Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner Pazar akşamı BursaTV’de canlı yayına katılarak
“Futbolcularımıza, transfer taksitlerini ve maç başı ücretlerini sezon başından beri ödemedik.
Sadece galibiyet primlerini alıyorlar” dedi.
Aynı yayına bağlanan futbolcular Kenan Özer, Sedat Ağçay ve İlhan Parlak da “Evet maddi sıkıntımız var, paramızı alamıyoruz; ama kulübümüzün bu sıkıntıyı çözeceğini biliyoruz ve görevimizi yapıyoruz” dediler.
Bunu diyen futbolcular kendilerinden beklenmeyecek bir performans sergileyen ve liderlik koltuğuna oturan bir takımın futbolcuları.
Hem para alamıyorlar hem de kendilerinden beklenenden üst düzey bir performans sergileyip liderlik koltuğuna oturuyorlar.
Bursaspor’da ise bunun tam tersi bir örnek yaşanıyor.
Yattığı yerden para alan bir sürü oyuncudan başka bir de kulübü FİFA’ya şikayet eden, mahkemeye veren Deniz Yılmaz örneği var.
Bu futbolcu geldiğinden beri alacakları için tabir-i caizse sürekli arıza çıkarıyor.
Kısa süre önce FİFA’ya kulübü şikayet eden Deniz, geçtiğimiz hafta da yine kulübe ihtar çekerek alacağını zorla aldı.
Hayırdır arkadaş! Pablo gibi, Harun gibi görevini en iyi şekilde yapan adamlar alacaklarını ertelerken, sana ne oluyor?
“Sözleşmesi var alacak tabii” diye bir şey yok. Diğerlerinin yok mu? Şampiyonluğa giden Ankaragücülü futbolcuların sözleşmesi yok mu?
Hayatta her şey kağıt üzerinde değildir. Biraz insanlık da, karakter de olacak.
Bu kulüpte kimsenin alacağı kalmadı, Senin mi kalacak zannediyorsun?
Aç mı kaldın kardeşim? Sadece bir yılda yüzlerce ailenin gelirinden fazla para alıyorsun.
Hadi diğer takım arkadaşlarından utanmıyorsun, başkandan, yöneticilerden, hocandan utanmıyorsun, Senin dostlarında bir akşam yemeğinde ödediğin hesap kadar, yani asgari ücretle çalışan ve maaşları aylardır geciken, sıkıntı çeken kulüp personelinden de mi utanmıyorsun?
Ayıp ayıp!
Sen ve Senin gibilere bugüne kadar taviz verende kabahat aslında.