Milli Eğitim Bakanlığı ile Alman Kalkınma Bankası arasında ‘Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim-II Projesi Ek Fonu, Milli Eğitim Bakanlığında düzenlenen törenle imzalandı. Törende yaptığı konuşmada Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, Avrupa Birliği fonları bünyesinde Bakanlık tarafından yürütülmekte olan ‘Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim’ Projesi kapsamında 60 adet betonarme okul yapımı için kullanılacak 160 milyon avroluk protokolün imzalanacağını belirterek, “Eğitim altyapısının güçlendirilmesi ve kriz zamanlarında herkes için eğitim projelerinin toplam bütçesi 475 milyon avrodur. Bu bütçenin 150 milyon avrosu Dünya Bankası aracılığıyla yürütülen eğitim altyapısının güçlendirilmesi projesine, 325 milyon avrosu Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla yürütülen Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim Projeleri’ne aittir. AB projelerinin tamamlanmasıyla birlikte toplam ülkemizde 215 okul yapılacaktır. Bu okulların 60’ı prefabrik, 155’i betonarme olacaktır. Bu okullarla birlikte 5 bin 160 derslikle 153 bin öğrenciye eğitim altyapısı sağlanmış olacaktır” ifadelerini kullandı.
"611 BİN 524 ÖĞRENCİNİN EĞİTİME ERİŞİMİ SAĞLANMIŞTIR"
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin sayısının 3 milyon 558 bin 877 olduğunu bildiren Yılmaz, “Bu Suriyelilerden 976 bin 200’ü de eğitim çağındadır. MEB olarak eğitim çağındaki Suriyelileri kademeli olarak MEB’e bağlı resmi okullara kabul ediyoruz. Kendi evlatlarımıza sağladığımız eğitim imkanlarını onlara da sağlıyoruz. 21 Mayıs 2018 tarihi itibariyle 611 bin 524 öğrencinin eğitime erişimi sağlanmıştır. Eğitime sağlanan bu öğrencilerin 384 bin 292’si Türkçe müfredatla kendi okullarımızda eğitim görmektedir. 2016 yılında bu sayının 62 bin olduğunu söylersem alınan mesafe çok açık görülecektir. 21 ilimizde 318 geçici eğitim merkezlerimizde ise tamamı Suriyeli olmak üzere 227 bin 232 öğrenci eğitim görmektedir” şeklinde konuştu.
“SURİYELİLERİN ÜLKEMİZDEKİ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 63’E YAKLAŞTI”
Suriyelilerin Türkiye’deki okullaşma oranının yüzde 63’e yaklaştığını kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bu okullaşma oranı okul öncesi 5 yaşta yüzde 40 civarında, ilkokullarda genel olarak yüzde 100‘ün üstünde, ortaokullarda yüzde 50’nin üstünde, liselerde yüzde 22 civarında. Sınıflar bazında ise ilkokul 1. sınıf 6 yaş çağ nüfusu 92 bin, öğrenci sayısı 113 bin, 2. sınıflar için çağ nüfusu 89 bin, öğrenci sayısı 81 bin 686, 3. sınıflar çağ nüfusu 85 bin, öğrenci sayımız 105 bin, 4. sınıflar çağ nüfusu 84 bin, öğrenci sayısı 76 bin, 5. sınıflar çağ nüfusu 76 bin, öğrenci sayımız 51 bin 670. Okullaşma oranını daha da arttırmak istiyoruz. Bunun için gerekli altyapının tamamlanması gerekir. Prefabrik okulları yeni eğitim öğretim yılının açılışına yetiştireceğiz. Bugün imzalanacak protokolle Suriyeli sığınmacıların yoğun bulunduğu bölgelerde yeni okullar inşa edilerek, eğitim hizmetlerinin kapasitesi ve eğitime erişim imkanları da arttırılacaktır. Bizler geçici koruma altındaki Suriyeli çocukların eğitime entegrasyonuna kurtarılmış hayatlar olarak bakıyoruz. Eğitimin ayrım yapılmaksızın tüm çocukların en temel insan hakkı olduğunu düşünüyoruz.”
“NE TÜRKİYE NE DE AB SURİYELİ ÇOCUKLAR ARASINDA KAYIP BİR NESLİN OLUŞMASINA İZİN VEREMEZ”
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise, Suriye krizinde Türkiye ve AB’nin birkaç önemli noktada mutabık durumda olduğunu vurgulayarak, “Mutabık kaldığımız alanlardan en önemlisi Suriye’de siyasi çözümün gerekliliği konusunda vardığımız mutabakat. Biz halihazırda bu çözüm için uzun süredir bekliyoruz. Bu bekleme süresi içerisinde başka ülkelere sığınmış olan Suriyelilere yardım etmemiz gerektiği konusunda da mutabıkız. Türkiye’ye sığınan Suriyelilere barınak, barınma tesisleri, yardım, destek sağlama konusunda örnek çalışmalar sergilemiştir. Şu konuda da mutabıkız, ne Türkiye ne de AB Suriyeli çocuklar arasında kayıp bir neslin oluşmasına izin veremez” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de Suriyeli öğrencilerin de okullara gitmesiyle bu okullar üzerinde büyük bir baskı oluştuğunu belirten Berger, Türkiye’deki okulların üzerinden oluşan bu baskının alınması gerektiğini bildirdi. Sözleşmede yer alan okul binası desteğinin yanı sıra aynı zamanda öğretmenlere yönelik desteklerin, eğitim materyali desteği, servis desteği, psiko-sosyal destek ve Türkçe ve Arapça olmak üzere dil desteği olacağını ifade eden Berger, öğrencilerin üniversite eğitimlerine devam etmeleri için burs desteği de sağlanacağını kaydetti. Berger, öğrencilere eğitimlerini tamamladıktan sonra istihdama katılabilecekleri perspektifin de verilmesi gerektiğini vurguladı.
Alman Kalkınma Bankası (KFW) adına konuşan Roland Siller ise Türkiye’nin eğitim konusunda gösterdiği çabaların örnek niteliğinde olduğuna dikkat çekerek, zamanın çok önem taşıdığını ve MEB’in bu projeyi gerçekleştirme konusunda gösterdiği çok hızlı çalışmaların çok büyük önem taşıdığını ifade etti.
Konuşmaların ardından Bakan Yılmaz, Berger ve Siller, ‘Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim-II Projesi Ek Fonu’nu imzaladı.
(Pelin Üzek Kılıç - Nurullah Geylani/İHA)
