Trabzon
Turan, yaptığı açıklamada, akran zorbalığının, bir grup veya birey tarafından kendisini kolayca savunamayan kişiye karşı zaman içinde gerçekleştirilen ve tekrarlanan saldırgan, kasıtlı eylemler olarak tanımlandığını vurguladı.
Zorbalığın sözlü, fiziksel veya sosyal saldırganlık şeklinde olduğunu belirten Turan, "İnternet ve yeni teknolojiler yoluyla yapılan ve siber zorbalık adıyla bilinen bir zorbalık türü de son yıllarda dikkati çekmektedir. Oranlar değişiklik göstermekle beraber genel olarak çocuk ve gençlerin yüzde 20-25'inin zorbalık yaptığını veya zorbalığa uğradığını bilmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Turan, zorbalığın daha çok ortaokul ve lise dönemlerinde görüldüğüne dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
" Akran zorbalığına uğrayan çocuklar içine kapanık iken zorbalığı yapan çocuklar dışa yönelik olabilmektedir. Okul ortamı, zorbalık ve buna bağlı sorunlarla önemli ölçüde ilişkilidir. Yapılan çalışmalar, özel gereksinimi olan çocukların akranlarına göre iki ila üç kat daha fazla zorbalığa maruz kaldığını göstermektedir. Hem zorbalık yapan hem de zorbalığa uğrayan gençler çok ciddi sonuçlarla karşılaşabilmekte ve psikiyatrik bozukluklar açısından da büyük risk altında olabilmektedir."
Zorbalığa uğrayan çocuk ve gençlerin kendilerini üzgün, kaygılı, kızgın, stresli, çaresiz ve kontrolden çıkmış hissedebildiklerini aktaran Turan, şöyle devam etti:
"Bu durum, fiziksel yaralanma, sosyal ve duygusal sorunlar, kendine zarar verme ve hatta nadiren ölümle sonuçlanabilmektedir. Ayrıca depresif bozukluk, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, uyku sorunları, düşük okul başarısı ve okulu bırakma riskini artırabilmektedir. Başkalarına zorbalık yapan çocuklar ise alkol ve maddeyi kötüye kullanım, okul başarısı sorunları, kişilik sorunları ve daha sonra ergenlik ve yetişkinlik döneminde şiddete maruz kalma riski altında bulunmaktadır."
Turan, zorbalık yapma veya zorbalığa uğrama riskini artırabilecek veya azaltabilecek birçok faktör bulunduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Zorbalığı önlemek için insanları şiddete teşvik eden veya şiddetten koruyan faktörleri anlamalı ve ele almalıyız. Özellikle sağlıklı gelişimini destekleyen, aile işlevi ve ebeveynlik becerileri üzerine kanıt temelli programları ve okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak, bu dönemde aile katılımını artırmak ve okul tabanlı programlarla gençlerin güçlü yanlarını ve becerilerini geliştirmek bu anlamda çok önemlidir."
Yetişkinlere, çocuklarla zorbalık hakkında konuşurken yargılamadan dinlemelerini öneren Turan, çocuğa duygularını anlaması ve sonraki adımları belirlemesi için güvenli bir ortam sağlanması gerektiğini belirtti.