Farkında mısınız? Eskiden şehir merkezinde dolaşan Avrupalı turist gruplarını artık göremiyoruz. Yazı fotoğrafını bile Bursa’dan bulamadım, o derece yani.
Son 15-20 yıldır Avrupalılar Bursa’ya gelmez oldular. Her yıl şehrimize gelen 300-350 bin yabancının büyük çoğunluğu Araplar, Ki onları da yeşili daha bol olan Karadeniz’e kaptırmak üzereyiz.
Bursa’ya önceki yıllarda gelen Avrupalı ve Amerikalıların çoğu günübirlik turlarla İstanbul’dan geliyorlardı. Ama ne olursa olsun kent ekonomisine katkı sağlıyorlardı.
TURİZM SEFERBERLİĞİ
Şimdi artık gelmiyorlar. Demek ki gelenler döndüklerinde “Bursa’ya mutlaka gidin” tavsiyesinde bulunmamışlar.
Bu durumda kentimizdeki eksikleri görüp özeleştiri yapmamız ve yeni projeler ve tanıtım atağıyla turizm seferberliği başlatmamız gerekiyor.
Bakın Bursa’yı idare edenler Bursa için “Marka Kent” falan diyorlar da, öyle bir durum yok maalesef.
Yurt dışında Bursa’yı tarif ederken “İstanbul’a çok yakın biraz güneyinde kalıyor” diyerek anlatmak zorunda kalıyorsunuz. Marka kent olsan bu böyle olmaz.
Türkiye denince akla Antalya, İstanbul, Bodrum, Marmaris ve Fethiye geliyor. Bursa’nın esamesi bile okunmuyor. Malesef gerçek bu.
Konya bile sadece Mevlana sayesinde Bursa’dan fazla tanınıyor yurt dışında.
Türkiye’ye yılda 40 milyondan fazla turist geliyor, o turistlerin yüzde biri bile Bursa’ya gelmiyor.
Bursa’ya belki 20-30 milyon turist getiremeyiz; ama 350 bin yerine 7-8 milyon rakamlarına çıkabiliriz.
NE YAPILMALI ?
Peki bunun için ne yapılmalı.
Öncelikle şehrimizin sahip olduklarını ele alıp turistlerin tercih noktalarına göre projeler geliştirmeliyiz.
BİZDE SAHİL TURİZMİ OLMAZ
Öncelikle Bursa’da sahil turizmi olmaz. Bu mümkün değil. Çünkü Avrupalılar, Ruslar, Amerikalılar, Uzak Doğulular yani deniz turizmi için gelenler Kuşadası-Alanya arasındaki Ege-Akdeniz sahil hattını tercih ediyorlar. Ayvalık-Çeşme gibi muhteşem plajlara sahip yerlere bile gitmiyorlarken Bursa sahillerine gelmeleri mümkün değil. Ayrıca genç turistler gece hayatı da arıyor.
Bursa yerel halk ve yerli turistler için sahillerini düzenleyebilir; ama yoğunlaşması gereken alanlar başka.
Şimdi onlara değineceğim.
TARİH TURİZMİ
Bursa’nın lokomotifi tarih turizmidir. Bizans geçmişi ve Osmanlı’nın ilk başkenti olması ve birçok Osmanlı ve Bizans eserine sahip olması önemli bir avantaj; ancak görülüyor ki yeterli değil.
Bunun için turistleri kente çekecek ilave projeler gerekiyor.
Osmangazi Belediyesinin yaptığı 1326 Fetih Müzesi çok güzel ve başarılı bir proje. İşte bu tarz projeleri artırmak şart.
Tahtakale’den Muradiye sınırlarının sonuna kadar tarihi alanın baştan sona tarih adası olarak imar edilmesi lazım. Osmangazi Belediyesi Hisar’da bir sokağı yeniledi, makyajladı; ama yetmez. Tüm o bölge yenilenmeli. Keşke mümkün olsa da Tahtakale’den Muradiye’ye tüm çok katlı binalar kaldırılıp eski Bursa evlerine dönüştürülebilse.
Orduevinin kaldırılması ve oradaki Osmanlı Sarayı’nın yeniden yapılacak olması doğru bir karar. Ayrıca Tophane Meslek Lisesi’nin Bursa manzarasına bakan kısımları kaldırılmalı ve o hat da turizme kazandırılmalıdır.
YAŞAYAN OSMANLI MAHALLESİ PROJESİ
Ayrıca daha önce de birçok kez ifade ettiğim “Yaşayan Osmanlı Mahallesi” hayata geçirilmeli. Turistleri kendilerini bir anda 500 yıl önceye götüren bir atmosfere gelmeleri çok etkiler. Düşünsenize içerisinde Yeniçerilerin, yoğurtçuların, köfüncülerin, bozacıların, mestçilerin, çullahların, nalbantların olduğu o dönem kıyafetleri giymiş insanların dolaştığı bir Osmanlı Mahallesi Bursa turizmine katkı sağlamaz mı sizce? Bursa’ya gelenlere zamanda yolculuk yaptırmak güzel ve etkili olmaz mı?
Aynı şekilde Osmanlı ile ilgili eserlerin sergileneceği yeni müzeler yapılsa. İstanbul müzelerinin depolarında çürüyen ve sergilenemeyen on binlerce tarihi eser var. Onlar alınıp sergilenebilir.
Ayrıca Hristiyanlığın dönüm noktalarından İznik’i tanıtamıyor olmamız akıl alır gibi değil. Onu da ifade etmek istiyorum. O konuda artık lafta kalmayan girişimler yapılmalı.
