Yaşam

Yaylaları çam ağacı poleni sardı

KONYA’NIN HÜYÜK İLÇESİNDE HAZİRAN AYINDA BAŞLAYAN VE TEMMUZ AYININ ORTALARINA KADAR DEVAM EDEN ÇAM AĞACI POLENLERİNİN DOĞAYLA BULUŞMASI NEDENİYLE YAYLALAR SARIYA BÜRÜNDÜ.

Yaylaları çam ağacı poleni sardı
08-07-2023 11:41

Konya’nın Hüyük ilçesinde Haziran ayında başlayan ve Temmuz ayının ortalarına kadar devam eden çam ağacı polenlerinin doğayla buluşması nedeniyle yaylalar sarıya büründü.


Kızılçam ve akçam ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Hüyük ilçesi İmrenler Mahallesi’ndeki yaşayan mahalle sakini besicilerin kullandığı yaylalarda ağaçlardan dökülen ve sağlığa iyi geldiği belirtilen, takviye gıda olarak da kullanılan polenlerden yayla evlerinde kalan aileler de istifade ediyor. Çam polenleri yöreden gurbette yaşayanlara da gönderiliyor. "Balla karıştırıp yediğinizde her derde deva oluyor"


İmrenler Mahallesi sakinlerinden Eyüp Civelek, yaylalarda Haziran ayının 15’inde başlayan polen dökme döneminin Temmuz ayının ortalarına kadar devam ettiğini söyledi. Civelek, polen dökme zamanında dağların üzerindeki gökyüzünde polen bulutlarının oluştuğunu kaydetti. Toz halindeki polenlere yaylada hayvancılık yapan besicilerin yüzlerini sarıya boyadığını anlatan Civelek, “Bu polenleri balla karıştırıp yediğinizde her derde deva oluyor. Bu günlerde bu polenleri rüzgarlar döküyor, havada bulut gibi uçuşuyor. Burada yaz dönemini geçiren besiciler ile yayladaki evlerinde kalan biz ailelerde sararan yüzleri görebilirsiniz. Yani yüzler polen oluyor, koklayanlar ciğerlerine nefes alıyor, şifa buluyor. Bizim buralara da bunu bilenler geliyor” dedi. "Atalarımız bu yaylaların 300 yıllık olduğunu söylüyor"


İmrenler Mahallesi’nin yaylasında bulunan çam ağaçlarının kızılçam ve akçam türü olduğunu ve bu ağaç türlerinin Kastamonu yöresinde de bulunduğunu öğrendiklerini vurgulayan Civelek, “Bu çam türlerinin sadece bu yörede olduğunu biliyoruz. Bir de Kastamonu’nun bir kısmında bu çam çeşidi varmış. Onu da ormancılardan, kesimcilerden öğrendik. Kızılçam ve akçam diyorlar buna. Dümdüz minare gibi çıkmaz, dalları yamuk olur. Burada gördüğünüz çamların bazılarının 80-90 yaşında olduğu söyleniyor. Atalarımız bu yaylaların 300 yıllık olduğunu söylüyor. Kışın bu bölge çok kar aldığı için, yoğun kar yükü altında kalan bu çamların dalları kırılıyor ve aşağıya doğru sarkık vaziyette kalarak dikkat ve ilgi çekici farklı bir görüntü sergiliyor. Eskiden burası yerleşimmiş. Şimdi ise hayvancılık yapanlar kullanıyor bu yaylaları. Mahalle sakinleri olarak bizlerin de yaz döneminde kalabileceğimiz yayla evleri bulunuyor. Burası Kanca ve Abdurrahman yaylası olarak bilinen harika bir yayla. Burada yayla evlerimiz var, bin 650 rakıma sahip burası öyle biliyoruz” şeklinde konuştu.


Yayla evi bulunan mahalle sakinlerinden Mustafa Akça da emekli olduğunu ve İstanbul’da yaşadığını belirtirken, yaz döneminde ailesiyle birlikte tatil için yaylalara geldiğini anlattı. Bir süre kaldıktan sonra İstanbul’a dönüş yapacağını aktaran Akça, “Burası keşfedilmemiş bir yer. Burada atalarımızdan kalan bir gelenek olarak evlerimiz var” diye konuştu.


Yaylada besicilik yapan aileler de polen dönemi başladığında topladıkları polenlerin öksürük, bronşit gibi bazı hastalıklara karşı balla karıştırıp yediklerini ve gurbetteki hemşehrilerine de gönderdiklerini kaydetti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER