Hep ifade ederim Türkiye’de Bursaspor kadar kaotik bir camia yok. Dünyada var mı bilmiyorum.
Kaos olmadan duramıyoruz. İki gün yüzümüz gülse ertesi gün illa ki bizleri üzecek gelişmeler oluyor.
Güzel bir şey olduğunda “Bakalım arkasında ne gelecek?” der hale geldik.
Son yaşananlara tekrar detaylı bir şekilde girmeyeceğim.
Bazı yöneticiler hata yaptılar. Sonrasında çok kısa bir zamanda o hatalarını anladılar ve telafi yoluna gittiler.
Belki telafisi olmadı; ama bu da çok önemli bir erdemdir. Zira yanlışlarında ısrarla devam edenleri çok gördük.
Ki o yanlışlar Bursaspor’u bu duruma getirdi.
Son gelişmelere baktığımızda ise artık olan oldu.
Yaşananları ısıtıp ısıtıp konuşmanın bir manası da Bursaspor’a yararı da yok; ama zararı çok.
Yönetim de artık çok daha dikkatli davranıp başka hata yapmamaya gayret etmeli.
Zira hem Bursaspor’a hem de yaptıkları doğrulara zarar vermiş olurlar.
Bizler yönetime eleştirilerimizi yaptık. Yönetime destek olanlar desteklerini verdi.
Daha fazla uzatmanın alemi yok.
Gidenler gitti. Çok üzüldük. Zira çok sevdiğimiz, güvendiğimiz Bursasporlular.
Bir gün dönerler yine görev alırlar.
Ancak Bursaspor’un hedefe kilitlenebilmesi için konu artık kapanmalı.
Zira as olan Bursaspor’dur.
Burada önemli olan Bursaspor’un bekasıdır.
Ayrıca yapılan onca doğruyu da unutmamak gerekiyor.
Sonuçta Adanur ve arkadaşları yıllardır bekleyen sorunları çok kısa bir sürede çözdüler.
7-8 senede biriken problemleri bu kadar kısa sürede çözmek her babayiğidin harcı değildir.
O yüzden Adanur yönetiminin kredisi sizleri bilemem; ama benim nazarımda çok yüksek. Doğru bulmadığım uygulamaları olursa yine eleştiririm o ayrı; ancak şu ana kadar ki performansları kimsenin beklemediği derecede iyi.
Şunu net görüyorum. Yönetim, Süper Lig’e dönüş konusunda son derece heyecanlı ve motive durumda. O heyecanları ve tecrübesizlikleri bazen bizi sıkıntıya sokabilir.
Ancak Bursaspor’un olması gereken yeri çok iyi biliyorlar.
Bu beni çok mutlu ediyor. Zira son yıllarda Bursaspor camiasında başarısızlık normalleştirilmeye başlanmıştı.
Açık söyleyeyim “Amatöre düşsen bile” Ya da “Kaldırımda oynasan bile destekleriz” tarzı söylemlerin iyi niyetinden şüphem olmasa da, dillendirilmesini doğru bulmuyorum.
Burası Bursaspor. Bursaspor sağlıklı yaşam için spor olsun diye kurulmadı.
Bursaspor başarılı olup bu kenti layıkıyla temsil etsin diye kuruldu.
O başarının karşılığı da Süper Lig’de zirveye oynamak, Avrupa’da kupalarında da sürekli yer almaktır.
Yok öyle “kaldırımda oynamak, amatöre düşmek” falan. Bu söylemleri bırakmalıyız.
Bursaspor Süper Lig’de oynayacak.
İşte bunun için de taraftar, yönetim, hoca, futbolcular, medya kısacası tüm camia mensupları tartışmaları bir kenara bırakıp acilen birlik olacak, olmalı.
O birliği sağlayarak Süper Lig şampiyonluğunu kazanmış bir camia için bir alt ligi zirvede bitirmek çocuk oyuncağıdır.
İfade ettiğim gibi bunun için de gereken acilen hem de çok acilen tartışmaları bir kenara bırakıp takıma desteğe yoğunlaşmaktır.
Artık bu sene Süper Lig’e dönüş dışında farklı bir ana gündemimiz olmamalı.
Eğer olursa çok kırılgan bir camia olduğumuzdan yine hedefe varamayız.
Ki o hedefe varamamak bizi uçurumun çok daha derinlerine atar.
Bu yüzden aklımızı başımıza alalım ve Bursasporluluğun gereğini neyse onu yapıp yeni gelecek hocaya, takıma, yönetime elimizden gelen desteği verelim.
Çünkü o desteğe fazlasıyla ihtiyaçları var.
Eve dönüş için hepimizin ihtiyacı var.