Yazı başlığı bana değil, yıllar öncesinden ve yine bir derbi sonrasında yazdığı yazıyla Sevgili Özge Yetişmişoğlu’na ait.
Aradan geçen zamana rağmen geçerliliğini her derbide koruyor olması da ayrı bir enteresanlık.
Ben de yazının içeriğini de daha önce defalarca hemen hemen aynen kaleme aldığımı hatırlıyorum.
Çünkü futbolumuzda yıllardır değişen hiçbir şey yok.Çünkü kafalar değişmiyor.
Türk futbolunda bazıları tarafından “Büyük” olarak adlandırılan kulüpler futbolun tüm öğeleri tarafından şımartılmalarının karşılığını her şekilde veriyorlar.
Kabahat terbiyesizlik yapandan daha çok o terbiyeyi vermesi gereken; ama vermeyip daha da şımartandadır.
Çünkü ne yaparsa yapsın hak ettiği cezayı almayacağını bilenler, daha da abartırlar.
Daha önceki ve son derbide yaşananların baş sorumluları
Üç kulübe diğerlerinden farklı ve ayrıcalıklı muamele gösterenlerdir.
Hiç suçluyu başka yerde aramasınlar. Onlar şımarttılar bu sözde büyükleri.
“Kararlarını kulübün göğsündeki armaya göre şekillendiren hakemler,
“O hakemleri zaten öyle yapsınlar diye maçlara atayan federasyon,
-Anadolu tribünleri -özellikle Bursaspor- hapşırsa ceza keserken, üç İstanbul kulübünün tribünleri binlerce kişi hep bir ağızdan ölmüşlerden başlayıp, anadan, bacıdan çıktığı halde sağırları oynayan gözlemciler,
-İstanbul’da yanan meşaleleri “Güzel görüntüler” diye tanımlarken Anadolu’da yananları “Bunlar stada nasıl giriyor ya” diye eleştirenler,
-Sayfalarını, programlarını reyting kaygısı ile sadece üç kulübe ayıran sözde Ulusal gerçekte İstanbul yereli gibi davranan medyamız.
-Açık ve bariz şikelerle maçlar kazanılıp, küme düşülüp, şampiyonluklar çalınırken minareye hırsızdan fazla kılıf uydurmaya çalışan, federasyon, basın, amigo yorumcular,
-Maçları tek taraflı yorumlayan, Ayrıcalıklı kulübün maçı kazanması için taktikler veren maç yorumcuları, O kulüpler gol attığında bademcikleri dışarı çıkacak şekilde bağıran, Anadolu kulübü gol attığında cenaze duyurusu yapar gibi konuşan spikerler,
-Hemen her derbide birbirlerini gırtlaklayan saha içi ve saha kenarındakilere hak ettikleri cezaları vermeyenler.
-Futbolcuyken yumurta topukla gezip maçlarda karakolluk olan, hocayken mafya gibi mekan basıp kavga eden, yanında da kendi gibi külhanbeyi bir yardımcılar bulunduran sözde İmparatorlar !
Say say bitmez...
Ve son olarak tüm bunlara rağmen kendi şehrinin kulübüne sırtını dönüp bunların peşinden giden sözde taraftarlar,
İşte bu futbolumuza kan doğrayan bu terbiyeziliklere prim verip şımartan sizlersiniz.
Yaşanan tüm olumsuzlukların baş sorumlular işte bu yukarıda saydıklarımdır.
Terbiyesizlik yapanı terbiye etmez daha da şımartırsan işte böyle tepene çıkar.
Biz bu kafayla daha çok derbi yerine 'DERBİyesizlik' izleriz.
Dünyaya da rezil olmaya devam ederiz.