Rusya’daki Dünya Kupasında 32 ülke boy gösterdi.
Kupada 8 Amerika kıtası ekibinin yanı sıra 5 Afrika, 5 Asya, en çok ülke ise 14 temsilci ile ise Avrupa'dandı.
Gözler finallerin gediklileri ve şampiyonları Brezilya, Arjantin, Almanya, İspanya, Fransa, İngiltere üzerindeydi. Çok iyi bir jenerasyon yakalayan Belçika’yı da bu ülkeler kadar şanslı görenlerin sayısı az değildi.
İki kupalı Uruguay, diğer Güney Amerikalı Kolombiya ve yine iyi bir jenerasyonla ilerleyen Hırvatistan’dan da iyi performans bekleniyordu.
Ve pek tabi ki yıldızlar kategorisinin en üstündeki üç isim, C.Ronaldo, Lionel Messi ve Neymar’ın ne yapacakları da merak ediliyordu.
Zira üçünün de kariyerlerinde dünya kupası eksikti ve şeytanın bacağını kırabilecekler miydi?
Mücadelelerden önce merak edilen bir diğer konuda VAR yani 'Video Hakem' uygulamasıydı.
Önce maçlarla başlayalım…
Son şampiyon Almanya’nın gruplarda elenişi sürprizdi; ama ilk kez yaşanan bir durum değildi. Zira şampiyon oldukları turnuvanın sonrasındaki Dünya Kupasında gruplardan çıkamayan şampiyonlar daha önce de olmuştu.
Maçlar başlayıp devam ettikçe bireysel yeteneklerden çok savunma ağırlıklı, topu rakibe bırakan, sahip olduğunda da direkt sonuca giden anlayışın başarılı olduğu görüldü.
Gelişen futbolda savunma anlayışının bu gelişmede daha önde olduğu çok açık.
Takımlar oyun planlarında savunmayı öncelikli ve daha önem vererek dizayn ediyor.
‘Modern futbol’ daha çok savunma futbolu anlamına gelmeye başladı denebilir.
Bunun sonucu olarak yıldız isimler özellikle bu tarz üst düzey turnuvalarda zorlanıyorlar.
Çünkü Dünya ve Avrupa kupalarında bu anlayış liglerden daha katı uygulanıyor.
Yıldızlar kulüp takımlarında başarılarına ortak olan yani çok iyi anlaştıkları rakipleri karşı takımlarda görünce daha da bir bocalıyorlar.
Özellikle Messi ve Neymar buna iyi örnekti.
Rusya’da da aynı sıkıntıları yaşadılar ve kulüp performanslarından çok uzak kaldılar.
Lider oyuncu olmamaları, hırs eksiklikleri takım ve kendi performanslarına çok fazla yansıdı.
Bu isimler beklentilerin gerisinde kalırken
C.Ronaldo liderliği, üst düzey profesyonelliği ve fizik gücüyle biraz daha başarılı oldu diyebiliriz. Ama arkadaşları bu kez O’na pek uyum sağlayamadı.
Kylian Mbappe, Luka Modric. Antoine Griezmann' Hery Kane, Cavani, Coutinho, Eden Hazard performansları ile turnuvanın en öne çıkan isimleri oldular.Kalecilerden de Belçikalı Thibaut Courtois başarılıydı. Uzun boyuna rağmen ayaklarını çok iyi kullanması O’nun diğer kalecilerden ayıran bir özellikti. Çünkü bu dünya futbolunda bu çok önemli ve tercih edilen bir özellik.
Genç kadrosuyla beklenenden iyi mücadele eden İngiltere ilerisi için ülkesine ümit verirken, Belçika gibi iyi bir jenerasyonun meyvelerini toplayan Modriç’li Hırvatistan finale kalarak büyük bir sürprizi gerçekleştirdi.
Karşılarında genç; ama tecrübeli, enerjik ve turnuvanın en pahalı isimlerinin olduğu Fransa vardı ve sonuçta tecrübe kazandı.
Özellikle Mbappe hızı, yeteneği, son vuruşları ve gücüyle üst kategori yıldız olduğunu gösterdi.
Ülkesinin yeni Platini'si, Zidan'ı olabileceğini gösterdi.
Horozlar 20 yıl sonra Zidane’sız olarak da kupayı kaldırabileceklerini gösterip Champs Elyseess’ye yüzbinlere zaferi kutlattılar.
Dünya Kupalarında yine gelenek değişmedi ve favorilerden biri kazandı anlayacağınız.
VAR NASILDI?
Peki Video hakem uygulaması nasıldı?
Bu konuya “hakemler rahat etti” diyerek başlayalım
Dünya Kupası'nda 440 defa VAR'a başvuruldu ve 16 kere karar değişti.
Öyle maçlar korkulduğu gibi zırt pırt durmadı.
Bu dünya kupasında tarihin en düşük ofsayt ve maç başına faul sayısı elde edilmiş.. Son 50 yılın ise en düşük kırmızı kart sayısı gerçekleşmiş.
Kararların doğru bir şekilde değiştiği otoritelerce de dile getirildi.
Kısacası VAR uygulamasının futbola olumlu anlamda katkı sağlayacağı ortaya çıktı.
Sistemin ligimizde de uygulanacağı açıklandı.
Malum takımlar kollanacak mı yoksa Video Hakem Odasındakilerde o cesaret ‘VAR’ mı yok mu hep birlikte göreceğiz.
BAŞARILI ORGANİZASYON
Rusya 2018'den başarıyla çıktı. Organizasyon çok başarılıydı. Kupa törenindeki 'şemsiye krizi' nazarlık oldu diyelim. Hooliganların tehditlerine rağmen olaysız kupa Rus güvenliğinin başarısıydı ki bugüne kadar bunu başarabilen ülke pek olmamıştı.
KATAR 2022
Bundan sonraki dünya kupası 2022’de Katar’da, Kasım-Aralık aylarında oynanacak.
Neden? Çünkü Haziran-Temmuz ayları orada 50 derece sıcaklık oluyor.
Doğru dürüst ligi, altyapısı yani futbol geçmişi ve geleneği olmayan, mevsimi dahi müsait olmayan ülkelere sırf para için dünya kupası düzenletmek bana yanlış geliyor. Futbolun ruhuna aykırı bu. Amerika 94’te de aynı şeyi düşünmüştüm.
Futbola yıllardır emek harcayan, üst düzey lig organize eden, oyuncu yetiştiren ülkelerde düzenlenmeli dünya kupaları.
Bir de Katar’da o kadar stat yapacaklar sonrasında o statlar bir işe yaramayacak.
Üç beş maç oynanacak diye milyarlarca dolar harcanacak.
Resmen israf.
Hazretlerde para çok olunca önemli değil tabii!