Bu yazıda kentin ulaşım, trafik veya sosyal projeler açısından eksiklerine değinmeyeceğim. Sadece kentsel dönüşüm gereken bölgelerin üzerinde durmak istiyorum.
Sık sık vurguluyorum. Dağ, tepe, deniz, körfez, göl, orman, sahil şeridi, plaj, ova, yayla, vadi, kanyon, ada, yarımada, milli park, plato, boğaz, mağara, longoz, kaplıca, akarsu, şelale, gölet gibi doğal güzelliklerin hepsine birden sahip Türkiye’deki tek şehir Bursa’dır. Dünya’da başka örneği var mı bilemiyorum.
Tüm bu doğal güzelliklerin üstünü ise son 60-70 yılda – ki son yıllarda gittikçe artan bir şekilde- kötü şehirleşmeyle örtmüşüz.
Net söylüyorum Bursa’yı çirkin bir şehir haline getirdik.
Çarpık ve plansız semtler, estetikten uzak çirkin binalarla Bursa’yı donatmışız. Özellikle Osmangazi ve Yıldırım’ın büyük bir bölümü bu durumda.
Şehre yüksek bir noktadan bakıldığında insanın yüzünü ekşiten bir manzara ile karşılaşıyorsunuz.
Kent girişleri ayrı, kötü, içlere doğru girildikçe ayrı kötü manzaralarla karşılaşıyorsunuz. Şehrin göbeğindeki mimari yanlışlarla da tuz biber ekmişiz.
Bursa’nın güzelleşebilmesi için kentsel dönüşüm şart.
Ama gerçek kentsel dönüşüm.
Yani plansız semtlerin yıkılarak, altyapısı yeterli, modern, yeşil yaşam alanlarına sahip sitelere dönüşmesinden bahsediyorum.
Boş arsalara bina dikerek veya Nilüfer’deki gibi 5-6 katlı 25 yıllık apartmanları yıkarak 14-15 katlı siteler yapılmasından bahsetmiyorum.
Gerçek kentsel dönüşüm çöküntü bölgelerini planlı semtler veya projeler haline getirmektir.
Bu Bursa’da zaten sürekli konuşuluyor; ancak icraata bir türlü geçilemiyor.
Büyükşehri Belediye Başkanı Alinur Aktaş bu konuda çalışmalarına hız verdiğini ifade ediyor. Akpınar ve Tabakhaneler bölgesinin öncelikli olduğunu söylüyor.
SICAKSU PROJESİ DEĞİŞMEMELİ
Sıcaksu’daki termal projenin alanının küçültülüp konut alanına dönüştürüleceği planının da biliyoruz. Bu yanlış olur. Zira oraya yapılacak büyük ve güzel termal tesisler Bursa’nın kaybettiği termal turizmi yine kente çekebilir.
Macaristan’daki kaplıcalar orası için çok iyi örnek teşkil ederek kanısındayım. Dolayısıyla Tabakhanelerdeki eski plan uygulanmalı.
Çarpık semtlerin dönüşümüne dönecek olursak o konuda yıllardır bir tıkanma yaşanıyor.
Şöyle ki vatandaş 100 M2 arası üzerine 3 katlı ev yapmış. Üç ayrı aile yaşıyor.
Dönüşüm olursa sadece 1 daire verileceği söyleniyor. Vatandaş da buna doğal olarak itiraz ediyor.
KAT SAYISI ARTMALI
Buradaki sıkıntı aslında “Zemin artı 5-6 kat” yapma ısrarından kaynaklanıyor.
Bu ölçüde müteahhit kazanamıyor ki nasıl arsa sahibine 2-3 daire versin?
Bu yüzden Sırameşeler’den, Gürsu’ya kadar yolun alt tarafının 9-10 katlı modern, yeşil alanları olan sitelere dönüştürülmesi tek çare.
Yıllardır oraya uygun görülen kat sayısı ile ilerleme kaydedilemiyor işte. Bu sorun, bu şekilde çözülemiyor, çözülemez de.
O zaman bu ısrar niye?
O bölge tarihi alanlardan uzak 60-70 yıl öncesine kadar tarla olan yerler.
Öyle heyula gibi 20 katlı binalar dikilsin demiyorum. Ancak biraz daha artırılabilir.
Üstelik kat sayısı artıkça yeşil alan da artar.
Bugün 10 evin kapladığı alanda 50 daire yapılabilir. Artan alana da yol, yeşil alan ve park yapılır.
Yatay mimari daha çok yeşil alana konut yapmak anlamına gelir.
Tarihi bölgelere uzak semtlere bu tarz modern siteler yaparak çok güzel bir dönüşüm sağlanır.
Sonrasında Yıldırım’ın üst mahalleri de bu şekilde dönüştürülmelidir.
Sadece oralar değil, Doğanbey Tokiler, Çarşamba, Demirkapı, Haşimişçan, Gökdere daha birçok yer var dönüşmesi gereken.
GÜZEL BİNALAR GÜZEL ŞEHİR
Tabi ki bu dönüşümlerde binanın estetiği de çok önemli.
Saçma sapan çirkin binalar yapılamamalı.
Dışı güzel binalar şehri güzelleştirmiş olur.
Ayrıca her caddede kat sayısı eşit olmalı.
Çevre ve şehircilik bakanı Murat Kurum önümüzdeki günlerde Bursa’ya gelecek.
Başkan Alinur Aktaş’la şöyle bir helikopter turu atsalar ne demek istediğimi daha net anlarlar diye düşünüyorum.
Bursa şehri merkezinin yıkılarak, planlı, estetik binalarla yeniden dizayn edilmesi gerekiyor.
Bunun için de daha önceki kararların revize edilmesi ile hızlı ve kararlı adımların atılması şart.
Bursalılar böyle kötü bir mimariye sahip bir şehirde yaşamayı hak etmiyor.