Yaklaşık 1,5 yıl önce taraftar grupları hakkında bir şey yazmama kararı almıştım. Çünkü iyi niyetle yazdığım yazılar karşılık görmüyordu, bir fayda da sağlamıyordu. İster küskünlük veya kırgınlık ne derseniz deyin kararım bu yöndeydi. Hala da bu yönde; ancak bir süredir yaşananlar ‘bir kereliğine’ de olsa bu konuya değinmem için beni zorladı.
Yazıma 4 yıl önce yazdığım ‘Sosyal Medya’ başlıklı yazımdan bir bölümle başlamak istiyorum.
“Özellikle birbirini tanıyan insanlar görüşmeyi bırakıp sosyal medya aracılığıyla moda tabirle birbirlerine laf sokar, atar gider yapar hale geldiler.
Kulübe zarar verdiği düşünülenleri eleştirmek herkesin hakkı; ama bunu yaparken bile üslup çok önemli.
Aynı şekilde bu eleştirilerin muhatapları da kendilerini savunurken üsluplarına dikkat etmeliler.
Bizden farklı düşünen ve yazan birine kızarken bile onun Bursasporlu olduğunu göz önünde bulundurarak hareket etmeliyiz.
Özellikle ifade ettiğim gibi hitap, dil çok önemli. Karşıt görüş belirtilirken kullanılan dil diyalogların şeklini belirliyor.
Sosyal medyada asılsız suçlamalar, çamur at izi kalsın mantığı, İftira, küfür, hakaret, tehdit kabul edilemez şeyler.
Hiçbir futbol kulübü insanın canından, annesinden ailesinden, onurundan önemli ve değerli değildir.
Bursaspor da değil.
Bu yüzden insanın ağzından çıkanı duymalı.”
Evet tüm bunları şimdi değil, 29 Kasım 2016’da yazdığım “Sosyal Medya” başlıklı yazımda dile getirmişim.
Aradan geçen 4 yılda durum çok daha kötüye gitmiş durumda.
Ali Ay’a oy veren 1060 kongre üyesine edilen küfürler, ithamlar, hakaretler, buna karşın o 1060 üyenin bazıları tarafından edilen küfürler, hakaretler, tehditler havada uçuşuyor.
Hayatında bir tane rakip taraftarın kulağını çekmemiş kişiler, kendi renktaşlarına Hooliganı geçtim cellat kesiliyor maşallah!
İşi fiziki saldırılara vardıranlarsa bu kaos ortamına iyice tuz biber ekiyor.
Birçok Bursasporlu bu yaşananlardan dolayı soğuyor, kulübünden uzaklaşıyor
Yaklaşık 2 yıl önce bir tribün liderlerinden Cenk Tunçbilek’i aramış ve neden bu kadar küfür ediliyor, tehditler havada uçuşuyor”? diye sorduğumda “Abi sosyal medyada sahte hesaplar açıp ortalığı karıştırıyorlar, nifak sokuyorlar, bize, ailemize edilen küfürleri biz biliyoruz, bizim de onurumuz var, bir sürü itham ve suçlama ile karşılaşıyoruz, üstüne üstlük çok ağır küfürler de yiyince bizim de şirazemiz kayıyor ve bizi kimse savunmuyor” demişti.
Karşı taraftan kişilere sorduğunuzda da onlar da kendilerinin gerekçelerini anlatıyor.
Anlayacağınız her iki tarafta kendi haklılığını ifade ediyor. Ama kimse geri adım atmıyor.
Mesele çözüleceğine iyice büyüyor. Kimse hatasını kabul etmeyince de kaos büyüyor.
Bu da Bursaspor'a çok zarar veriyor.
Sosyal medyada ateşlenen kriz gittikçe büyümeye başladı.
Bu diyaloglar geçen hafta farklı bir boyut kazandı.
Geçtiğimiz günlerde Bursaspor’un taraftar grupları Bursaspor eski yöneticisi Hakan Dinçtürk’ü hedef alan ortak bildiri yayınladılar.
Buna karşın Hakan Dinçtürk de bir bildiri yayınladı.
Her ikisi de demokratik çerçevede gayet normal şeylerdi.
Tüm camia her iki tarafı da okudu ve gerekli değerlendirmesini yaptı.
Ancak dün kongrede bazı kişiler Hakan Dinçtürk’e fiziki müdahalede bulunmak istedi.
Bu kabul edilebilir bir şey değil.
Sosyal medyada görüşlerini yazmışsın ne gerek var buna?
Bu konuda artık bir şeyler yapılması gerektiği iyice ortaya çıktı.
Sosyal medyada karşılıklı olarak küfür, tehdit ve fiziki saldırılarda bulunanlar da Bursaspor’a zarar verdiklerini bilmeliler.
Samimi bir Bursasporlu için Bursaspor’a zarar vermekten daha kötü bir şey olamaz.
Bu yüzden bir Bursasporlu olarak sosyal medyayı kullanan herkesten, münferit taraftarlardan, oluşum veya grup üyesi herkesten azıcıkta olsa hatırım varsa rica ediyorum.
Bu kavgalara son verelim.
Geçtiğimiz günlerde tribünün sevilen liderlerinden Mesut Ulusoy (Duka) çok güzel bir mesaj yayınlamıştı.
Ne diyordu Mesut Ulusoy o mesajında hatırlayalım...
“Kırdığım kızdığım hakkına girdiğim kim varsa herkesten özür diliyorum. Gelin safları sıklaştıralım yemin ediyorum başarabiliriz biz bu şanlı şerefli camiayı yaşatıp evlatlarımıza tertemiz şampiyonu emanet edebiliriz.
Kinimizi nefretimizi kibrimizi bir yıl boyunca toprağa gömsek, geleni alkışlayıp destek olsak eleştirmesek eleştiriyorsak ta hakaret etmesek ne kaybederiz, vallahi de billahi de bu sene son ya yaşatacağız ya da ya dasını söylemek bile istemiyorum, şu dakika itibarıyla SUSUYORUM!!!”
Mesut Ulusoy’un bu mesajını noktasından virgülüne paylaşmayı yani aynen katılmayı tüm münferit taraftarlardan ve tribün grupları mensuplarından istiyorum.
Bursaspor’un birliğe ihtiyacı var.
Bursaspor’u seven herkes de bu birlik için üzerine düşen her şeyi yapar, yapmalıdır da.
Yeniden, eski günlerdeki gibi omuzomuza girmenin tek yolu bu.