Psikolog Merve Kırna, yarıyıl tatilinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği hakkında bilgi verdi.
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Okullar açıldı, projeler başladı, sınavlar olundu derken beklenen yarıyıl tatili geldi. Bazı çocuklar karnelerinden memnun tatile girerken, bazı çocuklar kırık notlar ile ilk dönemi tamamladı. Karne notları konusunda ebeveynlerin doğru tutumu çocuğun 2. dönemdeki ders başarısını olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Yarıyıl tatili gelecek döneme hazırlık için kısa ama etkin bir tatildir. Bu süreci tamamen dinlenerek, oyun oynayarak değerlendirmek kadar; sürekli testler çözerek, ödev yaparak geçirip 2. döneme dinlenmeden, enerji toplamadan girmekte yanlıştır” dedi.
İkinci döneme dinlenmiş, eğlenmiş olarak başlayabilmenin önemli olduğunu ifade eden Kırna, “Fakat yarıyıl tatilini; kuralların ortadan kalktığı bir dönem olarak geçirmek, kısa tatilin ardından okullar açılınca zorlanmaya neden olabilmektedir. Sömestr tatilinde verilen ödevleri birden yapıp bitirmek yerine, zamana yaymak hem çocuğun kendisine vakit ayırmasına hem de ders çalışma düzeninin sabitliği açısından önemlidir. Kısa tatili bilgisayar ve tablet ile geçirmek isteyen çocuğa sınırsız izin vermek yerine; tatili birlikte vakit geçirmeye ayırmak, kendi ilgi ve becerilerini geliştirebileceği etkinliklere katılarak, sosyalleşerek gelişmesi tatili verimli geçirmesi adına daha yararlıdır. Tüm tatil boyunca sınavlara hazırlanmak, kendine vakit ayırmamak, ders çalışmak da çocuğun motivasyonunu etkileyebilmektedir. Kendine vakit ayıracağı etkinliklerin olduğu, dinlendiği süreçleri de programına dahil etmesi daha etkin çalışmasına katkı sağlayacaktır. İyi gelen karneyi pahalı hediyeler ile ödüllendirmek; çocukta “iyi not aldığım için seviliyorum ve bu hediye alınıyor” kaygısını doğurabilir. Bunun yerine başarısını takdir ettiğinizi belirtip, en güzel hediyenin birlikte kaliteli vakit geçirebileceğiniz bir ortam oluşturmak olduğunu unutmayın. Kötü gelen karnenin cezalandırıldığı, kızıldığı, diğer çocuklarla kıyaslandığı durumlarda ise; “ben başaramam” duygusunun oluşmasına, okuldan ve derslerden soğumasına ve kişisel değer duygusunun olumsuz olarak yerleşmesine neden olabilmektedir. Bunun yerine; öncelikle iyi notlarının farkında olduğunuzu belirterek, iyi notlar için takdir etmeli daha sonra kötü gelen notlar için neye ihtiyacı olduğu, neler yapılabileceği birlikte konuşulup, tatil dönemi eksikliklerin giderilmesi adına değerlendirilmelidir. Ayrıca; 2. dönem için eksik olduğu derslerde ihtiyaçların birlikte belirlenmesi çocuğun sorumluluk bilincinin gelişmesi için önemlidir. Bunun yanı sıra aynı iyi karne getirdiğinde olduğu gibi birlikte kaliteli vakit geçirebilmeniz ders başarısının değer duygusunu olumsuz olarak etkilememesi adına önemlidir. Karne; okuldaki derslerin başarısını ölçer; çocuğunuzun kişiliğini, yeteneğini, ilgi alanlarını ölçmez. Unutmayın ki; karnesi nasıl gelirse gelsin bir çocuğa verebileceğiniz en büyük hediye ona vereceğiniz sevginiz ve onu her koşulda kabul etmenizdir” açıklamalarında bulundu.
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Okullar açıldı, projeler başladı, sınavlar olundu derken beklenen yarıyıl tatili geldi. Bazı çocuklar karnelerinden memnun tatile girerken, bazı çocuklar kırık notlar ile ilk dönemi tamamladı. Karne notları konusunda ebeveynlerin doğru tutumu çocuğun 2. dönemdeki ders başarısını olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Yarıyıl tatili gelecek döneme hazırlık için kısa ama etkin bir tatildir. Bu süreci tamamen dinlenerek, oyun oynayarak değerlendirmek kadar; sürekli testler çözerek, ödev yaparak geçirip 2. döneme dinlenmeden, enerji toplamadan girmekte yanlıştır” dedi.
İkinci döneme dinlenmiş, eğlenmiş olarak başlayabilmenin önemli olduğunu ifade eden Kırna, “Fakat yarıyıl tatilini; kuralların ortadan kalktığı bir dönem olarak geçirmek, kısa tatilin ardından okullar açılınca zorlanmaya neden olabilmektedir. Sömestr tatilinde verilen ödevleri birden yapıp bitirmek yerine, zamana yaymak hem çocuğun kendisine vakit ayırmasına hem de ders çalışma düzeninin sabitliği açısından önemlidir. Kısa tatili bilgisayar ve tablet ile geçirmek isteyen çocuğa sınırsız izin vermek yerine; tatili birlikte vakit geçirmeye ayırmak, kendi ilgi ve becerilerini geliştirebileceği etkinliklere katılarak, sosyalleşerek gelişmesi tatili verimli geçirmesi adına daha yararlıdır. Tüm tatil boyunca sınavlara hazırlanmak, kendine vakit ayırmamak, ders çalışmak da çocuğun motivasyonunu etkileyebilmektedir. Kendine vakit ayıracağı etkinliklerin olduğu, dinlendiği süreçleri de programına dahil etmesi daha etkin çalışmasına katkı sağlayacaktır. İyi gelen karneyi pahalı hediyeler ile ödüllendirmek; çocukta “iyi not aldığım için seviliyorum ve bu hediye alınıyor” kaygısını doğurabilir. Bunun yerine başarısını takdir ettiğinizi belirtip, en güzel hediyenin birlikte kaliteli vakit geçirebileceğiniz bir ortam oluşturmak olduğunu unutmayın. Kötü gelen karnenin cezalandırıldığı, kızıldığı, diğer çocuklarla kıyaslandığı durumlarda ise; “ben başaramam” duygusunun oluşmasına, okuldan ve derslerden soğumasına ve kişisel değer duygusunun olumsuz olarak yerleşmesine neden olabilmektedir. Bunun yerine; öncelikle iyi notlarının farkında olduğunuzu belirterek, iyi notlar için takdir etmeli daha sonra kötü gelen notlar için neye ihtiyacı olduğu, neler yapılabileceği birlikte konuşulup, tatil dönemi eksikliklerin giderilmesi adına değerlendirilmelidir. Ayrıca; 2. dönem için eksik olduğu derslerde ihtiyaçların birlikte belirlenmesi çocuğun sorumluluk bilincinin gelişmesi için önemlidir. Bunun yanı sıra aynı iyi karne getirdiğinde olduğu gibi birlikte kaliteli vakit geçirebilmeniz ders başarısının değer duygusunu olumsuz olarak etkilememesi adına önemlidir. Karne; okuldaki derslerin başarısını ölçer; çocuğunuzun kişiliğini, yeteneğini, ilgi alanlarını ölçmez. Unutmayın ki; karnesi nasıl gelirse gelsin bir çocuğa verebileceğiniz en büyük hediye ona vereceğiniz sevginiz ve onu her koşulda kabul etmenizdir” açıklamalarında bulundu.