“Abi ben ve diğer genç arkadaşlar tribünlerden çok çekiniyoruz. Bu da oyunumuza direkt olarak yansıyor. Sırf bu sebepten ayrılmayı bile çok düşündüm”
Bu sözler Bursaspor’un genç ve başarılı bir oyuncusuna ait.
İsim vermeye gerek yok. Zaten burada önemli olan isim değil, vurgu yapılan konu.
Bursasporlular kadar stresle, kaosla, sorunlarla boğuşan bir taraftar kitlesi Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Bir sevinsek üç üzülüyoruz. Hemen her gün can sıkan bir gelişme ile yüz yüze kalan taraftaralar da haliyle stres yükleniyor.
Maçlarda da o stres yüzünden zaman zaman öfke patlamaları yaşanabiliyor.
En kötüsü de maç anlarında bireysel veya toplu olarak bazı futbolcular hedef alınabiliyor.
İşte yukarıda endişesini dile getiren futbolcu kardeşimizin bahsettiği olay tam da bu.
Sonuçta onlar da insan bir anda binlerce kişi tarafından protesto edilmeyi her psikoloji kaldıramaz.
Bu sene yabancılar da var. Ama onlar da taraftarın tepkilerini anlayabiliyor sonuçta.
Motive edici bir taraftar kitlesi kötü performansları bir anda tersine çevirebilir.
Empati yapalım…
Futbolcusunuz üç kez araka arkaya hata yapıyorsunuz, tribünler üzerinize geliyor eliniz ayağınıza dolaşmaz mı? “Aman top gelmesin” demez misiniz?
Tam tersini düşünün üç kez arka arkaya hata yapmışsınız ve buna rağmen tribünler sizi alkışlayıp destek oluyor. O zaman da bu desteğe layık olabilmek için en üst düzey mücadeleyi vermez misiniz, canınızı dişinize takmaz mısınız?
İşte bu yüzden çilekeş, vefakar Bursaspor tribünlerine bu sezon her zamankinden fazla iş düşüyor.
Üst düzey destek ve motive edici olabilmek çok önemli.
Arada sinirine hakim olamayanlar olursa uygun bir dille uyarmak da ayrıca önemli.
Tribünlerde otokontrolün sağlanmasından bahsediyorum.
Şampiyonluk sezonu öyle üst düzey bir kadro falan yoktu elimizde.
Ama şehrin ve tribünlerin üst düzey bir desteği vardı.
Aynı desteği sağlayabilirsek ait olduğumuz yere dönmemek için hiçbir sebep yok.
Tahta açıldı, gitmesi gerekenler gitti, transferler yapıldı, alternatifli bir kadro oluşturuldu.
İlk üç maç iyi gitmedi. Kızdığımız, eleştirdiğimiz şeyler de oldu. Bunları dile de getirdik
Ancak artık “Şöyle olsaydı, böyle olsaydı” diye tartışmanın bir faydası yok.
Bu kadro doğru bir şekilde oynatılır ve camia da her zamanki desteğini verirse Süper Lig’e dönebilir mi?
Bence evet dönebilir.
Bu soruya “Hayır” yanıtını çok az kişinin vereceğini düşünüyorum.
O yüzden artık top camiada diyebiliriz.
Haydi şu kulübü hep birlikte ait olduğu yere döndürelim.