Bu iki konuya detaylarını bilmeyenler için kısaca değinip değerlendirmek istiyorum.
Rize’de yapılan meydana Bursa’dan giden paradan başlayalım.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Rize Belediyesi’ne 15 Temmuz meydan inşaatı için 427 bin TL aktardığı ortaya çıkmıştı.
Başkan Aktaş eleştiriler üzerine “Konunun bizim dönemimizle alakası yok 2014 yılında Recep Altepe döneminde Belediye meclisinde oy çokluğu ile alınan bir karardı bize ödemesi düştü” şeklinde bir savunma yaptı.
Bu savunma şeklini hatırladım. Aslında siyasiler sık sık başvururlar.
Recep Altepe Doğanbey Tokiler için yapardı.
“Proje bizden önce çizilmişti, o yüzden bizim suçumuz değil” derdi.
Laf ola beri gele !
Kentin belleğine kazınmış yerleri tüm kentlilerin itirazına rağmen bir kepçeyle yıkmayı biliyorsunuz da, daha temeli bile atılmamış yanlış projeleri mi engellemiyorsunuz ?
Külahıma anlatın!
Bu yüzden Başkan Aktaş’ın Rize meydanına verilen para için yaptığı bu yöndeki savunma da tatmin edici değil.
Türkiye’nin en borçlu belediyesi olan Bursa Büyükşehir Belediyesinin borçlarını ödemek veya yarım kalan projelere para aktarmak yerine başka belediyelere para dağıtması, tek cümleyle açıklanır.
Ayranı yok içmeye tah-ı revanla gider su içmeye !
"Biz Bursa’ya bir sürü meydan sözü verdik; ama hiçbirini yapmadık barı Rize’ye yapılsın” mı dendi acaba ?!
Sayın Aktaş… Belediye bütçesi vatandaşlardan toplanan vergilerle oluşur. O vatandaşlar arasında Bursalılar da var.
Dolayısıyla o bütçe Bursalıların size emanetidir.
Lütfen o emaneti amacına uygun olarak kullanalım.
Bursa’ya ayrılan kaynağı sadece Bursa ile alakalı yerlere harcayalım.
MESTERCHEF BURSA PROGRAMINA YAPILAN ÖDEME
Bir diğer gündem konusu da MasterChef Bursa’ydı.
Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta televizyonda yayınlanan MasterChef programı Bursa çekimleri yayınlanmıştı.
Bu konuda da Bursa Büyükşehir Belediyesine suçlamalar yöneltildi.
Şöyle ki Büyükşehir Belediyesinin bu programa da 600 bin TL + KDV ödediği iddia edildi.
Başkan Aktaş da son Belediye meclisi toplantısında gergin bir vücut diliyle
“Bu programı Bursa’nın tanıtımı için istedik ve o miktar bir para da ödemedik, ödediğimiz miktarın yarısını zaten BTSO karşıladı” şeklinde açıklama yaptı.
Şu Bursaspor’a yardım toplayacağım diye kamuoyu önünde janjanlı açıklamalar ile reklam yapan; ama verdiği sözü tutmayan BTSO ve başkanı İbrahim Burkay’dan bahsediyor. Burkay yemek işi ile uğraşan BTSO üyelerine söyleyip sponsorluğu ayarlamış.
Aktaş programın Bursa’nın ve Bursa mutfağının tanıtımı için faydalı olduğunu da ekledi.
Tanıtım kısmına kısaca değinecek olursak şunu ifade ederek başlayayım.
Bursa denince ilk akla gelenlerden olmaya başlayan Doğanbey Tokilerin sık sık kamera açısına girmesi nasıl bir katkı sağladı bilemiyorum; ama ben izlerken utandım açıkçası.
Gerçi Doğanbey kentin reklamını tek başına yapmaya başladı aslında.
"Reklamın iyisi kötüsü olmaz" mantığı ile mi bakarsak böyle !
Betonlaşmış ova görüntüleri de aynı şekilde iç burktu.
Ayrıca Kayhan’da büyümüş bir Bursalı olarak programda yapılan “Aslında yapılamayan- Kayhan usulü Pideli köfteleri şaşkınlıkla izlediğimi ifade etmek istiyorum. Pideli köftenin adını duymuş olup merak eden diğer şehirlerdeki insanların o görüntüden sonra eminim hevesleri kaçmıştır.
Menüde İnegöl Köfte yokken birçok Bursalının bile bilmediği “Muradiye çorbası ve Enginar mı olmalıydı orada” diye de eminim düşünen de çok olmuştur.
Neyse çok da detaya girmeyelim.
Tabi ki o menünün sorumlusu Başkan Aktaş değil.
Böyle bir program Bursa için zaten gerekli de değil.
Bursa adı sanı pek geçmeyen küçük bir Anadolu kenti değil sonuçta. Böyle programlara ihtiyacımız yok.
Tabii yurt dışı bir program olur, sinema filmi olur, dizi olur onu anlarım; ama bu şekilde yerli programlara para verip kente getirmek hem gereksiz hem de şehrin parasını çarçur etmektir.
Özetle Başkan Aktaş iyi niyetle bu programı istemiş ama havadan yapılan çekimlerle yeşil özelliği kalmayan Bursa görüntüsü yürekleri burkarken, programın içeriğinin de tatmin edici olmaması bu iyi niyeti amacına ulaştıramadı.
Muhalefet de bu program için harcanan parayı gündeme getirdi.
Geçtiğimiz günlerde Bursa Büyükşehir Belediyesinin kendisine yakın medya kuruluşlarına mali destek sağladığı da gündeme gelmişti.
Bunu yapan saygıdeğer belediyemizin tam aksi bir şekilde ‘eleştiriyor yanlışları söylüyor diye’ reklam vermeyi keserek aklınca cezalandırdığı medyalar da var bu şehirde.
Yanlışları söylemeyip şakşaklayanların kötülük, o yanlışları söyleyip uyaranların ise iyilik yaptığını görülemiyor belli ki.
Başkan Aktaş’ın medya ile ilişkilerine kendi mi karar veriyor, çevresi mi yönlendiriyor bilemiyorum; ama bu konuda atılan yanlış adımlar ortada.
Sayın Aktaş toparlayacak olursak, Siz, yönettiğiniz belediye ve BTSO Bursa’da birçok proje yarım kalmış öylece beklerken, Bursa’nın en değerli ve tanınan markası Bursaspor bu durumdayken ve üstelik kulübün bu durumundan 'kongrelere müdahaleleriniz nedeniyele 'sizler de sorumluluk sahibiyken, desteklerinizi başka mecralara kaydırmanız hiç doğru olmuyor.
Eğer illa ki bir yerlere maddi destek verecekseniz Bursaspor’a verin.
Bursaspor'un Enginardan, çorbadan çok daha iyi bir tanıtım aracı olacağını düşünüyorum.
Bu şehrin en önemli tanıtım markası Bursaspor’dur.
Ayrıca göreve geldiğinizden beri dikkatimi çeken meclis toplantılarındaki o yüz ifadenizi, sert ve otoriter üslubunuzu Ankara’da Bursa’nın haklarını savunmak için takınmanız daha doğru olur.
O parmağınızı Bursa’ya yıllardır üvey evlat muamelesi gösteren, Bursa’ya hak ettiği kaynağı yine yıllardır aktarmayan bu nedenle sizleri de zor durumda bırakan Ankara’dakilere sallamalısınız.
Bursa’yı gerçek manada savunun ki zamanı geldiğinde - ki o zaman yaklaşıyor- Bursalılar da sizi savunsun, size desteğini versin.