İstanbul Sarıyer’de ilk serasker Ağa Hüseyin Paşa tarafından 1844 yılında inşa ettirilen Emirgan Muvakkithanesi, zincir bir kahveciye kiralandı. Tarihi muvakkithane hakkında konuşan Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, “İnsanların sık sık ziyaret ettiği bir yer. Kahveci olarak kullanılıyor. Burayı ziyaret eden insanlar geçmişte hangi amaçla kullanıldığını bilmiyor, sadece kahveciye geliyorlar” dedi.
Osmanlı Cihan Devleti döneminde namaz vakitleri ve saatin belirlenmesi ile bazı astronomik çalışmalar için muvakkithaneler inşa edilirdi. İstanbul’un fethinden sonra yaygınlaşan muvakkithanelerden biri de, 1844 yılında ilk serasker Ağa Hüseyin Paşa tarafından Sultan 1. Abdülhamid tarafından inşa ettirilen Emirgan Hamid-i Evvel Camii’nin karşısına yaptırıldı. Tarihi ve kültürel önemi görmezden gelinen 180 yıllık Emirgan Muvakkithanesi, zincir kahveci Espressolab’a kiralandı. “Ağa Hüseyin Paşa ilk seraskerdir”
İstanbul’da günümüze ulaşan 29 muvakkithanenin de aslına uygun kullanılmadığını söyleyen Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, kahveci olarak kullanılan Emirgan Muvakkithanesi hakkında bilgi verdi. Yavaşçay, “Şu anda Emirgan semtinde bulunmaktayız. Emirgan, 17. yüzyılda yaşamış olan Emir Güne Han’dan gelmektedir. Bu semt zaman içinde gelişmiştir. Osmanlı padişahları semte önemli yapılar inşa etmişlerdir. Onlardan birisi de Sultan 1. Abdülhamid tarafından yapılan Hamid-i Evvel Camii’dir. Caminin yanında da bir tane çeşme bulunmaktadır. 1844 yılında ise arkamızda bulunan muvakkithane yapılmıştır. Yaptıran kişi ise Ağa Hüseyin Paşa’dır. Sultan 2. Mahmud devrinde yaşamıştır. Vezirlik yapmıştır, ayrıca ilk seraskerdir. Yani günümüzde Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığına denk gelen bir rütbeye sahiptir” şeklinde konuştu. “Ziyaret eden insanlar geçmişte hangi amaçla kullanıldığını bilmiyor, sadece kahveciye geliyorlar”
Muvakkithanelerin zamanın tespit edildiği yerler olduğunu anlatan Yavaşçay, “Namaz vakitleri de belirlenirdi. Bazı astronomik çalışmalar da yapılıyordu. İstanbul’daki ilk muvakkithane ise 1470 tarihinde Fatih Camii’nin bahçesinde açılmıştır. İlk muvakkit de Ali Kuşçu’dur. Arkamızda bulunan muvakkithane maalesef bir özel işletme tarafından kullanılmaktadır. Bu yanlış bir durum. Buraların asıl amaçları için kullanılması gerekiyor. Muvakkithaneler çocukların değerlendirebileceği bilim-kültür merkezlerine dönüştürülebilir. Geçmişte de bilim merkeziydi. Bölge yoğun bir yer. İnsanların sık sık ziyaret ettiği bir yer. Kahveci olarak kullanılıyor. Burayı ziyaret eden insanlar geçmişte hangi amaçla kullanıldığını bilmiyor, sadece kahveciye geliyorlar. İstanbul’da günümüze 29 tane muvakkithane ulaşmıştır. Maalesef hiçbiri amacı için kullanılmıyor. Boş olan muvakkithaneler var. Genelde büfe veya kafe olarak kullanılıyorlar” ifadelerini kullandı.