Ekonomi

Üretim ihracata iç pazar ithalata

2016 yılına kötü başlayan, ancak özellikle Mart’tan itibaren çarklarını hızlandıran otomotiv sektörü üretimde yılın ilk yarısını yüzde 12 civarında artışla tamamladı. Ancak iç pazarda ithal otomobillerin payı yüzde 75’e çıktı.

Üretim ihracata iç pazar ithalata
20-09-2016 14:16

Otomobil üretimi Temmuz’da, 2015 Temmuz’una göre yüzde 11 artarken, toplam ana sanayi üretimi yüzde 2 daraldı. Otomotiv ana sanayiinde 2015’in ilk 7 ayında 780 bin 320 olan toplam taşıt üretimi bu yıl yüzde 7 artışla 836 bin 820 adete yükseldi. Otomotiv üretimi son bir yıllık hesaplamada da yüzde 10 artışla 1 milyon 415 bin 297 adete yükseldi. Ekohaber’in Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) verilerine dayanarak yaptığı hesaplamaya göre, bu yılın Ocak-Temmuz dönemini kapsayan ilk 7 ayında otomobil üretimi sektörün lokomotifi oldu ve üretim yüzde 12 artışla 510 bin 396’ya yükseldi.

İÇ PAZAR DARALDI, FİRMALAR İHRACATA YÜKLENDİ


Türkiye’de otomotiv sektöründe yılın ilk 7 ayında yaşanan en önemli gelişme, iç pazarın daralmasına karşılık, ihracattaki artış oldu. İç piyasada otomotiv pazarı Temmuz’da yüzde 31 azalarak satılan araç sayısı 86,6 binden 59,5 bine düşerken, otomobil satışlar aynı ayda yüzde 29 oranında düşerek 64,2 binden 45,5 bine geriledi. Yılın ilk 7 ayında iç piyasada toplam araç satışı yüzde 6 düşüşle 510 bin 502 olurken, toplam otomobil satışı yüzde 2 düşüşle 384 bin 48 adet oldu. İç piyasadaki daralma ithal araçları da etkiledi ve toplam taşıt aracı ithalatı Temmuz’da önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27 oranında düşerek 42 bin 436 olurken, otomobil ithalatı yüzde 23 düşerek 36 bin 155 adet oldu. Yılın ilk 7 ayında ise ithalat toplam taşıt araçlarında yüzde 3 düşüşle 344 bin 524, otomobilde ise yüzde 2 düşüşle 286 bin 536 adet oldu. Sektörde en pozitif gelişme ise ihtacatta yaşandı ve iç piyasa daralırken, Temmuz ayında ihracat toplam taşıt araçlarında yüzde 16 artışla 85 bin 963, otomobilde ise yüzde 45 gibi büyük oranda artış ile 54 bin 173 adete tırmandı. İhracat yılın ilk 7 ayında toplam taşıt araçlarında yüzde 14 artış ile 639 bin 848 adete yükselirken, ihraç edilen otomobillerin sayısı yüzde 15 artışla 392 bin 926 oldu. İhracat, geriye doğru 12 ay hesabına göre de toplamda yüzde 17 artış ile 1 milyon 72 bin 51, otomobilde ise yüzde 15 artışla 656 bin 444 adet oldu. Yılın ilk 7 ayında ihracat fiyat bazında ise toplamda yüzde 10 artışla 13 milyar 678 bin dolar, otomobilse ise yüzde 3 artış ile 4 milyar 178 milyon dolar oldu.
Satılan her 100 otomobilden 75’i ithal...
Otomotivde en çok dikkat çeken gelişmeleriden birisi bu yılın ilk 7 ayında ithal araçların iç pazardaki ağırlığı oldu. Ocak-Temmuz döneminde iç piyasadan satılan neredeyse her 100 otomobilden 75’i ithal otomobil oldu. Türkiye’de üretilen otomobillerin satışı, 7 ayda 100 bin 761’den 97 bin 512 adete gerilerken, ithal otomobil satışı 286 bin 536 oldu. Bu sonuçlarla, Türkiye pazarında ithal otomombillerin ağırlığı 2007’de yüzde 66 iken, bu yıl yüzde 75’e yükselmiş oldu. İthalatın hafif ticari araç pazarındaki ağırlığı ise daha düşük gerçekleşti ve satılan her 100 araçtan 47’si ithal araçlardan oluştu. Pazarda yılın ilk 7 ayında 113 bin 302 adet hafif ticari araç satılırken, bunun 59,8 bini Türkiye’de üretilen, 53,4 bini de ithal araçlardan oluştu. Tükiye’de 2006’dan 2016’ya son 10 yılda iç pazarda ithal araçların payı ağır ticari araçlarda yüzde 24’ten yüzde 34’e, kamyonda yüzde 25’den yüzde 39’a tırmanırken, otobüslerde yüzde 27’de yüzde 9’a geriledi. Otomobil üretiminde dikkat çeken en önemli şey, firmaların motor hacmi bin 600 cc’yi aşan araçları artık neredeyse tamamen terketmeleri oldu. Üretim lideri OYAK Renault 6 ayda bin 600 cc ve üstü motor kategorisinde sadece bin 459, 1300-1600 cc. araçların sayısı 111 bin 921, 1300 cc ve altındaki araç sayısı ise 67 bin 389 oldu. Hyundai Assan bin 600 cc araç üretmezken, 120 bin 75 aracın 15 bin 137’inin motor hacmi 1300-1600 cc oldu. Otomobillerin 104 bin 938 gibi büyük bölümü 1300 cc ve altı oldu. TOFAŞ ise 1300-1600 cc arası 50 bin 280 otomobil üretirken, 1300 cc ve altı araç sayısı 25 bin 396 adet oldu.


KAPASİTE KULLANIMI


Otomotiv ana sanayiinde kapasite kullanımındaki en yüksek değişim kamyon üretiminde yaşandı ve fabrikalar kamyon üretiminde sadece yüzde 36 kapasite ile çalışabildile. Aynı şekilde midibüste ise kapasite kullanımı sadece yüzde 33 oldu.
Bu iki kalemin dışında ise kapasite kullanımın oldukça yüksek olması, fabrikaların iki vardiya çalışmaları dikkat çekti. Kapasite kullanımı traktörde yüzde 92, otomobil ve küçük araçlarda yüzde 85, otobüste yüzde 82 olurken, genel ortalama kapasite kullanımı yüzde 84 olarak gerçekleşti.


İç pazar Ağustos’ta daraldı
Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre, geçtiğimiz Ağustos ayında pazar otomobilde yüzde 12,59, hafif ticari araçlarda yüzde 15,58 oranında daraldı. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı bu yılın Ocak-Ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 azaldı. Daralma otomobil pazarında yüzde 3,5, hafif ticari araç pazarınd aise yüzde 9,8 oldu.
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2016 yılı ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,02 azalarak 568.906 adet olarak gerçekleşti.
Bu dönemde otomobil satışları yüzde 3,48 azalarak 438.025 adete geriledi. Hafif ticari araç pazarı ise yüzde 9,83 oranında azalarak 130.881 adete geriledi. Geçen yıl aynı dönemde 145.146 adet satış gerçekleşmişti.
İç piyasa Ağustos ayını hayli düşük bir performansla tamamladı ve Ağusto ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2016 Ağustos’unda, 2015 Ağustos’una göre yüzde 13,4 azaldı, satışlar 82 bin 577’den 71 bin 556’ya geriledi. 2016 yılı Ağustos ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,59 azaldı ve 53.977 adet oldu. Hafif ticari araç pazarı ise yüzde 15,58 daraldı ve 17.579 adet olarak gerçekleşti.


EN ÇOK SATILAN OTOMOBİLLER 1600 cc VE ALTI...


2016 yılı Ağustos sonu itibari ile 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 3,04, 1600-2000 cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında yüzde 9,01 ve 2000 cc üstü otomobillerde yüzde 30,87 azalış görüldü. Böylece piyasada en çok motor hacmi 1600 cc ve altı araçların satıldığı ortaya çıktı.


