Mariupol kentinden 3 yaşındaki kızları Arina ile kaçarak Türkiye'ye sığınan makinist Serhıı Lapın ile muhasebeci Maryna Ostapenko çifti kara yolu ile 7 Mayıs'ta Adana'ya gelerek Adana-Ukrayna Dostluk Kültür Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne ulaştı. Derneğin, geçici olarak güvenli bir yere yerleştirdiği aile, savaş nedeniyle yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldıklarını belirterek, oradaki zorlu günlerini Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı.
'İKİ YUDUM SÜT İÇSİN DİYE AVUÇLARIMIZDA ISITTIK'
Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat tarihinden bu yana her saniye bir bomba ya da silah sesi duyduklarını söyleyen Ostapenko, gözleri önünde çok sayıda insanın öldürüldüğünü dile getirdi. Kentte elektrik ve suların da kesildiğini belirten Ostapenko, şöyle devam etti:
"Her saniye gözümüzün önünde birileri öldürülüyordu. Yaşadığımız kente 1 aydır sürekli bombalar düşüyordu. Telefon bağlantımız yoktu. Yiyeceklerimiz bitti. Kimseye ulaşamadığımız için kimseden yardım da isteyemedik. En korkuncu da çocuğumuzun gözlerimizin içine bakıp yiyecek istediğinde onu doyuramayacağımızı anlamaktı. İçecek suyumuz bile yoktu. Eşim arada sırada bir kuyuya gidip oradan su getiriyordu. Kızımızın vücudu susuz kalmasın diye küçük küçük yarım bardak o sudan içiriyorduk. Süt istiyordu. Biraz süt vardı ama eksi derece olan havada elektrikte olmadığından o sütü ısıtacak imkanımız yoktu. İki yudum süt içsin diye bardağı avuçlarımızın içinde ısıtarak veriyorduk" diye konuştu.
Lapın ise çocukları için komşuların zaman zaman yardıma koştuğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Çocuğumuz 1 ay boyunca banyo yapamadı. Bezi kalmadı, hep pislik içindeydi. Su olmayan yerde durum böyle olur. Hasta olmasından çok korkuyorduk. Çocuğumuz ölmesin diye ilk fırsatta oradan çıktık. 1 aydır sürekli bomba atıldığından evimizden dahi çıkamıyorduk. Yaşadığımız bölgede bombalar biraz azaldı. Biz de garajımıza gidip arabanın yerinde olduğunu görünce alıp ilk fırsatta çıktık oradan. Önce Kırım'a geçtik oradan Gürcistan'a ve sonra Türkiye'ye giriş yaptık. Bu yolculuk 1 hafta sürdü."
'TÜRKİYE BİZE KAPILARINI AÇTI, ONLARA MİNETTARIZ'
Savaşın bitmesi için çağrıda bulunan aile, "İki devlete de yalvarıyoruz, bir noktaya gelin ve bu savaşı bitirin. Sivil halk ölüyor. Türkiye'de bomba yok, silah yok. Onlar bize kapı açtı. İnsanları çok sıcakkanlı ve yardımsever. Onlara minnettarım. Ukraynalı çalışkan bir aileyiz ve burada çalışmak istiyoruz" ifadesini kullandı.
Dernek Başkanı İrem Tari ise "Aileyi geçici olarak güvenli bir yere yerleştirdik. 3 ay yasal olarak Türkiye'de kalabiliyorlar. Sonra ya insani ikamete ya sığınma ya da oturma iznine başvuruyorlar. Onların takdiri. Türkiye her imkanı tanıyor, Allah razı olsun" diye konuştu.