Bursaspor’da Fatih Tekke dönemi başladı. Yeşil beyazlı yönetim “Mustafa Er’in istifasıyla boşalan koltuğa en doğru isim olarak kimi oturtabiliriz?” diye düşündüğü stresli bir hafta geçirdi.
Zira yanlış bir ismin tüm emeklerin boşa gitmesi anlamına geleceğini biliyorlardı.
Kendilerine birçok teknik adam önerildi. Farklı isimler için ikna edilmeye çalışıldılar. Önerilen adayların her birinin artıları eksileri vardı. Kafaları da karışmadı değil.
Erzurum mağlubiyeti Emin Adanur ve ekibinin daha hızlı hareket etmesini sağladı ve onlar da gerekeni acilen yaptılar.
Sorunlar karşısında ilk etapta soğukkanlı olmak sonrasında da gerekli reaksiyonu verip çözüme gitmek iyi bir yönetim anlayışı açısından önemli bir hareket tarzıdır. Teknik adam konusunda yönetim bunu tavrı sergiledi.
Diğer adayların isimlerini artık dillendirmeye gerek yok. Şahsen ismi geçen teknik adamlar arasında başarılı olabileceğine inandığım iki isimden biri Fatih Tekke’ydi.
Bu yüzden de kendi adıma Bursasporlu idarecilerin doğru bir tercih yaptığını düşünüyorum.
Fatih Tekke’yi camia olarak yakından tanımıyoruz. Futbolculuğunu ve hocalığını dışarıdan takip ettik.
Tanıyanlar veya O’nunla birlikte çalışanlar “Dürüst, hırslı, ilkeli, hedefe odaklı ve biraz sert yani disiplinli” olduğunu ifade ediyor.
Zaten bu özellikler ideal bir teknik adamda olması gereken özellikler.
Bunlara ilaveten Tekke liderlik vasfı ve sahaya doğru bir futbol aklı da yansıtabilirse, Bursaspor için Süper Lig’e dönüş hedefine ulaşılması hiç de zor olmaz.
Karadenizli teknik adamın baskılı ve önde oynayan bir futbol anlayışını sevdiğini biliyoruz. Bursasporluların zaten en büyük isteği de budur. Korkak ve pasif futbolu olduk olası sevmedik. Sevmeye de niyetimiz yok.
Tekke bu yönü ile de bize uyuyor.
Genç teknik adam önde oynamayı seviyor; ancak defanstaki uzun zamandır çözülemeyen kronik sorunları da izlediği iki maçta da görmüştür. O yüzden özellikle o bölgeye takviye isteyeceğini düşünüyorum.
Bu arada en önemlisi Tekke’ye Bursaspor Camiası olarak üst düzey bir destek vermek gerekiyor.
Çünkü camia olarak bizde sert, muhalif, ve bu nedenle de kaotik bir camiayız. İyi niyetle yaptığımız şeyler bile bazen zarar verebiliyor.
En azından bu süreçte bu yönümüzü mümkün mertebe kadroya ve teknik ekibe yansıtmamak şart.
Taraftar, yönetim, hoca, futbolcular, medya camianın tüm öğeleri her şeyi bir kenara bırakıp birlikte hareket etmedikçe Süper Lig’e dönüş hedefine ulaşmamız mümkün olmaz.
Bizler de kendi uç yönlerimizi biraz törpülemeliyiz.
Camia Fatih Tekke’ye güvendi ve ‘Futbolun patronu’ olarak göreve getirdi. Artık camiaya düşen sahayı O’na bırakıp destek olmaktır.
Fatih Tekke ve ekibi de Bursaspor Camiası’nın beklentilerini tam anlamıyla idrak edip çalışmalarını sürdürdüğü takdirde doku uyuşması gerçekleşir ve zaten sonrası da gelir.