Tokat'ın Erbaa ilçesinde 21 yıldır antika eşyaları biriktiren avukat Necdet Dilek'in 301 eserin yer aldığı koleksiyonunda yer alan altın üzerine zümrüt taşlı olan Büyük İskender motifli yüzük dikkat çekiyor.
Erbaa'da evli ve 2 çocuk babası 53 yaşındaki Necdet Dilek, 1974 yılında ortaokul eğitimini yatılı olarak gördüğü Samsun'da, bir hafta sonu, müzeyi gezdi. Burada tarihi eserlere ilgi duyan Dilek, 1991 yılında memleketi Erbaa'ya dönerek avukat mesleğini yanında tarihi eserlere merakını koleksiyoner olarak başladı. Dilek, kendisine ait iş yerininin odalarında, Taşınır Kültür ve Tabiat Varlığı Koleksiyonu Eser Envanter Defteri'ne kayıtlı 301 eser topladı. Tokat Müzesi'ne bağlı koleksiyoner olan Dilek'in 204'ü obje olmak üzere 301 eseri arasından en çok dikkati Büyük İskender motifli yüzük ve dünyanın bilinen en eskilerinden olduğu belirtilen bir kılıç çekiyor.
DEMİRTAŞ KÖYÜNDE BULUNDU
Büyük İskender motifli yüzüğü ilçedeki özel bir bankada muhafaza eden Dilek, "Bu yüzüğün kesin olarak İskender’e ait olduğunu söyleyemiyoruz ama madenin altın olması, taşının ördek başı tonunda zümrüt olması ve içinde Büyük İskender'in portresinin işlenmiş olması Büyük İskender’e ait olabileceğini veya onun bir severi tarafından yaptırılarak kullanılmış olabileceğini akla getiriyor.
Erbaa’nın Demirtaş köyünde bu yüzük çıkmış. Oradaki bir vatandaştan satın aldım. 2006 yılında tescil ettirdim envantere girdi. Zümrüt’ün iç kısmından Büyük İskender gibi bilinen bir tarihi kişinin işlendiği bir esere ben rastlamış değilim. Bu anlamda bu eseri yayınlayacak bir akademisyene ihtiyaç var" dedi.
Koleksiyonunda yer alan ve dünyanın bilinen en eskilerinden olduğu ifade edilen kılıcı ise 1996 yılında Tokat kent merkezinde bir antikacıdan satın aldığını söyleyen Dilek, "Mayıs 2012'de Alman Praehistorische Zeitschrift dergisinde dünyanın en eski kılıcı olarak yayınlanan Malatya Arslan Tepe tipi arsenli bakır kılıcı dönem itibariyle 5 bin yılın üzerinde bir tarihi eser. İnsanoğlunun endüstriyel anlamda ilk defa bakırı eritip işlediği bir dönem. Yoksa bakırın kesici ve delici bir alet olarak bir savaş aleti olarak savunma silahı olarak kullanılması bugünkü düşünceye uygun kalmayabilir. Bakırın paslanma nedeni ile dayanıklı olmaması eserin bugün intikal eden nadir bir eser olmasını getiriyor. 44,2 santimetre uzunluğunda üretilmesinin başlıca nedenleri arasında zamanında madenciliğin henüz gelişiyor olması ve madenin o dönem itibariyle çok kıt bulunması geliyor" diye konuştu.
Her iki eserin ticareti yasak olduğu için maddi değeri anlamda bilgi veremeyeceğini söyleyen Dilek, basına göstermek için bankadaki özel kasasından çıkardığı kılıç ve yüzüğü özel kutularına yerleştirerek tekrar teslim etti.