Bölge ülkeleri ve dünyadan çok sayıda katılımcının Bosna Hersek ve Balkanlar’a yatırım fırsatlarını keşfetmesini hedefleyen ve 17-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Saraybosna İş Forumu’nun açılışında konuşan Oktay, Türkiye’nin gönül coğrafyası Balkanlar’da kültürel emanetlerine sahip çıkmaya ve büyük çaplı kalkınma projelerini desteklemeye devam edeceğini ifade etti.
Acı günleri geride bırakarak barış ve güvenliğin sembol şehri haline gelen Saraybosna’nın ekonomik ve mali projeleri uygulama yolunda emin adımlarla ilerlemekte olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Öncelikle bölgenin kalkınma mücadelesine ve Saraybosna İş Forumu’nun hem kuruluşuna hem de gelişerek devam etmesine gönülden katkı veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve başarı dileklerini sizlere iletmek istiyorum. Başlangıcından bu yana forumun Güneydoğu Avrupa’da tecrübe paylaşımı açısından önemli bir platform haline gelmiş olması gurur vericidir" dedi.
50 ülkeden yaklaşık 2 bin katılımcı ile gerçekleştirilen ve 350’ye yakın basın mensubu tarafından takip edilen konferanstaki konuşmasında Oktay, "Saraybosna İş Forumu, yatırımcıların Bosna Hersek’teki iş imkanlarıyla doğrudan iletişim kurmasını sağlayan ve Güneydoğu Avrupa bölgesine yabancı sermaye akışını temin eden önemli bir etkendir. Türkiye olarak bu toplantının yeni işbirliklerine ve yatırım ortaklıklarına vesile olacağına inancımız tamdır. 50’den fazla ülkeden gerek siyasi, gerek üretim gerek iş dünyasından katılımcıların olması bu inancımızı özellikle pekiştirmektedir" diye konuştu.
"BÖLGESEL BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN KARŞILIKLI EKONOMİK BAĞIMLILIK GÜÇLENDİRİLMELİ"
“Saraybosna’yı ekonomik ve mali projelerin odağı yapmamızın zamanı gelmiştir" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Bölgeye yapılacak yatırımların Saraybosna’yı bir kapı, bir ana rota olarak görmeleri önem taşımaktadır. Bosna Hersek’in büyük kaynaklara ve potansiyele sahip olduğunu, Güneydoğu Avrupa’da eşsiz bir coğrafi konumda bulunduğunu biliyoruz. Bütün bu potansiyelden en iyi şekilde yararlanmak için en iyi şekilde gayret göstermeliyiz. Bosna Hersek’in bugün ihtiyaç duyduğu esas unsur, birlik, beraberlik ve tabii ki daha çok yatırımdır. Yatırımlar ve istikrar ile sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma sağlanacak, bu sayede bölgede özellikle genç nüfusa istihdam sağlanacak ve bölgenin en büyük sorunlarından olan beyin göçü ve genç nüfus göçünün önüne geçilebilecektir. Ekonomik gelişme, bölgede barış içinde yaşamanın en önemli yapı taşıdır. Aynı şekilde siyasi istikrar ve hukukun üstünlüğü de ekonomik gelişmenin ön şartıdır. Bosna Hersek’teki siyasi uzlaşı kültürü yaşadıkça, ülkenin yatırımcılar için çok daha cazip bir hedef haline geleceği aşikardır. Önceliğimiz bölgedeki tüm aktörlerin ortak çıkarlar ve değerler temelinde önümüzdeki sorunların çözümünde birlikte yol almasının sağlanmasıdır. Bunun bölgesel işbirliği ve diyaloğun artırılarak gerçekleştirilebileceğinin de farkındayız. Bölgesel barış ve istikrarın korunması için siyasi alandaki diyaloğumuzu güçlendirmeli, daha fazla ekonomik karşılıklı bağımlılık oluşturmalı ve halklarımız arasındaki sosyo-kültürel etkileşimi de ilerletmeliyiz. ’Tek bölge-tek ekonomi’ vizyonunu gerçekleştirebilmek için gerek ikili gerekse çok taraflı platformlarda elimizden gelen gayreti göstermeliyiz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE’NİN DESTEĞİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN SARAYBOSNA-BELGRAD OTOYOLU, BİR İSTİKRAR PROJESİ"
Oktay, "Biz bu anlayışla ortak bölgemiz olan Güneydoğu Avrupa’da bir istikrar projesi olarak Saraybosna-Belgrad otoyolu projesini ortaya koyduk. Gerek Bosna Hersek’ten gerek Sırbistan’dan bu projeye gösterilen teveccühten son derece mutlu olduğumuzu ifade etmek isterim. Tamamlandığında bir kalkınma ve istikrar yolu olmasını ümit ediyoruz. Güneydoğu Avrupa işbirliği sürecine olan desteğimiz Türkiye olarak yine öncülük yaptığımız Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan ve Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan üçlü mekanizmaları da bu anlayışımızın ürünleridir" diye konuştu.
"DAİMA DOSTLARININ YANINDA OLAN GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE"
Türkiye’nin sahip olduğu genç ve nitelikli iş gücü kaynakları, iç pazar kapasitesi, gelişen altyapısı, disiplinli finans sektörü ve rekabetçi özel sektörü ile dünyada ve bölgede önemli bir ekonomik faktör haline geldiğini ifade eden Oktay, "2018 yılında dünyada en çok insani yardım yapan ülke olan Türkiye, aynı zamanda insani ve vicdani dış politika düsturu ile topraklarında bugün itibarıyla 4.6 milyonu aşkın göçmen ve mülteci bulundurmaktadır. Genel seçimleri geride bıraktığımız şu günlerde artık önümüzde dört buçuk yıllık kesintisiz bir icraat dönemi bulunmaktadır. Bu süreçte istikrar ve kalkınma ivmemizi hızlandırarak bölgede güvenli bir liman ve dostlarının daima yanında olan güçlü bir Türkiye olmaya devam edeceğiz. Bosna Hersek’in kalkınması, büyümesi ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesi başta olmak üzere ihtiyaç duyulan alanlarda Bosna Hersek’in yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.
"BÖLGENİN KALKINMASI İÇİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ PROJELERE KATKIYA HAZIRIZ"
Türkiye ve Bosna Hersek’in köklü tarihi ve kültürel bağlara dayanan ilişkilerinin ticari ve ekonomik alanlardaki karşılığını bulmasının iki ülkenin ortak beklentisi olduğunu ifade eden Oktay, "Türkiye, Bosna-Hersek ve bölgenin kalkınmasına zemin hazırlayacak büyük ölçekli altyapı projelerinde de gereken katkıyı yapmaya hazırdır. Bu çerçevede uluslararası alanda kendisini ispatlamış ve ülkemizdeki devasa projeleri üstlenmiş firmalarımızla otoyol, havaalanı, hidro ve termik elektrik santralleri ve telekomünikasyon gibi alanlarda bölge ülkeleri ile birlikte projeler yürütmeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Bunun yanı sıra bölgenin kalkınmasında bankacılığın da çok önemli bir rolü olduğunu biliyoruz. Örneğin 1997’de Bosna Hersek’teki faaliyetlerine başlayan Ziraat Bankası Bosna Hersek, ülkenin çeşitli şehirlerinde bulunan 30’u aşkın şubesiyle hizmet vermektedir. Bu çerçevede savaş sırasında yerinden edilen kişilerin geri dönüşlerinin teşviki için küçük ve orta ölçekli ekonomik yatırımlarda kullanılmak üzere 100 milyon avro tutarında düşük faizli kredi paketi, 2012 yılında gerçekleşen Saraybosna İş Forumu vesilesiyle yatırımcıların kullanımına sunulmuştur. Bunların yanı sıra Türk Hava Yolları’nın sunduğu bağlantı ve istasyon ağının bölgenin ulaşım ağının güçlendirilmesine sunduğu katkısı yine gurur vericidir. Türkiye’nin bölgeye sağladığı katkı elbette yalnızca ticaret, altyapı, yatırım ve bankacılıktan ibaret değildir. Gönül coğrafyamızın en güzide bölgelerinden biri olan Balkanlar’daki kültürel emanetlere sahip çıkıyor, Türkiye’nin güzide kurumları TİKA, Kızılay ve Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü vasıtasıyla bu verimli toprakları ihya ediyoruz. Sağlanan tüm imkanlar dahil edildiğinde ülkemizin son 10 yılda yaptığı kalkınma yardımı, 1 milyar Avro’yu bulmaktadır" şeklinde konuştu.
Programın devamında gerçekleştirilen liderlik panelinde de bir konuşma yapan Oktay, Türkiye olarak başarılarının anahtarının çok yönlü bir dış politikayla olabildiğince fazla ülkeyle işbirliği yapmak olduğunu ifade etti. Türkiye’nin dış politikasında sadece çıkar ve almaya dayalı bir vizyonu olmadığını ifade eden Oktay, Türkiye’de sayıları 4.6 milyona ulaşan mültecilerin bunun bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Türk şirketlerinin inşaat, enerji ve ulaşımdaki tecrübelerinin bölge için bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Oktay, bu imkanların finansman ve istikrarsızlık konusunda zorlukların olduğu Güneydoğu Avrupa’da Türkiye’yi başarılı ve önemli bir aktör haline getirdiğini ifade etti.
"TÜRKİYE VE BOSNA HERSEK ARASINDAKİ TİCARET HACMİ 10 KAT ARTTI"
Panelde konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, "10 yıldır düzenli olarak gerçekleştirilen Saraybosna İş Forumu artık küresel bir marka. Bu etkinlik dünyanın her yanından yatırımcının ilgi gösterdiği son derece başarılı bir girişim. Bölge ve Bosna Hersek ekonomisi için de çok büyük katkı sağladı. Biz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak da bu foruma bugüne kadar destek verdik ve bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz" dedi.
Hisarcıklıoğlu, "Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması, iki ülke arasında çok sağlam bir iş hacmi zemini oluşturdu. 2003 yılında ikili ticaret hacmimiz 71 milyon dolar idi. Bugün tam bu 10 misli artarak 700 milyon dolar’a ulaştı. Kısa süre içerisinde bunu 1 milyar dolar’lık bir hacme ulaştıracağız. Bankacılık, tarım, imalat, inşaat, turizm gibi sektörlerde 100 Türk firması Bosna Hersek’te başarıyla iş yapmaktadır. Bu şirketlerin Bosna Hersek’teki yatırım tutarı 600 milyon avro’nun üstündedir ve 4 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Bosna Hersek ihracatında en önemli 10 firma içerisinde Türk firmalarının olmasından da ayrıca gurur duyuyoruz. Ama elbette daha fazlasını yapabiliriz. Daha fazla iş yapmak için buradayız. Son 15 yılda Türkiye olarak Balkan ülkeleri ile karşılıklı ticaretimizi 3,5 milyar dolar’dan 20 milyar dolar’a çıkardık. Ayrıca yatırımlarımız da büyüdü. Üstelik tüm bunları küresel ekonomik krize rağmen yaptık" ifadelerini kullandı.
(İbrahim Aydoğan/İHA)