DİZEL, OTOMOTİK ŞANSIZMAN...


2016 yılı ilk sekiz ayında 36 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşirken 2016 yılı Ağustos sonunda otomobil pazarında ortalama emisyon değerlerine göre en yüksek paya yüzde 46,28 oranıyla 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 202.729 adet ile sahip oldu. 2016 yılı Ağustos sonunda dizel otomobil satışlarının payı yüzde 62,27’ye ve otomatik şanzımanlı otomobillerin payı yüzde 57,21’e yükseldi. 2016 yılı Ağustos sonu otomobil pazarı segmentinin yüzde 81,59’unu yine vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine yüzde 49,43 pay alan C (216.497 adet) segmenti ulaştı. Kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi yine “sedan” otomobiller (yüzde 48,61 pay, 212.942 adet) oldu. 2016 yılı Ağustos sonu Hafif Ticari Araç Pazarı gövde tipine göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine yüzde 70,82 pay ile “Van” (92.686 adet), ardından yüzde 11,87 pay ile “Kamyonet” (15.540 adet), yüzde 9,14 pay ile “Minibüs” (11.962 adet) ve yüzde 8,17 pay ile “Pick-up” (10.693 adet) yer aldı.


‘Olumlu havanın devam etmesini istiyoruz’
Ayhan Korgavuş (Ünver Group YKB)
“Global anlamda yaşanan ekonomik sıkıntılar tüketici harcamalarına ilişkin alışkanlıkları da değiştirebiliyor. Böyle durumlarda otomotiv sektörü de gelişmeler de etkilenebiliyor. Son dönemde Avrupa ve Amerika pazarında yaşanan olumlu gelişmelerin etkisiyle piyasalarda canlanma gözleniyor. Bilhassa otomotiv sektöründe gözlenen canlanma, yeni modellerin piyasaya sürülmesi ve bunun öncesindeki hazırlıklar, hem üretime hem de ihracata olumlu yönde yansıdı. Elbette bu olumlu havanın devam etmesini diliyoruz.
Sektörel anlamda Avrupa pazarında yaşanan olumlu gelişmelerin etkisinin Türk otomotiv ana ve bilhassa yan sanayiine de yansımış olması memnuniyet verici bir gelişme.
Biz de Ünver Group olarak ürünlerimizin yüzde 40’ını Avrupa ülkelerine ihraç ederken, otomotiv sektöründe global tedarikçi olma hedefi doğrultusunda faaliyetlerimize aralıksız devam ediyor ve gerçekleştirdiğimiz yeni yatırımlarla da büyümemizi sürdürüyoruz. Ünver Group olarak, Peugeot, Citroen, Volvo, Ford, Fiat, Volkswagen, Ferrari, Porsche gibi ana sanayi üreticilerinin yanı sıra son olarak dünyanın en prestijli otomobil markaları arasında yer alan Aston Martin için radyatör ve hava hortumu üretmeye başlamamız da, bizim için olduğu kadar Bursamız ve Türk otomotiv yan sanayii için de önemli bir kıvanç vesilesidir.”

Otomotiv ana sanayi kuruluşlarının Ocak-Temmuz ihracatları ise şöyle oldu (adet) :

OTOMOBİL
OYAK Renault : 159.162
FORD OTOSAN : 156.988
TOFAŞ : 155.537
HYUNDAİ ASSAN : 120.330
TOYOTA : 38.042
TÜRK TRAKTÖR : 8.241
M. BENZ TÜRK : 4.883
KARSAN : 1.654
HONDA TÜRKİYE : 1.152
MAN TÜRKİYE : 1.030
HATTAT TARIM : 629
OTOKAR : 453
TEMSA GLOBAL : 359
A.I.O.S. : 258
TOPLAM : 648.718

