Timsah Arena yükünü almıştı. Maç öncesi Pablo’nun tribünlere çağrılışı gözleri nemlendirirken yer gök inliyordu
Mustafa Er sahaya topa sahip olacak, topu düzgün koşturacak bir oyun merkeziyle çıktı.
Rakibin göbeği kilitlemesi halinde de kanatlarda oyunu genişletecek Kembo ve Yusuf gibi doğru isimleri de sahaya sürmüştü. Geçen haftanın formsuzu Stancu’yu yanına almış, ceza alanına Sow’u göndermişti. Er maçı istediğini 11’i ile net olarak gösterirken, sahaya çıkan oyuncuları da buna aynen karşılık verdi.
Bursaspor maçın başından itibaren kazanma isteğini rakibe ve en önemlisi tribünlere gösterdi.
Timsah önde baskı kurdu. Önde baskı kurarsan rakip uzun oynamak zorunda kalır. Top kaybeder. Nitekim de öyle oldu. Ayrıca Timsah tempoyu ayarlayan taraftı. Oyun geçişlerinde yani savunmadan hücuma çıkarken bazen kanatları bazen de göbeği iyi kullandı. Hücum çeşitliliği rakibin önlem almasını zorlaştırır. Öyle de oldu. Farkın açılmama sebebi yanlış pas tercihleri veya son hamlelerdeki başarısızlıktandı.
En hoşuma giden ise hızlı oyundu. Yeşil beyazlı oyuncular rakip alanda topu birbirlerine çok hızlı bir şekilde aktardılar. Lig boyunca bu tarz hızlı oyun görememiştik. Konya’nın savunma kilidini olması gerektiği gibi zaman zaman kısa paslarla zaman zamanda kenarlardan zorladılar.
Biraz Yusuf’a değinmek istiyorum. Kötü günündeydi. Bu futbolcu üst düzey bir yetenek olmasa bile hırslı ve kazanma azmi yüksek bir oyuncu. Formanın ağırlığını hissediyor. Ama bazen olur böyle. Tepki verip kaybetmektense destek olup kazanmak lazım. Bu oyuncu hırsı ile patlama yapıp maça büyük katkı koyabiliyor.
Sahada futbol resitali yoktu; ama kazanma isteği, azmi bana resital gibi geldi. Çünkü sezon başından beri bu ruhla oynansa şu an başka şeyler konuşuyor olacaktık.
Tam anlamıyla resitalin olduğu yer ise tribünlerdi. Renktaş olmak dışında hiçbir ortak yönü olmayan iki tribünü dinledik ve izledik. Ev sahibi olan yeşil beyazlılar, Bursa’ya küfür etmeye gelen güruhu dikkate almayıp, 2004 yılında başlattıkları ve tüm Türkiye’nin taklit ettiği karşılıklı tribün şovlarını yine harika bir biçimde sergilediler. Dolu ve coşkulu tribünler marka değeri demektir. Pahalı bilet ve boş tribünlerle marka değeri artmaz düşer. Maç anı ve sonrası sosyal medyada başka kulüp taraftarlarının Bursaspor taraftarına hayranlık mesajları doluydu. Bursasporlu idareciler stadı doldurma politikasıyla bilet fiyatı belirlemeli.
Mustafa Er’e de değinmek istiyorum. Soyadıyla uyumsuz bir görüntü çiziyor! Adeta general gibi takımı yönetiyor, motive ediyor. İki yıldır zor dönemlerde aldığı takımı direkten döndürüyor. Motivasyonunu kaybetmiş yabancı ağırlıklı bir ekibi bu şekilde toparlamak kolay iş değil.
Hakkını teslim etmek lazım.