Diyarbakır'ın Sur ve Silvan ilçelerinde sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla hayat büyük ölçüde normale dönerken, terör örgütünün oluşturduğu tahribat da ortaya çıktı.
Sur'da, terör örgütü PKK mensupları, bazı mahallelerde buzdolabı, çöp konteyneri, kum dolu torba ve taşlarla barikat kurarak giriş ve çıkışları engelledi. Çatışmalardan dolayı evlerin duvar ve kapılarının uzun namlulu silahlarla kurşunlandığı, bazı evlerin ise kullanılamaz hale geldiği tespit edildi.
Örgüt mensuplarınca kazılan hendek ve barikatlar nedeniyle bazı mahallelere çöp arabası giremedi. Günlerdir biriken çöplerden dolayı vatandaşlar mağdur oldu.
Ayrıca teröristlerin Fatihpaşa Mahallesi'nde bulunan Diyarbakır'daki ilk Osmanlı eseri olan Kurşunlu Camisi'ne yeniden uzun namlulu silahlarla ateş açtığı, saldırı sonucu caminin kapı ve duvarlarının zarar gördüğü belirlendi.
Yeniden barikat oluşturuldu
Silvan'da ise terör örgütünün saldırıları nedeniyle çok sayıda ev ve iş yerinde hasar oluştu.
Öte yandan, yasağın kaldırılmasının ardından Mescit, Konak ve Tekel mahallelerinde teröristlerce cadde ve sokaklarda yeniden barikat oluşturuldu, el yapımı patlayıcı düzenekler yerleştirildi.
Mahalle sakinlerinden teröre tepki
Sur ilçesinde oturan Maide Moğulgani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının devam ettiği sırada kapı önüne çıkan oğlunun açılan ateş sonucu karnından vurulduğunu söyledi.
Sokağa çıkma yasağının olduğu saatlerde yaşanan çatışmalar nedeniyle ilçenin adeta Suriye'ye döndüğünü dile getiren Moğulgani, "Allah bu ateşi söndürsün. Hükümetimizi ve askerlerimizi başımızdan eksik etmesin" ifadelerini kullandı.
- "Yeter artık dayanamıyoruz"
Saliha Moğulgani de teröristlerin attığı bombaların şarapnel parçaları ve kurşunların evine isabet ettiğini belirterek, çocuklarıyla beraber korkudan evin arka odasına sığındıklarını anlattı.
Moğulgani, şunları kaydetti:
"İki gün evimizde elektrik ve yiyecek olmadığı için sıkıntı yaşadık. Bomba ve silah seslerinden evde yatamıyorduk, çocuğumun psikolojisi bozulmuştu. Biz kendi halimizde vatandaşlarız. Dışarı çıkıp ev için malzeme almaya korkuyoruz. Sokağa çıktığımızda 'Acaba mayına basar mıyız' diye korkuyoruz. Devlet bize bir yer versin buradan göç edelim ya da bunları sustursun. Yeter artık dayanamıyoruz."
