Bakan Tunç'un açıklamalarından satır başları şöyle;
Yargıtay devletin güvenliğine ilişkin suçların Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nda ayrıca düzenlendiğini, belirlilik ilkesine aykırılılığın olmadığını ve bu maddelerin yıllarca böyle uygulandığını savunuyor.
Bazı bireysel başvuru kararları Yargıtay'ın yıllarca oturmuş iştihatlarına aykırılık teşkil ettiği ve ülkede iştihat birliğinin bozulmasına yol açtığını da görmek mümkün. Buna hepimiz şahit oluyoruz. AYM üyeleri 15 üyeden oluşuyor. Şu an AYM'nin önünde 129 bin 900 bireysel başvuru dosyası var. Bu 129 bin 900 dosyaya 15 üye bakacak. Bu dosyaların büyük çoğunluğu da kesinleşmiş mahkeme kararlarına ilişkin.
15 üyenin 129 bin 900 dosyayı süresi içerisinde inceleyebilmesinin imkansızlığı da açık. Anayasa Mahkemesi de bundan yakınıyor zaten. Artık bireysel başvuru yoluyla gelen bu dosyaların zamanı içerisinde sonuçlanabilmesinin imkansızlığını AYM de söylüyor. Bu anlamda 4-5 yıl bekleyen dosyalar olduğunu da hepimiz görüyoruz. Tabi bu dosyalar içerisinden kısa sürede sonuçlandırılabilen dosyalar olduğu da
AYM kararlarının son izleme mercii Yargıtay'dır. Sorunun çözümü yeni anayasadır. Krizler yeni anayasa ile çözülür. Kimse kurumlarımızı yıpratma girişiminde bulunmamalı.
Yargının ve adalet teşkilatımızın işleyişinde en önemli unsur insan unsurudur. Hakim ve savcılarımız, personeller. Yargımızın iş yükü devam ediyor. Toplum durağan değil toplum değiştikçe yargının iş yükünün arttığını görüyoruz. Yargıdaki iş yükünün çözümüne yönelik çalışmalarımıza yenilerini eklemeye devam edeceğiz.
TBMM'de oturma eylemine değil çalışmaya ihtiyacımız var.