‘İş potansiyeli ülkemize kaydı’
Mehmet Demirci (MÜSİAD Bursa Şub. Oto.Sek. Kur. Başk.)
Otomotiv sektöründe yılbaşından bu yana başlayan hareketlilik ve üretim artışı, sorunlara rağmen büyük aksaklık olmadan devam ediyor. Özetle, “Sektörümüze yönelik risk asla söz konusu değil. Tam tersine yatırımlarımız meyve vermeye başladı, artık vites büyütüyoruz” açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu değerlendirmelere katılıyoruz. Otomotiv sektörü olarak yatırımların olumlu sonuçları alınıyor. Özellikle Çin in piyasada bıraktığı olumsuz etkilerden dolayı (düşük kalitede ürün ve tedarik süresinin uzunluğu vs.) Türkiye otomotiv sektörü olarak avantajlı bir konuma geldiğini gözlemliyoruz. Avrupa otomotiv yan sanayisi Uzakdoğu’nun acımasız rekabeti karşısında güç kaybetti ve yan sanayi firmalarının çoğu bu rekabete dayanmakta zorlandı, küçüldü, kapandı veya kısmen Avrupa’nın doğusuna kaydı. Bu süreçte bazı firmaların da Türkiye’deki iş birliği yaptığı firmalar ile birleşmesi veya ortaklıklar kurması sayesinde belirli bir iş potansiyeli ülkemize kaydı.
Diğer taraftan, otomotiv ana sanayimizin de son yıllarda Avrupa’da ve dünyada tutulan modeller üretmeleri, ana sanayinin ihracatını artırırken, yan sanayinin de üretim artışı sağlamasına ve dolayısıyla yedek parça ihracatının da artmasına yardımcı oldu. Bu sürecin sürekliliğinin sağlanmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz.  
Firma ya da otomotiv ve yan sanayi sektörü olarak son aylarda yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Otomotiv sektörü olarak, son birkaç yıldır artış eğiliminde olan otomotiv üretimi ve yedek parça üretiminin devam edeceğini, bunlara paralel olarak da ihracattaki artışın devamını öngörüyoruz. Önümüzdeki süreçte bu artışın devam etmesi için BRIC ülkelerindeki otomotiv pazarının da göz önüne alınması ve ileriye dönük işbirliği fırsatların oluşturulması önem arz ediyor. Ayrıca ambargo sonrasında İran pazarı da önemli bir fırsat oluşturuyor. Coğrafi ve kültürel yakınlıkların kullanılarak, İran pazarına gerek ürün olarak ve gerek se tasarım ve mühendislik hizmetleri olarak girişi kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması ve gerekirse teşvik uygulamalarının yapılmasında yarar görüyoruz.
Özellikle 15 Temmuz girişimi sonrasında üretimde, iç ve dış piyasada her herhangi bir sorun yaşadınız mı? Çözüm için neler yaptınız? Yabancı ortaklar ve ya müşterilerle sorun yaşadınız mı?
Firma olarak; 15 Temmuz ‘hain FETÖ darbesi’nin etkisini hissetmedik, diyebiliriz. Sadece dövizdeki dalgalanmadan kısmi bir etkilenme oldu. Yurt içi ve yurt dışı firmalar ile ilişkilerimiz aynen devam ediyor. Yabancı çözüm ortaklarımıza ve iş yaptığımız firmalara ‘hain FETÖ darbesi’ hakkında bilgilendirme yazıları, mesajlar ve e postala gönderdik. Üretimimizin etkilenmeden devam ettiğini, ekonomimizin etkilenmediğini ve ilişkilerimizin artarak devam edeceğini bildiren görüşlerimizi paylaştık.
Otomotiv sektör olarak, ‘hain FETÖ darbesi’nin yol açtığı geçici bir dalgalanma yaşadı. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Hükümetimiz ve ekonomi yönetiminin dik duruşları ve isabetli kararlar ile ekonomideki etkilenme en asgari düzeyde kaldı. S&P’nin aceleci ve biraz da kasıtlı değerlendirmesinin hiçbir etkisi olmadı. Bununla birlikte Fitch ve Moody’s daha temkinli yaklaştı. Bu da ekonomimizin güçlendiğini ve dönemsel bozucu etkilerden en az şekilde etkilendiğini göstermektedir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER