DİSK Genel-İş Sendikası Bursa Şubesi Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde ‘Türkiye’de emekçinin durumu ve son yasal değişiklikler’ adlı eğitim semineri düzenledi. Nilüfer’de bakış açılarının her zaman üreten ve emek verenden yana olduğunu kaydeden Nilüfer Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, "Bu tavrımızı da toplu iş sözleşmelerimizin kapsamıyla, sosyal haklarda, yevmiyelerde yaptığımız artışla somutlaştırdığımıza inanıyorum. Emek mücadelesinin yanında duruşumuz, yalnızca maddiyatla sınırlı değildir. Aynı zamanda, biz, Nilüfer Belediyesi olarak, sendikal hak ve özgürlüklerin yanındayız. Herkes, özgür iradesiyle, istediği sendikaya üye olabilmektedir. Belirli yasalar düzenlendikten sonra, hatta çok yakın bir gelecekte, taşeron çalışanlarımızın da bu haklara kavuşabilmesi en büyük arzumuz. Ancak taşeron sistemle ilgili verilen sözlerle çıkarılmak istenen kanunlar ne yazık ki birbiriyle örtüşmüyor. Bu durum, belediyelerin de elini kolunu bağlıyor. Sendikal hak ve özgürlükler, çalışan kesimin sigortasıdır. Umarım gelecekte her bir çalışan bu sigortaya kavuşur. Yeni düzenlemeler, “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında bir nevi modern köleliği getiriyor. Kıdem tazminatının fona aktarılması gündemde. Bu da, emekçilerin iş güvencesini tamamen ortadan kaldıracak olan bir uygulamadır. Ayrıca, Türkiye gibi iş kazalarının çok ürkütücü düzeylerde yaşandığı, pek çok emekçimizin önlenebilir olduğu halde bu kazalar sonucu yaşamını yitirdiği bir ülkede, sizlerden isteğim iş güvenliği konusuna da mutlaka önem vermenizdir” dedi.
DİSK Genel-İş Sendikası Eğitim Daire Başkanı Mahmut Şengül, emek mücadelesinin sadece sahada olmadığını ifade ederek, “Eğitim ve taban bilinçlendirmesi mücadelede çok önemlidir. Birlikte hareket ederek kendimizi geliştirmeliyiz. Hükümet seçim öncesi genel olarak ‘taşerona kadro’ dedi. Seçim bitti, tek başına iktidar oldu şimdi asıl-yardımcı iş tanımı, belirli kriterler, belirli kurumlar diye ayrım yapmaya başladı. Kıdem tazminatı fonu ile iş hayatında yeni bir sayfa açacaklar ama bu da işçiye zarar verecek. İşveren çalışanını rahatça işten çıkarabilecek ve topu fona atacak. Yine oluşturulma istenen Özel İstihdam Büroları ile kiralık işçi modeli geliştirecekler. Kısacası iş hayatında atılacak adımlarda aldatmacalar var. Türk-İş, Hak-İş bu konularda sessiz kalıyor. Yine meydanlara inen, hak arayan, joplanan, gaz sıkılan Disk-Genel İş olacak. Lütfen birlik olalım ve mücadelemizi güçlü şekilde sürdürelim” dedi.
DİSK Genel-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Selahattin Atak da eğitimin önemine değinerek, “Son günlerde kamuoyuna yansıyan haberler ile kamuda çalışan taşeron işçilerin asıl iş-yardımcı iş ayrımı yapılarak kadroya geçirileceği ifade edilmekte. Sendikamız da konuya ilişkin görüş ve bilgilerini ifade etmek, işçilerin sesini duyurmak ve bu amaçla “Kamuda çalışan tüm taşeron işçilere kadro” verilmesi için bir imza kampanyası başlatmak gereği duymuştur. Türkiye’de taşeron uygulaması, hem bir özelleştirme yöntemi olarak hem de işçileri düşük ücretle, hakları kısıtlanarak, sendikal örgütlenme ve iş güvencesinden yoksun biçimde çalıştırmanın bir aracı olarak 2002 yılından bu yana hızla yaygınlaştırılmıştır. Sadece kamuda çalışan taşeron işçi sayısı ise en az 1 milyon civarındadır. Mahkemeler, İş Yasası’na aykırı taşeron uygulamalarına dur demiş, işçilerin başından beri çalıştıkları kurumun işçisi sayılmalarına karar vermiştir. Hükümet, bu mahkeme kararlarının mali yükü nedeniyle sıkışmış, üst üste gelen seçim dönemleri ve muhalefetin taşeron işçiler ile ilgili vaatleri nedeniyle bazı adımlar atmaya zorlanmıştır. Ancak bunlar pansuman tedbirlerdir ve soruna kalıcı bir çözüm getiremeyeceği açıktır” diye konuştu.
Başkan Mustafa Bozbey de başlatılan kampanyaya imza atarak destek verdi.
