Ekonomi

Turizmci şiddet ortamı istemiyor!

Turizmci artan şiddet dalgasından rahatsız. Patlayan her bomba, her silahlı çatışma, ölümler, turizmi vuruyor. Bu yıl sektörde işlerin “kafadan yüzde 50 gittiğini” ifade eden sektör temsilcileri, hükümetin bir an önce hem Suriye hem de Güneydoğu’deki çatışma ve şiddet ortamının sona ermesi yönünde girişimde bulunmasını bekliyor.

Turizmci şiddet ortamı istemiyor!
05-04-2016 13:14

Dursun Eroğlu-EKOHABER

Ekohaber’in sektör temsilcilerinden aldığı bilgilere göre, Rusya krizi ve Rus turistlerin rezervasyonlarını iptal etmesi ile başlayan olumsuz gelişmeler, artan terör olayları nedeniyle iç turizme de yansımaya başladı. İç piyasada tahsilat sorunu, işlerin durgunluğu nedeniyle şehir otellerinde işlerin azaldığı görülüyor.

Ege ve Akdeniz bölgesinden farklı olarak Bursa turizmi daha çok yerli turizme, iş seyahatlerine dayanıyor. Yabancı turistler arasında ise son yıllarda ilk sırada Arap turistler yer alıyor. Sektörde henüz iflas, işten çıkarma gibi olaylar yaşanmazken, turizmci kara bulutların bir an önce dağılmasını bekliyor. Bunun için de içeride dışarıda savaş, çatışma, terör görüntüsünün sona ermesini, eski güvenilir ülke imajına dönülmesini talep ediyor. Hükümetin turizm sektörü için açıkladığı paketin ise Bursa’daki otel ve turizm işletmelerine yansıması beklenmiyor.

‘Kavga gürültü ortamı sona ermeli’

Mehmet Haluk Beceren / GÜMTOB Başkanı

Son bir yılda Bursa turizminde neler yaşanıyor?
Her yerde var sıkıntı. Rus turistler Bursa’ya Antalya gibi yoğun ve direkt olarak gelmeseler de, elbette Rusların gelmemesi Bursa’yı da etkiliyor. Artı, biz Arap ülkeleriyle çalışıyoruz. Onların rezervasyonlarında da son zamanlarda bir düşüş başladı. Genel olarak Türkiye’ye, daha doğrusu Türkiye’deki siyasi ortama karşı bir çekilgenlikten dolayı oluyor. Yaşanan bombalama olayları, insanları psikolojik olarak Türkiye’den uzaklaştırıyor. Türkiye’den uzaklaşmalarına sebep oluyor. O da hepimizi etkiliyor. İnşallah önümüzdeki dönemde daha kötü şeylerle karşılaşmayız. Ve hiç olmazsa, bundan sonra gelecek olan... Kaç kişi gelecekse artık, yapacak birşey de yok, bizim artık şu kadar kişi bu kadar kişi diyecek şeyimiz de kalmadı, iyi olur inşallah diyorum. Başka söyleyecek Bir şey bulamıyorum.

İptaller var mı?
İptal yok. Bakınız Bursa’da Antalya bölgesi gibi bir sene evvelden rezervasyon olmaz. Bizde son dakika rezervasyon ya da en fazla bir iki ay önce rezervasyon olur. Bizdeki rezervasyonlar şu anda hiç iç açıcı görünmüyor. Ben kendim rezervasyon yapmadığım için bilmiyorum; ama arkadaşların söylediği böyle. Biliyorsunuz nisan sonunda Dubai’de bir fuar var. Bizim Bursa’daki esas müşterilerle buluştuğumuz bir fuar bu. Oraya bütün arkadaşlarımızla gidiyoruz. Gideceğiz ve orada görünenler, ne olacağını bize gösterecek. Ama biz elbette geçen senelerden de daha iyi olmasını arzu ediyoruz, istiyoruz. İnşallah da biz bu olumsuz öngörülerle ilgili yanılıyor oluruz ve daha iyi bir yıl, bir sezor geçiririz diye ümit ediyorum.

