Duruşmanın 6. gününde hakkında 582 yıla kadar hapis cezası istenen ve örgütün lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı, savunmasını yapıyor. "Buraya gelmek istedim hayattan bir beklentim yok artık her şeyi anlatmak istiyorum" sözleriyle savunmasına başlayan Sarı, çarpıcı bir iddia ortaya attı.
"MİLLETVEKİLLERİ DE BENİ ARARDI"
Sevk sistemi için milletvekillerinin de kendisini aradığını öne süren Sarı, "Hor görülen sevk sistemi için beni milletvekilleri de arardı, herkes aradı. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu" ifadelerine yer verdi.
İşte Sarı'nın ifadesinden bir kısım;
- Biraz sevklere değinmek istiyorum. 112 dışında sevkleri tıp merkezlerinden aldık. Diğer türlü, 112'de kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Bugün siz 112'yi ararsanız, bir tuşla sistem yanıt veriyor.
- 2023 Temmuz'da operasyon başlamıştı. Bu tarihten sonra kaç hasta sevk edildiği bilgisine 112'den ulaşabilirsiniz. Üstelik hastanın gideceği yere hasta yakını karar veremez
- İstanbul Avrupa Yakası'nda 20'den fazla özel hastane var. Ancak 112'de yalnızca 4 tane küvözlü ambulans bulunuyor. Bu durumda ne yapabilirsiniz?
- Hor görülen sevk sistemi için beni milletvekilleri de arardı, herkes aradı. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu.
- Tapelerde, iki kişinin konuşmasından sanki bebekler sokaktaymış gibi bir algı yaratıldı. O bebekler kuvözde, ciddi yatırımlar yapılan hastanelerdeydi.
"ŞİKAYET EDENİ EVLADIM GİBİ GÖRÜRDÜM"
CİMER şikayetini yapan hemşire Deniz Korkmaz'a sitem eden Sarı, "CİMER şikayeti yapanı da evladım gibi yanımda taşırdım. Şikayeti yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi'nde çalışmaya devam etti. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi, hastane molalarında Mao okurdu. Deniz Korkmaz, 'Aziz milletim' diyerek şikayetini yapmış. Ama Deniz böyle bir şey bilmez, o aşırı solcudur. Vatan emniyet ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum, Deniz vatan millet kaygısı taşımaz" dedi.
"SİSTEMİ BEN KURMADIM, ZATEN VARDI"
Sözlerinin devamında böyle bir sistemin zaten var olduğunu söyleyen Sarı, "İstanbul'da her taraf işletme. Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu. Sözleşme ise 'hizmet işbirliği sözleşmesi' olarak adlandırılıyor. Bu sözleşmeyle her şey hastaneye aitti; doktor, hemşire vs., tamamen hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışıyordu. Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı" ifadelerini kullandı.