Bir emlakçı, arsa sahibiyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparak, dairelerin satılması için mutabakata vardı. Ancak arsa sahibinin sözünde durmadığını gören emlâkçi soluğu mahkemede aldı. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde taşınmazının üzerine kat karşılığı daire yaptırılan arsa sahibinden davacı olan emlakçı, aracılık hizmetini yerine getirerek davalıya ait taşınmazla ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılmasını sağladığını öne sürdü. Emlakçı, bu sözleşmede komisyon bedeli olarak bir daire verileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek fazlaya dâir hakları saklı kalmak kaydıyla 10 bin TL'nin kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı arsa sahibi ise, davanın müteahhit firmaya yöneltilmesi gerektiğini, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini dile getirdi. Davalı, ihtilafın ticari dava olmaması sebebiyle mahkemenin görevli olmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin adi yazılı olduğunu ve sözleşmenin gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istedi.
Mahkeme, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre TBK 520/3 maddesi gereğince taşınmazlara dair simsarlık sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli sayılamayacağına dikkat çekti. Kararda, davacı ile davalı arasında bu anlamda yapılmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı durumunda olmadığı hatırlatıldı. Mahkeme, davacının sözleşmenin kurulmasında aracılık yapmış olsa bile kurulmuş geçerli bir sözleşme bulunmadığı gibi davacının tarafı olmadığı sözleşme ile kararlaştırılan ücreti isteyemeyeceği, bu sebeple de ücret talep hakkı doğmadığından davanın reddine karar verdi. Kararı davacı temyiz etti. Devreye giren Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 'içtihat metni' olacak bir karara imza attı. Delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına dikkat çeken Daire, mahkeme kararını onadı. Emsâl kararla birlikte emlakçıların satıcıyla yaptığı sözlü simsarlık anlaşması geçerli sayılmayacak.