Arap turistler?
Bakınız, bu mesele Arap, Rus meselesi değil. Ruslarla, Suriye olayları ile başlayan ve Ankara’daki patlama, artı bu Suriye’deki sığınmacıların Avrupa’daki olayları, yani şu anda Türkiye’nin oradaki ismi, algıları son derece farklı şekilde telafuz ediliyor. O yüzden burada hem hükümet tarafı zor durumda hem de insanlar zor durumda. Bu konu nereye kadar varacak Allah bilir artık. Biz bilmiyoruz, kestiremiyoruz.

Hükümetin açıkladığı destek paketi yeterli mi?
Hayır, hükümetin açıkladığı turizmi teşvik paketinin Bursa’ya, direkt olarak biz otelcilere bir faydası yok. Onun ancak şu anda galiba nakliyecilere bir faydası var. Ya da çok büyük tur operatörlerine var. O tur operatörleri de müşteri bulup getirebilirlerse, destek var.

Kayıp ne kadar?
Şu anda kafadan yüzde 50 gitti... Tabi tabi.. Şu anda Avrupa piyasası, Arapların şu anda ne yapacağını bilmiyoruz; ama Avrupa piyasası kesin bir yüzde 45-50 civarında eksildiğini görüyoruz. Gelen rezervasyonlar bunu gösteriyor.

‘ESKİ İMAJIMIZA KAVUŞMAMIZ GEREKİYOR’

Peki ne düşünüyorsunuz? Ne olsa bu sıkıntılar, en azından hafifler?
Herşeyden önce bu kavganın bitmesi lazım. Suriye kavgası, içerideki PKK ile olan kavga... Önce çatışmalar, iç, dış bitmesi lazım. Onun akabinde de bizim Avrupa’ya karşı huzurlu bir ülke olduğumuzu ispat etmemiz gerekiyor. Eski imajımıza yeniden kavuşmamız lazım. Kavga yok, gürültü yok diyebilmemiz lazım. Çünkü insanlar dışarıdan, burada sürekli kavga gürültü varmış gibi düşüyor. Ben geçen hafta birkaç günlüğüne Avrupa’ya gidip geldim. Son 15 senedir havaalanlarının bu kadar tenha olduğunu hiç görmemiştim. Efendim hava taşımacığında bir azalma yok, falan diyorlar. Şimdi bir pazar günü İstanbul Havaalanı bu kadar boşsa... Demek ki İstanbul’da da haftasonu turizminde, haftasonu için gelen müşterilerde de düşüş var... İstanbul’da da işler yüzde 50 düşmüş diyor arkadaşlarımız.

İç turizm?
İç turizm bundan farklı değil ki.. Adamın parası varsa gelir, keyfi varsa gelir otele... Başka türlü nasıl olacak ki? Şu anda bakınız sadece oteller olarak değil, turizm değil, genel ticarette sorun var zaten... Lokantalarda vs. her yerde sorun var, bu gözüküyor. Yeme içme yerlerinde cirolar yüzde 50 civarında düştü. Buna İstanbul dahil. Ocak şubat ayları böyle oldu. Mart ayı ne olacak, onu henüz bilmiyoruz. Her yerde var. Bütün branşlarda düşüş var. Tabi biraz da bu çekingenlik meselesi.. Aman şuraya gitsem şu olur mu, bu olur mu, başıma bir iş gelirmi kaygıları... Son zamanlarda sürekli biryerlerden uyarılar geliyor. İşte dışarı çıkmayın, falanca yere gitmeyin. Tabi bunlar etkiliyor. Herkesin birbirini etkilediği olaylar bunlar?

İNSANLARI PANİĞE SEVKEDEN UYARILAR...

