Yaşam

Yaşlanmak istemiyorsanız...

Herkesin daha geç yaşlanmayı istediğini ifade eden Dr. Fulya Tezel, “Tabi ki bu mümkün değil. Ama ufak dokunuşlarla kendimizle barışık bir şekilde yaşlanmamız mümkün. Öncelikle yaşlanma nedir? Neden ve nasıl yaşlanırız? sorularının yanıtlayalım. Yaşlanma iç veya dış etmenlerle oluşan strese cevap verebilme yeteneğimizin azalmasıdır” dedi.

Yaşlanmak istemiyorsanız...
15-10-2015 18:02


Dermatoloji Uzmanı Uzman Dr. Fulya Tezel, deri yaşlanmasının nasıl olduğu konusunda şöyle konuştu:

“Doğal yaşlanma zamana bağlı olarak oluşan yaşlanmadır. Diğeri ise dış etmenlere bağlı yaşlanmadır. Yaşlanmamızı hızlandıran bu etmenler başta uzun süreli güneş maruziyeti olmak üzere sigara, aşırı alkol kullanımı, yetersiz beslenme ve bakımdır. Doğal yaşlanma süreci genellikle bireyin kendi genetik kodlarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bireysel farklılıklar içermektedir. Yaşını göstermeyen kişiler genellikle genetik kodları nedeniyle hayata bir sıfır önden başlarlar. Doğal yaşlanma sürecinde zamanla ter ve yağ bezlerimizin fonksiyonları azaldığı için sıklıkla deri kuru ve soluktur. Özellikle duştan sonra bu kuruluk iyice artıp pul pul dökülmeler bile görülebilir. Derimiz gevşek ve pürüzlü olup düzenli lekelenmeler görülebilir. Üst deri ve alt deri arasında bağlar azaldığı için besin transferi yeteri kadar sağlanamaz. Deri kalınlığımız iyice azalır. Yine güneşe dayanıklılığımızı arttıran melonosit sayısı da azaldığı için ileri yaşlarda UV hasarı daha kolay ve fazla ortaya çıkar. Derimizin nemli kalmasını sağlayan glikozaminoglikanlarda yaşla birlikte iyice azalarak kuruluğumuzu arttırmaktadır. Yaşla birlikte fibroblastlarında kolajen üretme yetenekleri iyice azalmaktadır.

Güneş; UV ışınlarının sık ve tekrarlayan maruziyeti sonucu birikerek yaşlanma etkilerinin hızla ortaya çıkmasına sebep olur. Yani özellikle güneşi güneşlenmeyi seven bireylerde deride kalınlaşma, kabalaşma, sarkma, derin kırışıklıklar, renk değişiklikleri görülür. Yaşlanmayla birlikte cildimizdeki antioksidan mekanizmalarda da azalma olur.

Sigara gibi dış etkilere bağlı ortaya çıkan radikallerle mücadele etme gücümüz azalmaktadır.” Dermatoloji Uzmanı Uzman Dr. Fulya Tezel, yaşlanmadan daha az etkilenme konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Güneş koruyucu kullanmak yaşlanmadan korunmada en önemli kuraldır. Etkili güneşten korunmak için güneşe çıkmadan yarım saat önce güneş koruyucu sürülmeli ve eğer güneş maruziyeti devam ediyorsa her iki saatte bir tekrar edilmelidir. Tabi sadece bu yeterli değil. Güneş gözlüğü kullanmak, şapka takmak ve güneşli günlerde şemsiyeyle gezmek gibi fiziksel koruma yöntemlerine de başvurulmalı. Vitamin C hem güneş hasarının önlenmesinde hem de kolajen sentezinde önemlidir. Vitamin E serbest radikallerden bizi koruyarak yaşlanmamızı geciktirir. Fraksiyonel lazerler gibi deride yangıyı tetikleyen tedaviler kolajen ve elastin yapımını uyararak sürecin yavaşlamasını sağlamaktadır. Dolgu maddeleri çok uzun zamandır kırışıklık ve yüz kontürünün düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Belli periyodik aralıklarla yapılan botulinum toksin uygulamaları ortaya çıkan mimik çizgilerini engellemektedir. Günümüzde sarkmalar için sıklıkla başvurulan odaksal ultrason ve iple yüz germe işlemleride kolajen uyarımı yapıp elastikiyet kaybını minimuma indirmektedir. Sizi doğru yönlendirebilecek bir uzman kontrolünde, güzel ve bakımlı olarak yaşlanmamız mümkün.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER