Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarafından “Vefatının 700. Yılında Yunus Emre ve Dönemi” konulu bir panel düzenlendi.
Fen Edebiyat Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenen programda Prof. Dr. Necmettin Alkan açılış konuşmalarını yaptı. Yunus Emre’nin gerek İslami literatürde gerekse edebiyattaki yerinin bir hayli fazla olduğuna değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Necmettin Alkan, “Vefatının 700.nci yılında dahi hatırlanan ve bu şekilde bütün Türkiye’de onun şahsiyeti hakkında programlar yapılması Yunus Emre’nin ne kadar önemli olduğunu gösteren değerlerden bir tanesidir. Yunus’u değerli kılan onun doğduğu ve yaşadığı zaman diliminde Anadolu’nun içinde bulunduğu genel şartlara dikkat edildiğinde böyle bir değerin yetişmesi, yazmış olduğu şiirlerle ve günlük hayatıyla bir model olarak günümüze kadar gelmesini ve ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz” dedi.
Alkan, Osmanlı devletinin kültürel zemini hazırlaması noktasında ardı ardına yetişen önemli şahsiyetlerden akla gelen ilk isimlerden olan Yunus Emre, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Ahi Evran gibi önemli kişilerin yetişmesi bizdeki bu tarihsel sürekliliği göstermesi açısından oldukça dikkat çekici bir durum olduğuna da değindi. Prof. Dr. Necmettin Alkan, Yunus Emre’nin meşhur şiirlerinden olan “İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsin Ya nice okumaktır” beytini yorumlayarak sözlerine son verdi.
Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Vefatının 700. yıldönümünde Yunus Emre gibi ilim ve irfan büyüğümüzün yedi asırdır hem bu coğrafyaya hem de dünyaya önemli mesajlar veren bu gönül insanını anmak bizler için büyük bir mutluluktur. Anadolu’nun zor anlar yaşadığı dönemde adete ses olmuş, nefes almamıza yardımcı olmuş münevver kişilikler hala günümüze ışık tutuyorlar. Şu günlerde yaşadığımız Kudüs Filistin olayları hem doğu Türkistan hem de dünyanın değişik yerlerinde Müslüman olsun olmasın mazlumların yaşadığı sıkıntılar işte bu dönemde inşallah yeni münevverlerde tıpkı Yunus Emre gibi ortaya çıkacaktır. Biz bu değerlerimizi kendi insanımıza insanlığa takdim ederken onların anlayışını ve felsefesini onların derinliğini önemli ölçüde etkileyen dini kişiliklerini İslami kavrayışlarını da ön plana çıkarmamız gerektiğini” şeklinde konuştu.
Programın devamında Prof. Dr. Haşim Şahin ‘Yunus Emre ve Çağına Tarihsel Bir Bakış’, Doç. Dr. Kürşad Koca ‘Yunus Emre’nin Dili ve Şairliği’, Prof. Dr. Musa Taşdelen ‘Yunus Emre’nin Temsil Ettiği Toplumsal Değerleri’ , Arş. Gör. Dr. Ender Büyüközkara ‘Yunus Emre’nin İnsan Tasavvuru’, ve Doç. Dr. Sezai Küçük ‘Bir Mutasavvıf Olarak Yunus Emre’ konularını tebliğ şeklinde sundular.
Fen Edebiyat Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenen programda Prof. Dr. Necmettin Alkan açılış konuşmalarını yaptı. Yunus Emre’nin gerek İslami literatürde gerekse edebiyattaki yerinin bir hayli fazla olduğuna değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Necmettin Alkan, “Vefatının 700.nci yılında dahi hatırlanan ve bu şekilde bütün Türkiye’de onun şahsiyeti hakkında programlar yapılması Yunus Emre’nin ne kadar önemli olduğunu gösteren değerlerden bir tanesidir. Yunus’u değerli kılan onun doğduğu ve yaşadığı zaman diliminde Anadolu’nun içinde bulunduğu genel şartlara dikkat edildiğinde böyle bir değerin yetişmesi, yazmış olduğu şiirlerle ve günlük hayatıyla bir model olarak günümüze kadar gelmesini ve ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz” dedi.
Alkan, Osmanlı devletinin kültürel zemini hazırlaması noktasında ardı ardına yetişen önemli şahsiyetlerden akla gelen ilk isimlerden olan Yunus Emre, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Ahi Evran gibi önemli kişilerin yetişmesi bizdeki bu tarihsel sürekliliği göstermesi açısından oldukça dikkat çekici bir durum olduğuna da değindi. Prof. Dr. Necmettin Alkan, Yunus Emre’nin meşhur şiirlerinden olan “İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsin Ya nice okumaktır” beytini yorumlayarak sözlerine son verdi.
Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Vefatının 700. yıldönümünde Yunus Emre gibi ilim ve irfan büyüğümüzün yedi asırdır hem bu coğrafyaya hem de dünyaya önemli mesajlar veren bu gönül insanını anmak bizler için büyük bir mutluluktur. Anadolu’nun zor anlar yaşadığı dönemde adete ses olmuş, nefes almamıza yardımcı olmuş münevver kişilikler hala günümüze ışık tutuyorlar. Şu günlerde yaşadığımız Kudüs Filistin olayları hem doğu Türkistan hem de dünyanın değişik yerlerinde Müslüman olsun olmasın mazlumların yaşadığı sıkıntılar işte bu dönemde inşallah yeni münevverlerde tıpkı Yunus Emre gibi ortaya çıkacaktır. Biz bu değerlerimizi kendi insanımıza insanlığa takdim ederken onların anlayışını ve felsefesini onların derinliğini önemli ölçüde etkileyen dini kişiliklerini İslami kavrayışlarını da ön plana çıkarmamız gerektiğini” şeklinde konuştu.
Programın devamında Prof. Dr. Haşim Şahin ‘Yunus Emre ve Çağına Tarihsel Bir Bakış’, Doç. Dr. Kürşad Koca ‘Yunus Emre’nin Dili ve Şairliği’, Prof. Dr. Musa Taşdelen ‘Yunus Emre’nin Temsil Ettiği Toplumsal Değerleri’ , Arş. Gör. Dr. Ender Büyüközkara ‘Yunus Emre’nin İnsan Tasavvuru’, ve Doç. Dr. Sezai Küçük ‘Bir Mutasavvıf Olarak Yunus Emre’ konularını tebliğ şeklinde sundular.
