Doksanların başları Hollanda’nın dev kulübü Ajax Avrupa kupalarında ilk maçı 2-1 kazanıyor.
Rövanşa gittiklerinde havaalanında genç bir muhabir Teknik Direktör Louis Van Gaal’a “İlk maçı 2-1 kazandınız tur atlamak için burada defans mı yapacaksınız?” diye soruyor.
Van Gaal’ın kaşlar çatılıyor ve “Dersini çalışmamışsın genç gazeteci, Ajax asla savunma yapmaz” cevabını veriyor.
Ertesi gün sahaya çıkan Ajax maçı 4-0 kazanıyor.
Futbolda ileri ülkelerin futbol kulüplerinin bir oyun anlayışı olur. Bu anlattığım da buna çok iyi bir örnek.
Kulüpler de o oyun anlayışına uygun kadro planlamaları yaparlar, o oyun anlayışına uygun futbol oynatan hocaları görevlendirirler.
Olması gereken de budur zaten.
Türkiye’de futbol belki o ülkeler seviyesinde değil; ama sonuçta yapılan yatırım ve uzun yıllardır var olan profesyonel anlayış ile bir futbol kültürü var sonuçta.
Bursaspor camiası da her zaman için üretken, hızlı, sürekli golü düşünen, pozisyon zenginliği sağlayan futbol mantelitesini sevmiştir.
Çünkü futbol takımları ne zaman bu anlayışla oynasa başarılı olmuş tersi yani kontrollü oyun, defansif futbolla ise başarısız olmuştur.
Dönem dönem anlatmayacağım. Bursaspor tarihini bilenler anladı zaten.
Bursaspor’da son dönemlerde yapılan eleştiriler de tam da bu durum içindir.
Alınan galibiyetlerin devamının bu kısır futbol anlayışıyla gelemeyeceğini, hedefe ulaşılamayacağını kulübün ruhunu bilen herkes idrak edebilirken, işin başındakiler ise maalesef edememektedir.
Bursaspor camiası şu an oynanan futbolu Süper Lig’de diğer şampiyonlara karşı oynanan maçlarda bile kabul etmezken, bir alt ligde çok daha zayıf takiplere karşı nasıl ve neden kabul etsin?
Yalçın Hoca’m bu sözlerin tabi ki Sana aslında.
Giresunspor maçı sonrası baktım hala nerede olduğunun farkında olmadığın tarzda açıklamalar yapıyor ve kötü futbol eleştirilerine jest ve mimiklerle destekleyerek serzenişte bulunuyorsun.
Bu camia şampiyonluktan önceki sezon lig liderini yenen takımın hocasını kötü futbol oynattı diye o maçtan hemen sonra gönderdi.
Şampiyon yapan hocasının sonraki sezonlarda oynattığı futbolu beğenmedi gözünün yaşına bakmadan gönderdi.
Dünyaca ünlü hocaları eleştirdi, gönderdi.
Sen ki daha kariyerinin başlarındasın.
Bu serzenişlerin niye?
Neden “Acaba hata mı yapıyorum?” diye hiç kendine sormuyorsun?
Sezon başından beri takım ileri gidemiyor, tek tük gittiğinde de tek forvet Kubilay’a kalıyor.
Zaman zaman Seleznov ve Ali Akman az da olsa süre alıyor.
Aldıklarında da görevlerini yapıyorlar.
Yalçın Hoca, Senin rakamlarla istatistiklerle aran iyi.
Bak bakalım bu üç forvetin aldığı süre ve skora katkı anlamında durumları nasılmış?
Kaba taslak bakıldığında bile bu bölgede forma dağıtımında adalet olmadığı ortada.
“Hazır değil, disiplinsiz, istediğim gibi çalışmıyor, yaşı genç, fizik kapasitesi yetersiz” falan bu tip hiçbir bahaneye bakacak noktada değiliz.
Genç dediğin Ali Akman’ın yaşındakiler Premier Ligi sallıyor.
Şu an sadece sahaya çıktığında isteneni yapabiliyor mu ona bakıyoruz.
Aynı şekilde Latovlevici, Selçuk Şahin’in da istatistiklerine baktığını tahmin ediyorum.
Topları bu denli kötü kullanan, görevlerini de yapamayan isimlere neden hala ısrarla görev verdiğini ise tahmin edemiyorum !
Ne savunmada ne de topu ileri taşımada başarılılar.
Sezon başı görev alan ve başarılı olan bazı genç oyunculara da birden bire şans vermeyi kesmeni de anlayamıyorum açıkçası.
Bindiğin dalı kesiyorsun aslında desem inan abartmış olmam.
Takımda, camiada enerji, sinerji gün geçtikçe düşüyor.
Senin kredinin limiti de düştükçe düşüyor hatta hiç kalmadı bile desek yanlış olmaz.
Zira son maçta “Yetersiz bakiye” ! uyarıları senin de kulağına gelmiştir.
O yüzden Hoca’m, koskoca camia sana uymayacağına göre sen bu camiaya uyup istediklerini vermen her iki taraf için de en doğrusu.
Bursaspor’un bu ligde kaybedecek bir senesi daha yok çünkü.