Süper Lige dönüş yürüyüşünde geçen hafta kısa bir mola veren Bursaspor’un rakibi geçtiğimiz sene kendisiyle aynı kaderi paylaşan ve ligdeki ciddi rakiplerinden Erzurumspor’du.
Kadro elimize geldiğinde Yalçın Koşukavak’ın en dikkat çeken tercihinin Diarra, Anıl Karaer olduğunu gördük.
Kupa maçındaki performansları etkili olmuştu anlaşılan. Hoca ,Atasanov’u da yanına almıştı bu arada.
Maç başlar başlamaz Bursapor topu aldı.
Günümüz futbolunun genç hocaları pas futboluna çok önem veriyor.
Yalçın Koşukavak da o hocalardan biri ve öğrencilerine bunu başarıyla uygulatıyor.
Oyunun sıkıştığı anlarda ve atağa çıkarken yeşil beyazlı kramponlar top alışverişini başarıyla uyguluyorlar.
Hızlı ve rakibin üzerine dikine gidilmesi de çok iyi.Yalnız üçüncü bölgede biraz tıkanma yaşanıyor.
Çünkü oyunun özellikle ilk yarıda kontrolü Bursaspor’daydı; ancak gol pozisyonu üretkenliği o oyunun karşılığı değildi.
Bursaspor rakibin kalesinde daha fazla gollük pozisyonlar oluşturabilmeli.
İkinci yarının ilk bölümünde ise Timsah’ın el freni çekilmiş gibiydi.
Oyunu geride kabul eden yeşil beyazlılar rakibe de cesaret verdi. Bu cesaretle yüklenen konuk ekip golü de bulabilirdi.
Tabi ki rakibin etkili hücum hattı Timsah için tedbiri elden bırakmamayı gerektiriyordu.
Birbirine yakın oynayan yeşil beyazlılar iyi yardımlaşarak ve birbirlerinin açıklarını kapatarak bu tehlikeyi bertaraf etmeyi başardı.
Ortada Emirhan bu maç iyi performans gösterdi. Ancak oyun merkezinin başarısı için forvetin de doğru koşular yapabilmesi gerekir.
İşte o doğru koşuları Seleznov girdikten sonra görmeye başladık.
Bu oyuncu görev aldığı süre içerisinde Kubilay’dan çok daha fazla rakibi rahatsız etti.
Bursaspor belki iyi performansını 90 dakikaya yayamadı; ama Süper Lig yürüşünde önemli olan üç puanı almayı başardı.
Önemli olan da sonuç. Oyundaki aksamalar da zamanla çözülecektir diye ümit ediyorum.