BURSALI ÜNLÜLER İÇİN BAL MUMU MÜZESİ
Bursa’dan birçok sanatçı çıkmış Zeki Müren’den, Müzeyyen Senar’a, Ata Demir’den, İlhan İrem kadar Bursa adeta sanat tarihine de ışık tutmuş bir kent. Onların bal mumu heykellerinin ve eşyalarının sergilendiği bir müze, Hollywood Bulvarındaki gibi isimlerinin yazıldığı bir kaldırım kente değer katmaz mı?
ULUDAĞ
Bursa’ya yabancı turistleri çekebilecek bir diğer ayrıcalığımız ise Uludağ.
Zaten mevcut fiyat politikasıyla ya yabancılar gelebilir ya da şu an olduğu gibi yüksek sosyetemiz.
Alp Dağları varken Avrupalıları Uludağ’a getirmek belki mümkün değil; ama Rusları, Amerikalıları ve Uzak Doğuluları getirebiliriz. Tabi ki Uludağ’a yeni tesisler ve pistler kazandırmak şart. Yaz spor turizmi için de spor futbol sahaları da tabi ki.
KAPLICA TURİZMİ
40-50 yıl önce “Kaplıca” dendiğinde akla Bursa gelirdi. Ama artık o turizmi de kaptırdık. Kütahya, Afyon, Bolu gibi şehirler kaplıca turizmini ele geçirdi.
İşte o alanda tekrar liderliği ele almak için çarpıcı projeler şart.
Macaristan’daki kaplıcaların fotoğrafını görüyorsunuz. İnternette daha da detaylı inceleyebilirsiniz. İşte o bir türlü yapılamayan Tabakhaneler bölgesine Macaristan’daki gibi açık, kapalı havuzların olduğu dev tesisler bütün ibreyi bir anda Bursa’ya çevirir. Lütfen Macaristan’daki kaplıcaların fotoğraflarına bakın ve Bursa’da benzerlerinin yapıldığını düşünün.
BURSA MUTFAĞI
Gurme turizmi çok önemli. Bu biraz yerli turiste hitap eder gibi olsa da, önemli değil. Sonuçta hedefimiz daha fazla turist ve kent ekonomisine katkı.
Bursa, İskender’i, Pideli Köftesi, İnegöl Köftesi, Osmanlı Mutfağı, Cantığı, Tahanlı Pidesi, Cevizli Lokumu, Kestane Şekeri, Kemalpaşa Tatlısı, Sütlü Kadayıfı, Süt Helvası ile damak çatlatan bir şehir. Bunları sunan işletmeler hakkını da veriyor.
BURSA LEZZETLERİ FESTİVALİ
İşte bu alanda da güzel bir tanıtım ‘Gurme Turistleri’ şehre çekecektir.
Bakın sosyal medyada çok güzel paylaşım yapan bazı işletmelerin, paylaşımlarından etkilenip Bursa’ya gelen insanlar olduğuna bizzat şahidim.
Ayrıca Geleneksel Bursa Lezzetleri Festivali” adı altında bir organizasyonda planlanıp hayata geçirilmeli.
DOĞAL GÜZELLİKLER
Dağ, tepe, ova, yayla, deniz, göl, akarsu, şelale, mağara, longoz, kanyon gibi doğal güzelliklerin hepsine sahip Türkiye’deki ‘Tek Şehir’ olan Bursa’nın doğa tutkunlarını daha fazla çekebilmesi gerekiyor. Bu konuda tur şirketleriyle ortak bir çalışma planlanabilir.
KONGRE TURİZMİ
Bursa için “Kongre turizmi için önemli bir merkez olacak’ söylemleri vardı; ama ne yazık ki hayata geçemedi.
Bunun için yukarıda saydığım turizm destinasyonlarında yeterli yatırımlar, yapılır, projeler geliştirilebilirse Bursa gerçekten “Marka Şehir” unvanını gerçekten üzerine alır ve Kongre Turizmi için de tercih noktası olur. Kentte yeterli sayıda otel var; ilave salonlarla bu mümkün olabilir.
FİLM-DİZİ VE GEZİ PROGRAMI ÇEKİMLERİ
Bugün Amerika’ya, Avrupa’ya giden hatta bizden bir örnekle İstanbul’a gelen turistlerin çoğunluğu televizyondan görüp etkilenerek o yerleri ziyaret etmek istiyorlar.
Bu yüzden Bursa’nın ev sahipliğinde, Bursa’nın güzelliklerinin ön plana çıkarılacağı yapımlar Bursa’nın tanıtımına büyük katkı sağlar. Bu konuda belediye prodüksiyon şirketlerine avantajlar sunarsa veya direkt kendisi yaptırabilirse çok etkisi olur.
Özetle…
Bursa’nın şu an sahip olduğu turizm destinasyonları kesinlikle yetersiz.
Bu gelen turist sayısıyla çok net ortada zaten. Gelenleri de kaybetmişiz.
Bursa’nın gerçekten ‘Marka Kent’ olabilmesi ve turizmden hatırı sayılır pay alabilmesi için yapılması gerekenleri ifade etmeye çalıştım.
Doğru noktalara uygulanacak, doğru, vizyon projeler ve o projelerin tanıtımının sürekli olarak yapılabilmesi, Bursa turizmine eşik atlatır ve şehri bambaşka bir havaya sokar.
Sadece iyi bir ekip çalışması, hızlı hareket, vizyon, kararlılık ve cesaret gerekiyor.