Bu tür uyarıları kim yapıyor?
Hayır öyle belli bir yer değil. Dolaşıyor e-mail adreslerinde... Yani bunlar konuşuluyor.
Mesela bugün herkese gönderilen mail var. İşte, ‘Sakın dışarı çıkmayın, büyük olaylar olacak, şu olacak bu olacak’. Algı sisteminde insanları paniğe sevkeden olaylar var. Bunu engellenmesi lazım. Ama nasıl enlellenecek? Tabi bunlar resmi otoritenin işi, bizim üstesinden gelebileceğimiz bir şey değil. Çare, çatışma, kaos, savaş vs. sona ermesi.
Tabi tabi. Olay bu. Aynen...
Bu kavga ile, karşılıklı..
Biz öldürüyoruz, onlar öldürüyorlar, çok kötü... Çok ayıp.
Ayıp derken, yani insanların birbirine karşı bu tutumu bizleri üzüyor açıkçası. Suriye olduk olacağız haberleri... Şu anda, bakın aynı zamanda Balkan ülkelerinde yaşanan göçmen olayları da bizi kötü etkiliyor.
Dışarıda diyorlar ki, ‘Bunları Türkiye gönderiyor, bizi karıştırmak istiyor...’ Başkentte patlamalar, Güneydoğu’daki manzaralar... Ortadoğu’daki olaylardan dolayı bir takım imajlar doğuyor.
Türkiye sürekli Suriye, Ortadoğu ile karşılaştırılıyor ve Türkiye’nin adı geçiyor bu olaylarda. Resmi şeylerde, yabancı yayınların hepsinde böyle konular var, onlar da tabiatıyla bizi etkiliyor.”

‘Terör olan ülkeye turist gelmez’

Hüseyin Özdilek / SKAL Bursa Dönem Başkanı

Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turizm konusunda hükümet elinden gelen bütün gayreti gösteriyor. Bundan en ufak bir şüphemiz yok. Tabi ki, siyasi olarak, Rusya’nın bu şekilde önlemler alması dezavantajlı bir durum... Ama biz bunları geçici şeyler olarak görüyoruz. İnşallah bu da bir an önce düzelir. Ama bu yaklaşık olarak turizmde 5 milyon turistin daha azalacağını en az 6 milyar dolar da turizm gelirinin, turizm datalarına göre, azalacağı bekleniyor. 2016-2017 yılları içinde.
Turizmdeki sıkıntıları ne ölçüde hissediyorsunuz?

Tabi turizm ve otelcilikte bunlar hissediliyor. Biz de firma olarak hissediyoruz. Örneğin İzmir’deki bütçe hedeflerimizi bu yıl tutturamayacağımızı görüyoruz. Yüzde 10 civarında bir sapma olacağını tahmin ediyoruz. Bu olumsuz gelişmeler elbette Bursa’ya da yansıyor. Terör olan bir ülkeye turist gelmez.

Son patlamaların da turizmi etkilediğini söylüyorsunuz. Tabi ki... Bu patlamaların turizmi etkilememesi mümkün değil. Terör olan ülkelerden insanlar uzaklaşıyor. Turist kendisine daha güvenli bir ortam sağladığına inandıran ülkeler ön plana çıkıyor. Öyle olunca da Yunanistan, İspanya bize göre öne çıkıyor. Terörün turizme zararı olmaması sözkonusu değil, oluyor, ama gene de ülkemizin birlik bütünlüğü ve bekası için yolumuza devam edeceğiz. Aslında tabi terör zaman zaman Paris’te de oluyor, NewYork’da da oluyor. Ama bizde çoğalmaya başladı.

Hükümetin açıkladığı turizmi destek paketi konusunda neler düşünüyorsunuz?
Yeterli olduğunu düşünüyorum. Bursa’da yabancı turistlerden çok yerli turistler ön plana çıkıyor.

Yabancı turistlerin gelişine yönelik teşvikler burada etkil olur mu?
Yok son yıllarda bilhassa Arap turizminin özellikle daha fazla olduğunu, Arap turistlerin geldiğini, hatta Bursa’dan Mudanya’dan daire aldıklarını görüyoruz, duyuyoruz. Geliyor, gelmeye de devam edecek... Arap turistlerin gelişi artıyor. Bunu yaz aylarında çok net şekilde görüyoruz. Türkiye’yi güvenli buluyorlar. Bursa’da hava ulaşımı yılan hikayesi oldu.

