“Abi nasılsın? Kapattım dükkanı eve gidiyorum. Bu Corrona mahfetti bizi.
Salgından önce günde 1000 porsiyon satarken şimdi 200 porsiyonu bile bulamıyoruz.
Bu nedenle arkadaşın işine son verildi, benim maaşta da kesintiye gidildi”
1 Haziran’dan itibaren salgın kısıtlamalarından normalleşmeye geçiş başladı.
Ben de 1 Haziran’dan beri çarşı, pazar, AVM yani ekonominin can damarı olan yerlerde dolaşıyorum.
Kapanan, kapısına kilit vurmuş o kadar çok işletme görüyorum ki, üzülmemek, endişelenmemek imkansız.
Açık olanların ise eski işlerine göre çok daha az müşteri ağırladıklarına şahit oluyorum.
Gelmeyen yabancı turistler, çok çok azalan yerli turistler ve şehirde yaşayanların büyük kesiminin hala normal hayata dönmemiş olması esnafı büyük sıkıntıya sokmuş durumda.
Hatta bunu çevreme anlatırken “Esnafın durumu çok kötü öyle yarı yarıya falan değil, 4-5 kat az iş yapıyorlar, yer bulunmayan mekanların yüzde 80’i boş” diyordum.
Günlerdir durumu çevreme bu şekilde anlatırken dün yazımın girişindeki mesaj geldi.
Tatlı işinde çalışan eski bir dostum benim gözlemlerimi doğrulayan rakamlarla durumu anlatmıştı.
İstisnalar tabi ki vardır. Eski cirolarını yakalayan veya yaklaşan işletmeler de mutlaka vardır; ama benim gözlemlerime göre şu an esnafın yüzde 90’ı sıkıntı içinde.
İşleri düşen işletme sahiplerinin birçoğu eleman çıkarmak zorunda kalıyor.
Anlayacağınız hem işletmeler hem de çalışanlar zor durumda.
Ticaret yaptığım için biliyorum mal sahipleri “İşler düşük kira almayayım” demez, “Bana ne kardeşim dükkanın açık” der.
Aynı şekilde Maliye de “Ben vergi istemiyorum” demez. Zarara ortak değildir; ama kazancın ‘Büyük ortağıdır’ vergi dairesi !
Kira, envai çeşit vergi, eleman parası, elektrik, su ve diğer giderleri esnaf bu durgunlukta nasıl karşılayacak?
BİRDE EK YÜKLER BİNDİRİLMEK İSTENİYOR
Tüm bunlar yetmezmiş gibi birde en küçük iş yerlerinden bile iş güvenliği uzmanı, sağlıkçı istihdam etme zorunluluğu getirilmeye çalışılıyor.
PEKİ NE YAPILMALI?
Öncelikle hükümet işletmelere yeni yükler getirecek düzenlemelerden vazgeçmeli.
Sağlık için gerekliyse o zaman o istihdam edilecek uzmanların giderlerini devlet karşılamalı.
Kiralar konusunda da bir çalışma yapılmalı. İşletmeciler mal sahiplerinin insafına bırakılırsa yandılar demektir.
BAZI KAZIKÇI İŞLETMELER DE FİYATLARINI DÜŞÜRMELİ
Tabi ki gereksiz yere abartılı fiyat politikası uygulayan işletmeler de yok değil.
Vatandaştan fazladan para alan o mekan sahiplerinin birazcık tabir-i caizdse burnunun sürtmesi iyi oluyor.
Onlar da fiyat politikalarını gözden geçirmeliler.
Çünkü sadece sıkıntıda olan esnaf değil, maaşlı çalışanlar da fazladan harcamalarına kısıtlama getirmiş durumda.
Anlayacağınız insanların ayağı bu dönemde bu tip yerlerden haklı olarak kesildi.
Müşterilerin geri dönmeleri için gereken şey ise o abartılı fiyat politkaları uygulayanların indirime gitmesidir.
KİRALARA STANDART ŞART
Kiralar konusundaki görüşüm ise aslında Corona öncesine dayanıyor.
Özellikle Bursa’da piyasadaki pahalılığın, esnafın zor durumda olmasının en baş sebebi hak edilmeyen miktardaki abartılı kiralardır.
Zira Bursa şehir merkezindeki birçok mülk sahibi, önlerinden geçen caddeleri, New York 5. Cadde, Londra Oxford Street, Paris Champs Elysees, Milano Corso Venezia falan zannediyor!
Esnafın para bastığını falan zannediyorlar sanırım !
Bakın esnaf batarsa Türkiye batar. Bu herkese, hepimize sirayet eder.
Şu an yaşanan durgunluğun faturasını birkaç ay sonra hepimiz ödemeye başlayacağız.
Bu iş durgunluğu nedeniyle toplanamayan vergilerin açığı nasıl kapanacak sizce ?
Cevap belli. Yeni zamlarla ve yeni vergilerle !
Yani şu an iş yapamayan esnafın ödeyemediği vergileri bizler ödeyeceğiz.
Bu idrak edilemiyor mu anlamıyorum!
Bunun yanı sıra şu “Evde kal” çağrılarından da artık vazgeçilmeli.
Vatandaşlar da ‘Hijyen, maske ve sosyal mesafe’ üçlüsüne uyarak eski normal hayatına geçiş yapmalı, yapmalı ki ticaret biraz canlansın.
Düğünler, partiler, asker geçirme gibi çok da 'gerekli olmayan' ve virüsün yayılmasını hızlandıran organizasyonlardan uzak durmak çok doğru; ancak çarşı- pazardan biraz daha uzak durursak hep beraber ileride birçok şeyden uzak mecburen uzak kalacağız.
Ekonomideki bu gidiş, gidiş değil benden söylemesi.