Spora ara verildiğinden ülkemiz ve dünya gündeminin en önemli konusundan devam etmek istiyorum.
Bilimsel ve sağlıkla ilgili detaylara alanım olmadığı için girecek değilim tabi ki; ancak gündemdeki konular hakkında yüzeysel olarak görüş belirtmek istiyorum.
YANLIŞ YERLERE HARCANAN PARALAR
Dünya “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” Atasözümüzü çok acı bir şekilde tecrübe etti, etmeye de devam ediyor.
Eğitim konusunu da buna ekleyelim.
Çünkü içinde bulunduğumuz süreçte bunun da eksikliğini yaşıyoruz.
En fazla da kendi ülkemizde.
Eğitim ve sağlık insanlık için en öncelikli konulardır.
Eğitilmiş bir toplum her alanda ileri gider, sağlık için ise zaten bir şey söylemeye gerek yok.
İnsanın mutlaka ihtiyaç duyacağı bir alandır.
Peki dünya ne yaptı yıllardır?
Bu iki en öncelikli alan yerine başka mecralara paranın çoğunluğunu harcadı.
Bazı kötü niyetliler her şeyin sorumluluğunu dini yatırım ve harcamalara yıkma fırsatçılığı yapsa da -Ki o konuda “bazı” harcamaların gereksiz ve abartılı olduğunu ben de düşünüyorum, abartılı diyanet bütçesi, tahsis edilen makam araçları gibi-ama asıl problem dini yatırımlardan yüzlerce kat daha fazla para harcanan diğer alanlarıdır.
Asıl onları sorgulamak lazım.
Silahlanma, eğlence, spor, sanat bunlar hepsi hayatın olamazsa olmazları; ancak hiçbiri sağlıktan önemli değil.
Nedense ! bu alanlara harcanan abartılı paralar hiç konuşulmuyor.
Bakın özellikle silahlanmaya ve ordulara harcanan paranın çeyreği sağlık alanına harcansaydı bugün yaşadığımız sağlık sıkıntısını dünya olarak çok kolay atlatabilirdik.
Belki kansere bile çare bulunabilirdi desem inanın abartmış olmam.
Düşünsenize solunum cihazı olmadığı için birçok Corona Virüs hastası kaybediliyor.
Sadece bir tanka harcanan parayla onlarca solunum cihazı alınabileceğini bilmek akıl alır gibi değil.
Savaş uçaklarını düşünürsek yine sadece birinin maliyetiyle yüzlerce belki binlerce Solunum cihazı üretilebilirdi.
Nükleer bombalara falan harcanan paraları falan ise hiç söylemiyorum bile.
Ama gelin görün ki dev gibi bombaları ile dev gibi ülkeleri fethetmeye hazırlanan süper güçler, çıplak gözle görülemeyen bir virüs karşısında çaresizce kıvranıyor.
Modada, araç üretiminde, futbolda, tekstilde, sanayide, turizmde ve daha birçok alanda zirvelerde yer alan İtalya, sağlık alanında yeterli yatırım yapmadığı için o yatırımları ve çalışmaları fazlasıyla yapan Küba’dan çaresizce yardım alıyor.
O Küba ki şehirlerine baktığınızda 1950’li yıllardan beri gelişme olmadığını görürsünüz. Bunun nedeni ambargo olsa da, sonuçta sağlığın önemini idrak edip o alana enerjilerini ve paralarını harcamışlar ve başarılı da olmuşlar.
Ülkemiz ise sağlık konusunda birçok ülkeye göre iyi durumda.
Olması gereken seviyede tabi ki değiliz. Ancak geçmişe göre büyük ilerleme kaydettiğimiz bir gerçek.
Yatak ve cihaz kapasitesi ve tabi ki yetişmiş sağlık personeli açıklarımız var.
O açıkların da kapatılması ne gerekiyorsa yapılmalı.
Bu arada sağlık çalışanlarımızın fedakarca mücadelesini ise ne alkışlarla ne de kelimelerle ifade edebiliriz.
Hepsinin emeğine sağlık.
