Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği (UKUB) Başkanı Şamil Özoğul, Türkiye’nin bir an önce katma değeri yüksek iş kollarına yönelmesinin şart olduğunu belirterek, hem yüksek teknolojiye hem de onu kullanacak nitelikle insan gücü ihtiyacının karşılanması için adımlar atılması gerektiğini savındı. Özoğul, sanayide yerlilik oranının düşmesinin de ekonomi için büyük tehdit oluşturduğunu vurguladı.
UKUB’un gerek teknolojik altyapı imkânları sağlayarak, gerek uyguladığı projelerle kalıp sektörünün Türkiye’de gelişmesi için yoğun çaba harcadığını söyleyen Birlik Başkanı Şamil Özoğul, sektörün meselelerini yazılı bir açıklama ile değerlendirdi. Özoğul, sektörün yaşadığı sıkıntıların ülke ekonomisine olumsuz yansımalarına dikkat çekti.
Yüksek katma değer getirisi olan iş kollarının önemini vurgulayan Özoğul, Türkiye’nin yüksek katma değere sahip üretim oranında ABD ve AB ülkeleriyle kıyaslandığında çok geride olduğuna dikkat çekti. ABD’de yüzde 30, AB ülkelerinde yüzde 20 olan yüksek katma değerli üretim oranının Türkiye’de sadece yüzde 5’lerde kaldığına vurgu yapan Özoğul, “Yeni neslin, fiziksel emeğin yoğun olduğu işler yerine katma değeri çok daha yüksek olan sektörlere yönelmeleri gerekiyor. Maalesef ülkemizde yüksek teknolojik üretim bu kadar azken ve işsizlik oranı da bu kadar yüksekken, gençlerimizi kalıpçılık gibi yüksek katma değerli iş kollarına yönlendiremiyor olmamız üzücüdür” dedi.
KALIPÇILIK 10 YILDA YÜZDE 250 BÜYÜDÜ
Türk kalıpçılık sektörünün birçok gelişmiş ülkenin aksine çok hızlı büyüdüğünü, son 10 yıldaki büyümenin yüzde 250 gibi oldukça büyük rakama ulaştığını anlatan Şamil Özoğul, ancak büyüme oranı ile sektörün getirisi ve gelişiminin paralel olmadığını, aksine istihdam ihtiyacıyla birlikte meselelerin de büyüdüğünü anlattı. Sanayi üretiminde yerlilik oranının giderek düşmesinin ülke ekonomisi için önemli bir tehdit olduğunu savunan Özoğul, şöyle konuştu:
“İhracatın şampiyonu otomotiv sektöründe yerlilik oranı 1980’lerde yüzde 85 civarındayken bu oran 2014 yılında yüzde 55’e düşmüştür. Bu durumu iyi okumak gerekir. Hem teknolojiye hem de onu kullanacak vasıflı insana ihtiyacımız var. Her ikisinin eksikliği de sanayi sektörlerimiz için en büyük tehdit olarak değerlendirilmeli, bir an önce önlem alınmalıdır. Kişisel eğilim ve kabiliyetler, sektörel ihtiyaçları dikkate alınarak, bilimsel bilgi ışığında eğitilmiş, yetkin ve nitelikli insan kaynağı olmadan şirketlerimizin ve ülkemizin bağımsız olarak gelişmesi mümkün değildir.”
Sanayicilerin bekleme lüksü bulunmadığını dile getiren Özoğul, “Daha çok teknoloji, daha az insan’ mantığıyla hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Başkan Özoğul, tüm bu olumsuzluklara karşı sanayicilerin sektörden çekilme ya da parça imalatına geçerek atıl kapasiteyle çalışma seçenekleri bulunduğunu, ancak en doğrusunun zor ve yüksek maliyetli olsa da teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanarak, aynı insan kaynağıyla daha çok ve daha kaliteli iş yapar hale gelinmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
