Bursa, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en çok ihracat yapan şehri.
Sanayi, tarım, hayvancılık, sağlık, eğitim, turizm, spor, sanat gibi hayatın lokomotifi alanlarının hepsinde üst düzey faaliyet içinde.
Deniz, dağ, ova, yayla, vadi, kanyon, akarsu, şelale, göl, ada, yarımada, körfez, longoz, mağara, kaplıca gibi doğal güzelliklerin ‘hepsine birden sahip’ Türkiye’deki tek şehir.
Dünya’da bu güzelliklerin hepsini üzerinde toplayabilmiş başka bir şehir var mı bilmiyorum. Ama Türkiye’de yok. Orası kesin.
Ekonomik önemi ve güzelliklerinin yanında tarihte yer aldığı konumun önemi de malum.
Spora, sanat camiasına katkıları da ortada.
Ama gelgelelim tüm bu özelliklerine rağmen hak ettiği şekilde değer görmüyor.
Bu sadece yurt dışında değil, yurt içinde de böyle.
Kent idarecilerinin “Bursa marka şehirdir” söylemleriyle örtüşmeyen pek çok şeyi hayatın her alanında görüyoruz.
Demiryolu yok, havaalanı yok, metrosu yok. Meydanı yok, insanların yürüyüş yapabileceği doğru düzgün bir caddesi yok.
Bu nüfusa, bu ekonomiye sahip olan bir şehrin, böylesi eksikleri olmamasının izahı yok.
Bu konuda daha çok örnek verebilirim de çok uzayacak.
Ülke içinde böyleyken ülke dışında da Bursa’nın esamesi bile okunmuyor.
Türkiye denince akla İstanbul, Antalya, başkent olduğu için Ankara ve güneydeki tatil merkezleri geliyor.
Yurt dışından tarih veya İslam Dini ile ilgili program yapmaya gelenler bile İstanbul’dan sonra Bursa’yı es geçip başka şehirlere gidiyor.
Bursa yurt dışında tanınmıyor. Tanınmadığı için de hak ettiği ölçüde turist gelmiyor.
Hristiyanlık tarihinin dönüm noktalarından İznik’i bile değerlendiremedik bu güne kadar.
Bursa’nın dikkat çekmesi lazım.
Bunun için de ne kolay yollardan biri spor, en başta da futbol.
Dünya’nın çeşitli yerlerinde Bursa ile kıyaslanamayacak özelliksiz şehirler başarılı futbol takımları sayesinde dikkat çekiyor ve bu sayede turist çekiyor.
Üç milyonluk kentin tek takımı Bursaspor’un güçlendirilmesi ve başarılı bir hale getirilmesi, kentteki herkese direkt veya dolaylı yollardan olumlu olarak yansıyacaktır.
Kentte faaliyet gösteren firmalara da öyle.
KURUMSAL ÜYELİK
Bunun için tabi ki en başta şehrin tek kulübünü ve kent firmalarını bir çatı altında toplayacak bir organizasyon gerekiyor.
Bu kadar güçlü bir kent ekonomisinin kentin tek takımına daha fazla yansıtılması gerekli.
Kurumsal Üyelik ile bunun temeli atılabilir.
Nasıl taraftarlar kulübe üye olabiliyor, kentte ticari faaliyet gösteren büyük küçük tüm firmalar Bursaspor’a kurumsal üye yapılabilir.
BTSO’nun desteği ile firmanın büyüklüğüne göre belirlenecek bir ücret karşılığında Bursa’da faaliyet gösteren tüm firmalar Bursaspor’a kurumsal üye olur.
Üyeliğin getirdiği haklara sahip olurlar ilaveten Kulüpte o firmalara bazı avantajlar sağlar.
Karşılıklı bir dayanışma ile Bursaspor güçlenir, Bursaspor güçlenince şehrin tanıtımı sağlanır, bu da en başta o kurumlara yansır.
Bu organizasyon iyi yapılabilirse Bursaspor’un borcu kalmaz, üste kasasında para kalır.
Güçlü ve başarılı Bursaspor’da şehrin en büyük tanıtım aracı olur.
Yalnız şunu ifade edeyim mevcut tüzük buna izin vermiyor. Bir önceki tüzükte bu mümkündü; ama ilgi olmadığı ve bazı kanuni eksikler görüldüğü o madde kaldırılmış. İlk fırsatta tüzükte gerekli düzenleme yapılıp ‘Kurumsal Üyelik’ organizasyonu hayata geçirilmeli.
30’a yakın dev sanayii bölgesi, yüzlerce fabrika, binlerce ticari kuruluşa sahip bir ekonomik yapının kentin Süper Lig'deki tek futbol kulübüyle bugüne kadar olduğu gibi ‘göstermelik’ değil, gerçek bir dayanışma içinde olması gerekiyor.
“Göstermelik” diyorum çünkü koskoca kulüp stat ismini, localarını, forma reklamını satamıyorsa bugüne kadar verilen destek “Göstermelik”tir.
O yüzden artık Kulüp ve Kent arasında gerçek bir dayanışma olmalı.
Bu dayanışmadan Bursa kenti her öğesiyle kazançlı çıkacaktır.
Ticarette başarılı olmuş kişi ve kurumların bugüne kadar bunu öngörememesi enteresan.
Bursaspor’un yeni yönetiminde bu projenin hayata geçmesine katkı koyabilecek zeki ve değerli isimler var.
Hizmet etmek için iyi niyetle çalışan o isimlerin Bursaspor’u düzlüğe çıkarabilecek bu projeyi dikkate alacaklarını ümit ediyorum.