Maç öncesi yine bir kaza haberiyle korktuk, ciddi bir yaralanma olmamasıyla şükrettik. Bursaspor taraftarı canı pahasına takımını yalnız bırakmıyor. Hepsine geçmiş olsun diyerek başlamak istiyorum. Yaptıkları bu fedakarlıkların karşılığını sezon sonu alacaklardır inşallah.
Haftanın maçında Bursaspor Özer, Burak ve Shehu gibi çok önemli eksiklerle sahadaydı.
Buna karşın ev sahibi Erzurumspor ise tam kadroydu.
İbrahim Üzülmez ise rakibi önce durdurup sonra vuracak bir anlayışı öğrencilerine anlatmıştı.
Cüneyt Köz’ü sahaya sürüp, Tayfur’u öne atması en dikkat çeken rotasyonuydu.
Bursaspor daha çok rakibi önce durdurup, sonrasında kapacağı toplarla hızlı çıkarak gol arama planını uygulamak istiyordu.
Ancak beceri eksikliği ve zeminin kötü oluşunun da etkisiyle o çıkışlar pas hatalarıyla rakibin ataklarına dönüştü.
Özellikle Pote birçok pozisyon buldu. Siyahi oyuncu vuruşlarını dışarı veya Çağlar’ın üzerine doğru yapmasa, ev sahibi ekip ilk yarıda skor avantajını yakalayabilirdi.
Rakip önceki maçlardan biliyoruz uzaktan şut atmayı seviyor. Neyse ki isabet oranları düşüktü ve bu maçta da öyle oldu.
Ama yine de İbrahim’in tehlikeli olabilecek noktalardan kaleye vuruş yapabilmesi de savunma anlamında Timsah’ın eksiklerindendi.
“Topu rakibe verip savunma futbolu oynadığın bir maçta kalende bu kadar çok pozisyon görmemelisin” diyeceğim; ama Bursaspor her zaman böyledir.
Bu yüzden “Defans oyunu bize yaramaz “diyoruz sürekli. Hele ki göbekteki adamlar aksayınca iyice çekilmez oluyor.
Sissoko, Obertan gibi isimler de rakibin etkili ataklarının mimarlarıydı.
Bursaspor’da Serdar başta olmak üzere kanatların ve üç haftadır gol atmak yerine sahada rakipleriyle didişmeyi seçen Seleznov’un da etkisiz olması ilk yarıda Bursaspor’un hücum anlamında üretken olamamasının nedeniydi.
İkinci yarıya Bursaspor yine aynı hatalarla başladı. Böyle olunca da ilk ayrı boyunca gelen o gol sinyallerinin boşuna olmadığı anlaşıldı ve Pote ile Erzurumspor öne geçti.
Bu gol Timsah’ı kendine getirdi ve reaksiyon çabuk verildi.
O dakikaya kadar rakibin üzerine etkili gidemeyen Yeşil beyazlılar geliştirdikleri atak ve Selçuk’un çok şık plasesi ile beraberliği yakalamayı başardı.
Golün ardından tempo yükseldi. Timsah rakibin üzerine ilk yarıya göre daha etkili gitmeye devam etti. Erzurumspor’da aynı şekilde karşılık verdi.
Serdar-Recep değişikliği Bursaspor’un sol kanadına hareket getirdi.
Ancak bulunan pozisyonlara gerekli vuruşu bir türlü yapamadı yeşil beyazlı oyuncular.
Bu arada Kubilay ve Ali Akman değişikliklerinde Üzülmez’in geç kaldığını ifade etmek gerekiyor.
Oyundan düşen rakibe karşı iki genç adamını almak gerekirken Üzülmez anlamsızca bekledi.
İbrahim Hoca’nın daha cesur olması gerektiğini anlaması gerekiyor artık.
Buna karşın kenardan gelen Ömer Şişmanoğlu takımı lehine skoru değiştirmeyi başardı.
Maç öncesi ev sahibi ekip daha şanslı görünüyordu; ancak özellikle ikinci yarıda Bursaspor’un da maçı kazanabileceğini gördük; ancak golü getirecek vuruş bir türlü gelmedi.
Sahaya kazanmak için çıkmazsan, kazanmak için gereken hamleleri yapmazsan kazanamaman normal.
Bursaspor en azından 1 puan alması gereken bir maçı kaybetti.
Kazansak ekstra olacaktı; ama kaybedilmiş çok şey yok. Moral bozmaya da gerek yok.
Altay maçıyla birlikte toparlanıp tekrardan hedefe kilitlenmek zorundayız.