Fatih Tekke “Samsunspor galibiyetini fazla abartmayalım” demişti ; ancak sahaya çıktığı 11 ile kendisinin de özellikle o maçın ikinci yarısının etkisinde kaldığını gösterdi. Burada en önemli eleştirim mevkilere devşirme oyuncular kullanılması. Her mevkinin adamı transfer edilmişken sağbek sağnek değil, stoper gerçek stoper değil. O mevkilerin adamları ise ya kadroda yok ya da kenarda oturyor.
Maça Tuzlaspor baskılı başladı. Bu zaten beklenen bir şeydi. Zira hemen her maç rakipler Bursaspor’a karşı önde basarak başlıyorlar.
Ev sahibi ekip Canberk’e takılmasa daha maçın başında iki gol de bulabilirdi. Canberk sergilediği performansla alınan 1 puanın öne çıkan ismiydi diyebiliriz.
Burada Bursaspor’un o baskıyı kıracak, o baskıya cevap verecek orta saha oyuncularına ihtiyacı vardı
Ancak Tuzlaspor’un gördüğü kırmızı karta kadar böyle bir reaksiyon göremedik.
Dikine ve hızlı oyun yerine yine gereksiz paslaşmalarla top oyalanıyordu.
Bu arada takım üzerinde motivasyon ve enerji eksikliği de göze çarpıyordu.
Asıl sorun da bu aslında. Yani iyi skorla biten bir maçın ardından bu şekilde düşüşler yaşanırsa hedefe ulaşılmaz.
Rakibin 10 kişinin kalması ile birlikte Burak’ın merkeze yaklaşmasıyla orta saha üstünlüğü yeşil beyazlılara geçince Timsah rakip kale önünde de daha fazla görünmeye başladı.
Ancak burada da geçen haftanın iyilerin bu maçtaki düşük performansları da göze çarpıyordu.
Penaltıyı kaleciye göstere göstere kötü bir şekilde kullanan Massimo Bruno’la da 3 puan için ele geçen önemli fırsatı kaçırmış oldu.
Özetle bu maçta 3 puan alınamamasının ana sebebi hem oyun sisteminden hem de motivasyon eksikliğinden kaynaklanıyordu.
Oyuncularda maçı kazanmak için gerekli motivasyonu ve enerjiyi, iştahı şahsen 90 dakika boyunca göremedim.
Ayrıca sürekli ifade ediyoruz. Bu kadro çok daha baskılı oynayabilmeli.
Özellikle kanatları çok daha iyi kullanabilmeli.
Ama nedense son Samsun maçının ikinci yarısı hariç bugüne kadar Fatih Tekke ile bunu göremedik.
Tercih edilen oyun sistemi bu kadroya uymuyor. Oyuna müdahaleler de yeterli olmayınca sonuç da bu oluyor.
Maça başladığın sistemle bitirmek zorunda değilsin. Baktın olmuyor değiştireceksin. Gerçi Tekke maçlara zaten hep yanlış sistemlemle başlıyor ya !
Rakip 10 kişi, oyunu rakip sahaya yıkmışsın gol arıyorsun; ama takımın baş golcüsünü hala yedek kulübesinde yanında oturtuyorsun.
Bu kadar cesaretsizliğin açıklaması olamaz.
Burada da gözler haliyle kenar yönetime dönüyor.
O tarafa baktığımızda da ortaya konan tablo ile çok da fazla umut vaat eden bir görüntü ile karşılaşamıyoruz.
Bu durumda da İnsan ister istemez “Zararın neresinden dönülürse kardır” diye düşünüyor.
Eldeki malzeme ile kebab yapılabilecekken, menemen yapabilen bir usta var mutfakta.
Bir türlü lmuyor, olacağına da dair de en ufak bir umut ışığı da görünmüyor.