Her iki takımın bir diğer ortak özelliği, altyapıları sayesinde, “kurtlar sofrası” olarak bilinen süper ligde, şampiyonluk yaşamış olmaları…
Kulüp yöneticileri, altyapıları sadece, "futbolcu yetiştirilip para kazanılan yer" olarak görmemeli....
Tabi ki, gençlerin futbol özellikleri dikkate alınmalı…
Ama bunun yanı sıra...
Kibarlık, müzevazilik, sadakat ve ödenemeyen tek borç olan "minnet"in ne olduğu da öğretilmeli...
En önemlisi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün,"Ben Sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını Severim” sözüyle, hangi mesajı verdiği de anlatılmalı...
ANLAYIŞ FARKI…
Son yıllarda Trabzonspor'un yetiştirdiği yıldız futbolculara bakıyorum...
Hayran kalıyorum...
Mesela...
Yusuf Yazıcı, Abdulkadir Ömür, Uğurcan Çakır, Hüseyin Türkmen ve Abduldakir Parmak..
Bunlar, Trabzon menşei futbolcular...
Kendileri, yıldız adayı oldukları dönemde, yönetim tarafından önlerine konulan boş sözleşmelere, düşünmeden imza attılar...
Okuma ihtiyacı dahi duymadılar…
Nedeni...
Futboldan, Trabzonspor sayesinde ekmek yiyeceklerini bilmeleri…
Onlar, bu anlayış ile çalıştılar…
Fazla değil…
Sadece iki yıl içersinde, performanslarıyla zirve yaptılar...
Bu sezon…
Dünya'nın en büyük kulüplerinin transfer listesinde yer aldılar...
Şunu da söyleyeyim...
Bu futbolcular, Trabzonspor’un zor anlar yaşayıp, kendilerine ihtiyaç duyduğunu anladıkları anda, var olan sözleşmelerini, ne pahasına olursan olsun sonlandırırlar…
Geri dönerek takımlarını düştüğü sıkıntıdan kurtarırlar…
YA BURSASPOR…
Benzer yıldız futbolular bu takımdan da vardı…
Onlar ne yaptılar....
"Cin olmadan, çarpmasını öğrendiler..."
Örnek mi?
Hangisini vereyim....
Mesela...
Mert'in, ayrılmasından sonra kaleye geçen Okan ve Muhammet, geçen sezon kulübün tüm ısrarına rağmen, sözleşmeleri imzalamadılar...
İstedikleri parayı almak için sonuna kadar direndiler…
Ya...
Volkan Şen'e ne dersiniz...
Bu futbolcu, Bursaspor sayesinde şöhret oldu...
Zamanı gelince, iyi bir transfer ücretleriyle başka takıma gitti...
O kulüplerin forması ile Bursaspor'a karşı oynarken hırçınlaştı...
Gol atamayınca, direkleri tekmeledi…
Eski takım arkadaşlarıyla tartıştı, hakeme isyan etti...
Nedir bu kin onu da anlamış hala değilim…
Neyse…
Başarısız olunca, yetiştiği kulüp ona yine sahip çıktı...
Tekrar gitti...
Aynı agresifliği tekrar sürdürdü…
Şimdi boşta...
Bursaspor’un, kendisini bir kez daha çağırması için birilerini devreye sokuyor…
Bunun yanı sıra da…
Transferi nedeniyle Fenerbahçe'ye ödenmesi gereken 250 bin Euro için, "Çok kazandırdım. Bu kez de, Bursaspor benim için para ödesin" diyor...
Her iki kulüpte, aynı yapıdan yetişen futbolcular arasındaki, anlayış farkına bakar mısınız?
İşte bu yüzden….
Volkan'ı tanıyınca, Yusuf'a"helal" olsun diyorum…
