15 Temmuz darbe girişimi gecesi, İstanbul Valiliği’ni ele geçirmek için zırhlı birliğin başında olan 47. Motorlu Piyade Alayı 2. Motorlu Piyade Tabur Komutanlığı görevini yapan Yarbay Recep Karaçam, olaydan sonra gözaltına alındı ve tutuklandı. Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre valiliğe giden zırhlı birliklerin başında olan ve ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen Karaçam, Albay Sadık Cebeci’yi sorumlu tuttu. Valilik önünde olayın darbe olduğunu anladığını, eşinin de arayıp darbeden bahsettiğini söyleyen Karaçam’ın poliste verdiği ifade şöyle:
TATBİKAT ZANNETTİM’
“Birliğimizin temel görevleri KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi) ve KKD’dir (Kolluk Kuvvetlerin Desteklenmesi). Bu görev daha çok terörle mücadele kapsamında geçerlidir. Komutan bana kışlaya yönelik saldırı istihbaratının geldiğini söyledi. Kışlamız çevresinde terör olayları olduğundan bu bilgi bana anormal gelmedi. 19.55’te telefon geldi, Alay Komutanı Albay Sadık Cebeci hazır olmamızı istedi. Mühimmat dağıtıldı. Tatbikat zannettiğim için bu bana normal geldi. Alay komutanı, 3 görev bölgesi olduğunu; bunların valilik, İBB ve AK Parti İl Teşkilatı olduğunu söyledi. Görev dağılımı yaptık. Tanımadığım 5 personel vardı. 21.35 civarında, güzergâhı bilmediğim için navigasyon programını yazarak birlikten çıktık. 22.00’de valiliğe ulaştık. Zırhlı araçtan Sadettin olarak bildiğim albay atladı. Polislerden silah ve telsizlerini aldı.
‘ŞARJÖRLERİ ÇIKARTTIRDIM VE...’
Tanımadığım yabancı personel, emniyet müdürüyle tartıştı. Ortamın gerileceğini anlayınca araya girdim. Emniyet müdürü ‘Silahımı teslim etmem’ deyince ortada yanlış bir şey olduğunu anladım. Ancak KOKTOD durumunda emniyet birimleri bizim emrimize geçmektedir. Sonra emniyet müdürüne KOKTOD tatbikatıyla geldiğimizi ve emrimize gireceklerini belirttim. Bir emniyet müdürü askeri müdahale olduğunu söyleyince, ‘Böyle bir şey varsa biz yanlış yapıyoruz’ dedim ve askerleri geri çektim. Emniyet müdürüne ‘Kesinlikle sizlerin herhangi şeyine dokunulmayacak’ dedim ve anlaştık. Bütün askerlere şarjörlerin tüfeklerden çıkarılmasını ve hücum yeleğine takılmasını emrettim.”
Polisler bizi Kasımpaşa Karakolu’na götürmüşler, onu da sonradan öğrendik. Bugün de karşınızdayım ve birtakım suçlar atfediliyor. Eğer darbe gerçekleşseydi bu sefer de başka bir heyetin karşısında yargılanıyor olacaktım veya vurulacaktım. Ben kesinlikle bu işe girişmedim ve bu durumdan kurtulmak için gelimden geleni yapmaya çalıştım.”