp bir an önce kültür turizminin içine katılması gerekiyor. Biz tarihçi olarak öğrencilerle bazen saha dersleri yaparken bilhassa su terazilerinin önüne gelip buralarda eski işlevlerini ve bugüne nasıl gelmesi gerektiğini anlatıyoruz. Günlük hayatın içerisine hem eski görevinin tanıtıp bilinmesi hem de bir taraftan aslında bu kültürün şehirdeki mobilyası gibi çok önemli eserler oldukları için bir an önce restorasyonunun tamamlanıp hızlı bir şekilde kültüre katılması gerekiyor. Osmanlı’nın su kültürünün içindeki önemini devam ettirmesi lazım. Geçmiş yıllarda restorasyonu başlayacak diye duymuştuk fakat başlamamış inşallah kısa sürede restorasyonu tamamlanıp şehrin güzel dokusu içerisinde tekrar bir tarihi şahide olarak kendini gösterir” ifadelerini kullandı.