Önce maçla başlayalım…
Mücadele orta saha savaşı şeklinde başladı. Maçın başlarında her iki takımda orta sahaya direncini koydu.
Bursaspor bu mücadeleyi ilk yarının yirminci dakikasına kadar oldukça başarıyla sürdürdü.
Ancak sonrasında Beşiktaş takımına oyunu bıraktı. Topu iyi kullanabilen orta saha adamların yoksa etkili olmanız imkansızdır.
İstanbul temsilcisi de Lens, Güven Yalçın , Ljajıc, Gökhan Gönül’ün etkili bindirmeleri Timsah’a gol atacağının sinyallerini vermeye başladı.
Topu alıp kullanan genel olarak hep siyah beyazlılardı.
Bursasporlu oyuncular da defans yapmayı kaleciye geri pas vermek olarak algılamaya bu maçta da devam etti.
İkinci yarının başında Lato-Lima, Saviet-Shehu değişiklikleri vardı.
Ancak bu değişikliklerin de pek etkisini gösterdiğini söyleyemeyiz.
Zira maçın bu bölümünde de oyunun kontrolü yine İstanbul temsilcisi siyah beyazlılardaydı.
Sanki geride olan onlarmış gibi saldırmaya devam ettiler.
Top da onlardaydı, gol çabası da. Nitekim Vergini’nin kaptırdığı topu Bursaspor kalesinde ikinci Burak’ın ve Beşiktaş’ın ikinci golü olarak gördük.
Vergini kendinden beklenen tarzda bir hatayı yaparak şaşırtmadı.
Ev sahibi Beşiktaş ligin en çok gol atan 3 takımından biri. Buna rağmen forvet hattını daha da güçlendirdiler, meyvesini de alıyorlar.
Bursaspor yönetimi ise aynı tas aynı hamam devam etme kumarını oynadı.
Timsah üretken olmayan hücum hattı ile mücadele etmeye çalışıyor. Bu kadro yapısına göre aldığı sonuçlar gayet normal.
Normal olmayan bu oyuncuların Bursaspor formasını giyebiliyor olması. Tabii bu anormal durumun sebebi de belli.
“Orta sahası iki pas yapamayan, kanatları etkisi bir takımdan ne beklenir ki” diye defalarca yazdık, anlattık. Herkes anlattı.
Ama bir türlü anlamadı hazretler !
Şampiyon apoletli Bursapor camiasına bu böyle kadroların layık görülmesi gerçekten kabul edilir bir şey değil.
Bursaspor’da başarısız olan ve kiralanan, Ankaragücü taraftarının “Kurtulduk” diyerek bayram yaptığı Kubilay kurtarıcı diye oyuna giriyor!
Yani cidden bu kadar olur!
Ligin ilk yarısında “Ben yetersiz bir kadroyum” diye bas bas bağıran takıma becerip de takviye yapamayan Bursaspor yönetimi şu anki tablonun baş sorumlusudur.
Sahada ve skor tabelasında ezilen, futbolu tat vermeyen, en zayıf rakiplere bile gol atamayan bu Bursaspor’u, Bursaspor taraftarı hak etmiyor.
Hala lig mücadelesi içerisinde olunduğunda kendi adıma yıkıp geçmek istemiyorum; ama şunu net olarak söyleyebilirim ki bu haftaki Rizespor maçı çok ama çok önemli hale geldi.
O maçta olası bir puan kaybı falan yaşanırsa çok büyük sıkıntı olur.
Çünkü Başkan, yönetim, Hoca her kim varsa işte, sorumluların kredisi, affı falan kalmadı taraftarın gözünde.