Yenişehir uzak kaldı, Yunuseli küçük kaldı vs. Ulaşımda sorun yaşıyor mu?
Evet havaalanı konusu öyle ama ulaşımda sorun yok. Şimdi İzmit Körfez Geçiş köprüsü tamamlandığında Bursa’dan bir saatte Sabiha Gökçen’e, uluslararası büyük bir havaalanına ulaşılacak. Sorun yok. Körfez Köprüsü açılınca ulaşım sorunu tamamen çözülecek.”

‘Rezervasyon akışı problemli’

İsmail Taşdemir / TÜROB Genel Müdürü

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Müdürü İsmail Taşdemir, bir barış sektörü olan turizmin, Türkiye’de ve dünyada yaşanan terör olaylarından olumsuz etkilendiğini söyledi.
Turistlerin bu tür olaylar karşısında tedirginlik yaşadığına işaret eden Taşdemir, “Bugün yaşadıklarımız sadece Türkiye’ye özgü bir hadise değil. Güvenlik sorunu artık tüm dünyada sıkıntılı bir hale büründü. Paris, Ankara, İstanbul ve son olarak Brüksel’de terör hadisesi ortaya çıktı. Bunlar turizmi olumsuz etkileyen şeyler. Biz turizmciler olarak, bu tür olayların sektörümüzü etkilemesinden ziyade, barış ortamının tesis edilmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

2016 KÖTÜ BAŞLADI

Türkiye’nin turizm açısından, 2016 yılına kötü başladığını anlatan Taşdemir, “Bu sene turizmi etkileyen olumsuzluklar Rusya ile ortaya çıkan gerilimle başladı. Sonrasında özellikle Ankara ve İstanbul’da meydana gelen terör saldırıları ile devam etti. Şu anda sektör olarak yoğun iptaller almış durumdayız. Ancak bu zor günleri aşacağımıza inanıyorum. Rezervasyon taleplerinde zor günleri aştıktan sonra belli bir ivme yakalayabiliriz. Bu sene, geçen yılki rakamları yakalamayı hedeflemiştik, ancak son günlerde meydana gelen olaylar nedeniyle yüzde 30 civarında bir kayıp bizim için başarı olacak gibi görünüyor. Turizm sezonu başladı ve rezervasyon akışı küçük de olsa problemli. Ancak rezervasyon akışındaki problem sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede bu şekilde cereyan ediyor” dedi.

Sektörün içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtulmasının yolunun turizm ürünlerinin çeşitlendirilmesinden geçtiğine işaret eden Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Turizm destinasyonunu çeşitlendirmemiz lazım. Antalya’da tek pazara bağlı olduğumuz için Rusya ile siyasi gerilim nedeniyle ciddi kriz yaşadık. Bu tür krizlerde, örneğin İstanbul’da bir terör hadisesi yaşandığında Konya, Antalya bundan etkilenmemeli. Bunun için de acilen pazar ve destinasyon çeşitlendirmesine gitmemiz gerekiyor.”

YUMUŞAMA YOK

Taşdemir, turizm açısından Rus pazarından olumlu sinyal gelmediğini, Rusya’nın aldığı kararları uygulamaya devam ettiğini belirterek, “En ufak olumlu sinyal yok. Şu anda Rusya’nın en önemli turizm fuarı var ve biz katılımcı değiliz. Bizim katılmamızı kabul etmediler.

Dolayısıyla bir yumuşama maalesef mevcut değil” ifadelerini kullandı.

‘Bursa olumsuz etkilenmez’

Serdal Can / Plaza Tur YKB
“Rusya ile yaşanan krizin, açıkçası Bursa turizmine olumsuz bir etki edeceğini düşünmüyoruz. Bursa’nın hitap ettiği ve gelen turist sayısının çok büyük orandaki kısmı Ortadoğu ülkeleri olması sebebiyle, Bursa’nın bu krizden olumsuz etkilenmeyeceği kanısındayız.

Sadece Bursa’da değil, tüm Türkiye’de krizin yaşandığı ilk haftadan itibaren tüm pazarlarda taleplerde bir azalma yaşandı. Yaşanan kriz, Bursa için düşük sezon olarak adlandırdığımız bir dönemde vuku bulmuş olması sebebiyle, Bursa’da gözle görülür bir iptalin yaşandığını düşünmüyorum. Bununla beraber, yaşanan olumsuzlukların yaz aylarına kadar sürmesi durumunda elbette ki Bursa şehrimizde tüm bu olumsuzluklardan etkilenecektir. Açıklanan ‘Turizm Acil Eylem Paketi’ni kapsam ve içerik bazında incelediğimiz zaman, sadece Bursa’nin değil Türkiye’nin en önemli bir çok turizm merkezinin kapsam dışı bırakıldığını görüyoruz. Verilen teşvikin sadece birkaç tur operatörünün, sadece güney sahillerinde olan kayıplarını önlemek amacıyla çıkarılmış olduğunu, bunların dışında kalan ve yurdumuza her yıl binlerce misafir getiren diger seyahat acentalarının göz ardı edildiğini görmekteyiz. Paketin içeriği itibayle Bursa’ya ve Bursalı turizmcilere şimdilik herhangi bir destek sağlayamayacağı kanısındayım.”

Krizde yatırım yapan kazanır

Vatan Ercan / Turizm İl eski Müdürü, Turizm Danışmanı

Uzman gözüyle son durumu değerlendirir misiniz?
Dünyanın her yerinde krizler olur, oluyor. Tekstilde, otomotivde... Turizmde de oluyor. Ülke dışında yaşananlar bizi de etkiliyor. Dünyada tek başına değilsiniz. Bursa’da biz son gelişmelerin olumsuz etkisini haziran ayından sonra göreceğiz. Ramazan haziranın 4’ü gibi başlayacak. Temmuzun 4’ünde bitecek.

Ağustos nasıl geçecek? Özellikle Arap turizmi ile ilgili durumun çok olumsuz olacağını düşünmüyorum. Bakıyorum, şu anda bile otellerde ciddi sayıda Arap var. Araplar bundan etkilenmiyor. Yani karışıklık olan örneğin Suriye’den değil de Kuveyt’ten, Suudi Arabistan’dan geliyor. Yemen’den geliyor. Ama eski neşesi var mı dersen, eski neşesi yok. Şu anda biz bana göre, kardan zarar ediyoruz. Şu anda öyle. Eski tatlı karlar yok. Mesela şu anda kapanan bir tane otel var mı? İşçisini çıkarmış, kapısına kilit vurmuş bir yer var mı? Yok. Bursa’da oteller sadece yabancı turistlerle çalışmıyor. Tekstil vs. sanayi kapasitesi var. Yabacı turistlerin azalmasından Bursa çok aşırı etkilenmez ama Akdeniz bölgesi çok etkileniyor. Antalya çok etkileniyor. Bu etki sürecek. Benim Turizm İl Müdürü olduğum dönemde deprem olmuştu, Arap turistler çok etkilendi, gelmedi. Diğer ülkelerden geliş etkilenmedi. Terörden etkileniriz biz, dünyadaki ekonomik krizlerinden, siyasi krizlerinden etkileniriz.

Hükümetin açıkadığı destek paketi?
Turizm sektörü, hükümetin, hadi siz çalışmasınız da zararınızı ben öderim diyeceği bir alan değil. Turizm sektörü çok dinamik ve kendi içinde öngüleri olan bir sektör. Çok iyi tanıyorum. Bu sektör ne yapar yapar bir çıkış bulur. Bulacaktır da. Devletin katkısı, devlet önlerini açsın. Vizeler, vize kolaylıkları, uçaklardan alınmakta olan havaalanı vergilerinin azaltılması gibi önlemlerle atlatılır bence.