Dünyanın içinde bulunduğu sürece bakacak olursak Corana Virüsünü yensek bile sağlık konusunda yeni ve farklı sürprizlerle karşılaşacağımızı tahmin etmek hiç zor değil.
Eğitim konunda da sıkıntı var.
Bakın Devlet yöneticileri, profesörler, tüm sağlıkçılar, tanınmış kişiler en önemlisi Virüse maruz kalmış ve tedavisi devam eden kişiler ağız birliği ederek
diyorlar.
Bu uyarılara riayet eden bilinçli ve sorumluluk sahibi bir kesim evet var; ama hiç umursamayan bir kesim de var ve sayıları da hiç de azımsanacak boyutta değil.
Bu konuda eğitim seviyesi düşük ve yaşlılar hedef gösteriliyor olsa da her kesimden insanların bu ihlalleri yaptığını görebiliyoruz.
Umursamadan Bebek’ten Emirgan’a, Tarabya’ya kadar jogging yapan tipler, arabaları ile üç beş tur atanlar buna en iyi örnektir.
KATİL OLABİLİRİZ !
Bakın kendimizin hastalanmasını geçtim katil bile olabiliriz.
Evet “Katil” diyorum.
Hastalık bizi belki az etkiler; ama bulaştırdığınız bir veya birkaç kişinin ölümüne sebep olabiliriz.
Hatta bu durumda seri katil bile olabiliriz !
Bunu nasıl düşünemiyoruz?
Bakın uzmanlar bir kişinin yüzlerce hatta binlerce kişiye virüs bulaştırabileceğini söylüyor.
“Kendimizi düşünmüyorsak çevremizi düşünelim” demeyeceğim.
Zira katil olmayı aklı başında kim ister söyleyin?
Böyle bir vebal alınır mı ?
Bu yüzden herkes sorumlu davranmalı.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Daha fazla kişiye bulaşırsa tedavi edecek ne yatak, ne ekipman ne de doktor var.
İnsandan insana bulaşan bir virüsle muhatap olduğumuza göre yayılım zincirini kırmak için sokağa çıkama yasağı şart. Bunu Virüsle uzun süredir ve daha ciddi sayıda hastalarla mücadele eden diğer ülkelerdeki uzmanlar da söylüyor.
Yaşlıları eve hapsediyoruz; ama aynı evde yaşayan ve büyük ihtimal virüs bulaşmış torununu binlece kişinin çalıştığı fabrikaya işe gönderiyoruz !
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu !
Öyleyse neyi bekliyoruz ? En etkili önlemi neden geciktiriyoruz ?
Ki böyle giderse yakın zaman içinde bunu yapmak zorunda kalacağız.
ZARAR PAYLAŞILMALI
Konunun bir de ekonomik yönü var tabi ki.
Devlet bir paket açıkladı; ama paket tek yönlü.
İşini kaybedebilecek çalışanlar, iş yerleri kapatılan esnaf ve faturalarını ödemek zorunda olan tüm vatandaşları kapsayan bir ekonomik paket çıkmadı karşımıza.
Bazı devlet kurumları ve belediyeler mülklerinden kira almayacaklarını açıkladılar. Bunun özele de yayılması şart.
Adamın dükkanı 1 ay kapalı kalacak mal sahibi gelip ay sonu kira isteyecek bu olmaz. Buna da bir çare bulunmalı.
Dükkanı işleten bu durumdan maddi zarar görüyorsa, o zararı, o dükkandan yıllardır para kazanan mal sahibi de paylaşmalı.
Aynı şekilde tüm krediler, vergiler ve faturalar için de bu geçerli.
Faturaların ve kredilerin, tahsilatı ertelenmeli, vergi ve kiralar ise iş yapılmayan sürece alınmamalı.
Özetle milletçe bilinçli hareket etmeli ve bu sıkıntının ekonomik boyutunu eşit olarak paylaşmalıyız. Aksi takdirde Virüs tehlikesini atlatsak bile toplumsal pek çok yara ile karşı karşıya kalacağız.