Göztepe-Bursaspor maçı dönüşü ekip arkadaşlarımızla Manisa’ya doğru ilerlerken telefonum çaldı.
Karşıda Bursaspor tribünlerinin eski emektarlarından bir dostumun amcası var.
70li yaşlarında.
Yaklaşık 9-10 yıldır arar ve Bursaspor’u sorar.
Selamını verir vermez endişeli bir ses tonuyla “Tarık kardeşim yine niye kaybettik, ne yapacağız” dedi.
Bende kendisine mağlubiyet ile ilgili görüşlerimi söylemeye başladım.
O da “Haftalardır maç izleyemiyorum, fenalaşıyorum, maçlar biterken televizyonu açıyorum skoru görüyorum tansiyonum çıkıyor kalbim sıkışıyor daha kötü oluyorum” dedi.
Ben de “Amcacım sakin ol bu haftadan itibaren toparlayacağız inşallah” diye teselli etmeye başladım.
Sonrasında “Küme düşeceğiz değil mi?” diye korkarak sordu.
Bunu söylerken sesi öyle bir titriyordu ki duymanızı isterdim.
Ben de “Olur mu öyle şey düşmeyeceğiz merak etme sen” diye gevelerken sözümü daha bitirmeden “Düşmeyeceğiz” kelimesini duyar duymaz dünyanın en büyük müjdesini almış gibi oldu ve “Doğru mu söylüyorsun sahiden düşmeyecek miyiz diye çocuk gibi sevinç çığlığı atıp “Hay yaşa sana yemek ısmarlamak istiyorum, Seni omuzlarımda taşıyacağım” dedi.
“Estağfurullah amcacım Sen rahat ol merak etme düşmeyeceğiz” diye tekrarlayınca
O da yine aynı şekilde sevinçle o tarz cümlelere kurarak rahatlamaya başladı.
Bursaspor’un küme düşeceğine o kadar inanmış ki, güvendiği bir kardeşinden aksi bir şey duymak bile onu son derece mutlu ediyor.
70’li yaşlarında bir büyüğümüzün Bursaspor’u kötü yönetenler yüzünden çektiği üzüntüye, sıkıntıya, strese bakar mısınız lütfen.
Sadece o değil 7’den 77’ye herkes bu durumda.
Yenilgileri çocuklarına açıklayamayan babalar, maç sonucunu küçük çocuklarından saklayan, skoru yanlış söyleyen aileler, Bursa’da veya deplasmanlarda verdikleri emekler heba olan tribün emekçileri, ona buna alay konusu olan Bursasporlular, çekilen üzüntüler, bozulan psikolojiler. Bursaspor’un kaybolan itibarı, marka değeri, parası.
Ve hepsinden daha da kötüsü “Ben bu sevdanın yolcusuyum” diyerek çıkılan deplasman yolunda, içi kan ağlarken kaybedilen hayatlar.
Bu kayıpların telafisi de özrü de yok.
İki yıldır Bursasporluları bu kadar üzen, Bursaspor’a bu kadar zarar verenlerin hala devam edebilme ihtimalini saklı tutması akıl alır gibi değil.
Ama akılların net olarak aldığı bir şey var.
O da Bursasporluların bu durumun sorumlularına değil iki yıl, iki dakikalık bile tahammülleri kalmadı.