Sizce zor dönemin atlatılması için ne yapılmalı?
Ben olsam şu anda, örneğin otellerin en önemli sorunlarından birisi KDV. Oteller yüzde 1 ile aldığı ekmeği yüzde 18 ile satıyor. Bunu yaparken, yüzde 17’lik ek bir vergi ödemiş oluyorsunuz. Bunun yanında alkollü içkilerde çok büyük, sert yükselişler var. Onlarla ilgili bir stabilizasyon olabilir. Halkı daha çok huzurlu kılacak iç gelişmelerin olması lazım. Bir kere dünyada turizm şu demek: İç turizm olmadan dış turizm diye birşey olmaz.’ İç turizmi hareketlendirelim. Ben olsam ne yaparım.
Şu anda, şu kriz döneminde iç turizmle doldururum güneyi... Erken rezervasyon gibi avantajları sürekli kırarak... Yurt dışına diyelim 10, 20 Euro’ya satıyorsak -ki, öyle otellerimiz de var- Türkiye içinde bu fiyatlara sattığınız bir oteli bir yıl önceden satarsınız yani... Bu kriz dönemlerinde de bunların olması lazım. Bu tür uygulamalarla iç turizmi dinamikleştirerek, dış turizmden kaynaklanan eksiklikler giderilebilir. Hükümet bu tür tedbirler almakta da zaten ama ben şu anda danışmanlık yapıyorum otellere.

Ağlayan çok insan var, doğru; ama, bence hem ağlarım hem giderim durumu var. Yapacak başka birşey yok. Onlar bu işi iyi biliyorlar. Ölüme çare yok. Bu kriz de geçecek. Bir de bildiğim bir şey var. 10 yıldan bu yana otellere turizm danışmanlığı yapıyorum. Şu var: Kriz döneminde yatırım yapan adam kazanır... Bu kriz ilelebet gitmez, seneye değişir... dünya dengeleri değişir. Her gecenin bir sabahı vardır.”

Güçlü TÜRSAB yola çıktı
Türkiye ve dünyada yaşanan küresel terör olayları başta olmak üzere bölgede yaşanan krizler ve sektörde yaşanan sorunlar sebebiyle zor günler geçiren turizm sektörü, Güçlü TÜRSAB oluşumu altında çıkış yolu aramak amacıyla çalışma başlattı. Güçlü TÜRSAB Platformu Sözcüsü Hasan Erdem, “Turizm sektörümüzün dünya ölçeğinde hak ettiği noktalara gelmesine ve ülkemizin zengin turizm potansiyelinin daha iyi tanıtılması için gece gündüz çalışan turizm ve seyahat acentelerinin, tur operatörlerinin, yani bizlerin haklarının korunması için yola çıktık” dedi.

Türkiye’nin turizmde yaşanan krizlerden dolayı dünya ölçeğinde henüz istenilen noktaya gelemediğine işaret eden Hasan Erdem, “Yaşadığımız coğrafyadaki kargaşa ve kaos ülkemizi derinden etkiliyor. Elbette, bu kaostan en fazla turizm sektörümüz etkileniyor. Son yıllarda giderek kötüleşen sektörümüz yaşanan bu terör belası yüzünden daha da dibe doğru gidiyor. Başta Ege bölgesi ve Antalya olmak üzere pek çok turizm bölgesinde sadece otellerimiz değil, turizm seyahat acentelerimiz de kepenk kapatmıştır” dedi.

GÜÇLÜ TÜRSAB GÜÇLÜ TÜRKİYE

Güçlü TÜRSAB, muhalefet olmak için değil sektörümüzün sorularına çare olabilmek amacıyla gerektiğinde icraatin içinden olmak için yola çıktı. Çünkü turizm ve seyahat acenteleri olarak, işlerimizi hep kendi tırnaklarımızla mücadele ederek bugünkü noktalara getirdik. “Turizmde güçlü Türsab, güçlü Türkiye” anlayışıyla çıktığımız bu yolda hep birlikte sektörümüzün kanayan sorunlarına çare olabiliriz. Türk turizminin içinde bulunduğu kaos ortamından çıkarmak da yine bizlere düşüyor. Hepimiz bölgemize ve yurtdışında getirdiğimiz turistlere sahip her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Hepimizin bildiği gibi turist güvenli ortamları sever.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER